|
Osmanlı"da da Susurluklar varmış

Türkiye''de gelenekleri olan iki kurum var: Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı. Osmanlı döneminde Anadolu''da, Balkanlar''da ciddi asayiş sorunları oldu. Kuva-yı Milliye ve Cumhuriyet döneminde ayaklanmalar vuku buldu. Bu nedenle asayiş politikalarında devamlılık ve devasa bir birikim var. Osmanlı Hariciye ve Dahiliye bürokrat aileleri Cumhuriyet''te de varlıklarını devam ettirdi. Bu birikimi bir şekilde kullandılar. Belki ''derin devlet'' bu. Tarih Vakfı''nca yayınlanan, Sabri Yetkin''in "Ege''de Eşkıyalar" isimli kitabında, Osmanlı''da uygulanan asayiş politikaları ile bugünki arasında ilginç benzerliklere dikkat çekiliyor. ''Koruculuk''tan Özel Birlik''e, Susurluk''a kadar benzer tartışmalar yaşanmış. Basının tepkisi dahi tamıtanıma aynı. Kitapta, Ege''deki eşkiyalık olgusunun idari, siyasi, askeri, ekonomik boyutları, dış bağlantıları kritik ediliyor. Eşkiyalığın ardında eşrafın nüfuz çatışmasının bulunduğu da kaydediliyor. Yerel bir eşkıyalıkta yabancı devletlerin oynadığı rolü PKK ayaklanması ve daha bölgesel düzeyde Kürt sorunu ile ilişkilendirmek pekala mümkün.

Dış güçler eşkıya ile dost

Ege, 19. yüzyıldan itibaren yabancı sermayenin yoğun yatırım yapıp büyük çıkarlar beklediği bir bölge. İngiliz tüccarlar kurdukları aile şirketleriyle İngiltere''nin Osmanlı ile olan ticaretine egemen oluyorlar. Kitapta, Ege''ye sermaye yatıran güçlü ailelerin gelirlerinin arttırılması ve sürekliliğinin sağlanması düşüncesinde oldukları, bu yüzden levanten ailelerin, çıkarları için bölgede eşkiyalık''ı destekledikleri, bölgeye yabancıların müdahale etmesini istedikleri belirtiliyor. Eşkıyalık''a yabancı desteğine dair tartışmalar, İngiltere''ye yakınlığıyla tanınan Kamil Paşa''nın Aydın valiliği döneminde türeyen Çakırcalı Çetesi zamanında yoğunlaşıyor. Asayişsizliğin devamı yabancı yatırımların garantisi için müdahaleye imkan tanıyacak. Çünkü vilayetin başında, İngilizci Kamil Paşa ve oğlu Sait Paşa var. Sait Paşa başta Çakırcalı Efe''nin yakın dostu olan Whitaller olmak üzere levanten aileler ile sıkı fıkı. Bozdağlardan Sümbül soğanı toplayarak ihraç eden Whitaller''in çeteye silah sağladığı belirtiliyor. İngiltere Avam Kamarası, Çakırcalı''ya yakın ilgi duyarken, İngiltere Konsolosu ile Efe arasından su sızmıyor. Keskin bir megalo-ideacı olan Aydın Rum Metropoliti Tarasos Efendi de Efe''nin destekçilerinden ve bölgede sürekli asayişsizlik istiyen biri.

Paşalar desteklemiş

Asayiş sorunu üzerinden devlet içinde iktidar kavgası sürüdürüldüğü anlaşılıyor. Kamil Paşa gelişmeleri siyasal çıkarlara bağlıyor, vilayette eşkiyalığın sürekli artması için, rakibi olan sadrazam tarafından bazı oyunların çevirildiğini iddia ediyor. Paşa: "Sadrazam Ferid Paşa''nın amacı men-i şekavet için bi''l-külliye kadro haricine çıkarılmaklığım idi" diyordu. Ona göre, bu düşüncenin gerçekleşmesi için Kara Sait Paşa''nın Sadrazam Ferid Paşa''dan gizlice aldığı emri uygulayarak, afta bulunan Çakırcalı''yı yeniden eşkiyalığa dönmesi için kışkırtıyor. Bir başka belgede, Sait Paşa''nın Çakırcalı ile ortak olduğu, çete vurgunlarından komisyon aldığı, eşkiyalığa yönelik alınan tedbirleri çeteye bildirdiği belirtiliyor.

Osmanlı basını Susurluk''u eleştiriyor

Eşkiya ile mücadelede başarı sağlamak için onlar gibi düşünebilen, onlar gibi çalışabilen müfrezelerin gerekli olduğu savunularak, başıbozuk çetelerin kurulması öneriliyor. Vali Muhtar Paşa ''eşkıyayı en iyi eşkıya bilir'' düşüncesiyle, affedilmiş eski çetebaşlarını ''kır serdarı'' ünvanıyla yeniden Çakırcalı''nın takibine göndermeye çalışıyor. Bu girişime Osmanlı basını tepki gösteriyor. Bunun yararından çok zararına dikkat çekiliyor, hiçbir zaman başarı elde edilemediği belirtiliyor. Basın, eşkıya takibi için yapılan harcamaları, işin ekonomik boyutunu sorguluyor, takip müfrezelerine yüksek maaş verilmesini eleştiriyor. Yetkin''e göre, eşkıya takibiyle görevli kişilerin, yüksek maaş alarak, ekonomisi batmış devlette zengin olmak için eşkıyalığı önlemek istemediklerini söylemek mümükün.

Gizli örgüt yakalanıyor

Nasuhi Paşa hızlı hareket edebilecek , eşkıya gibi çalışabilecek gönüllülerden oluşan takip çeteleri ile köy koruculuğu oluşturulmasını öneriyor. Ferik Ali Paşa gönüllülerden oluşan iki çetenin kurulmasına izin veriyor, Mülazim Kamil Efendi''yi reis tayin ediyor. Çetelerin kurulması son derece gizli olduğundan, hiçbir yere haber verilmiyor. Örgüt bir tesadüf sonucu ortaya çıkıyor. Eşkıya gibi davranan ve bilgi toplamaya çalışan iki kişi Saruhan''da jandarma tarafından yakalanıyor. Mülazim Kamil Efendi, Saruhan Mutasarrıfı ile görüşüp, olayın çok gizli olduğunu, kimsenin bilmemesi gerektiğini söyleyerek, adamlarının serbest bıkakılmasını istiyor. Mutasarrıf inanmayıp, vilayetten emir istiyor. Bu arada jandarma yokluğu nedeniyle, Çerkez ve Arnavut gönüllülerden oluşan başıbozuk çeteleri, zenginlerin çiftlik ve hanelerine saldırıyor, bölgede asayişi ihlal ediyorlar. Devletin asayiş problemini çözmek için sık sık af ilan ederek eşkıyayı dağdan indiriyor. Hükümet düze indirilen çetelere vaat ettiği parayı veremeyince, çete mensupları vurgun ile ganimet elde ederek, yataklarını ve adamlarını beslemeye çalışıyor. Bu satırlar bugünkü olaylara uyarlandığında şaşırmıyoruz. İnsan bir zaman tüneline girmiş gibi oluyor. Sabri Yetkin''in yetkin ve kapsamlı çalışmasını okumakta yarar var.

24 yıl önce
Osmanlı"da da Susurluklar varmış
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak