|
Süper devletin aklı
-Her insanın içinde bir vahşet potansiyeli bulunduğunu gözardı edecek değilim. Bir çocuk kediyi ayağından asar, diri güvercinin kanatlarını yolar, kaplumbağayı hedef yapar, serçenin başını koparır vs... Terbiye edilmemiş dokular vahşet halinde urlara dönüşür. Her iklimde vahşet boy atar. İslâm dünyasında da, Hristiyan dünyasında da, Museviler, Hindular arasında da vahşet aktörleri boy gösterebilir. Yanlış anlayışlar dini bile yanlış yönelişlerin vasıtası haline getirebilir. Onun için, bir terör olayında, "bizim memleketten böyleleri çıkmaz" demek geçmez aklımdan. Ancak Amerika gibi bir ülke, bir vahşet olayı karşısında güç kullanmaktan söz edecek noktaya geldiğinde, atacağı her adımı on kere akıl süzgecinden geçirmek zorundadır. Çünkü o da, adaleti ararken, kullanacağı güç oranında bir başka vahşetin uygulayıcısı haline gelebilir. Üstelik global çapta bir vahşetin...

"Pearl Harbor'dan daha güçlü cevap verilmeli, buyurmuş Henry Kissinger. Bu terör şebekesini yok etmeliyiz. Terörü koruyan ülkeler, bunun bedelini ödemeli."

Amerika'daki güç kullanma çağrısının bir başkası New York Times başyazarı William Safire'e ait. O da, "Terör ve savaş durumunda kanıt aramak tehlikelidir. Bu saldırganların üslerini ve kamplarını hemen yok etmeliyiz." diyor.

"Sam Amca savaşa!" üslûbu. "Sen duman edersin, gücünü göster!"

Nereye?

İşte düşman!

"Bir otomobilde Kur'an ve Arapça uçak kullanma kılavuzu bulunmuş." Yani teröristlerin Kur'an'la ve Arapça ile ilgisi var!

"Bundan sonra dünya bambaşka olacak, Amerika kesin tavrını koyacak. Topyekün savaş başlatacak."

Nereye?

Artık Afganistan'la başlayıp Irak'a mı girer, yoksa İran'a mı? Libya mı olur, Sudan mı? Herkes ayağını denk almalı... "Kanıt aramaya gerek yok!"

Süper devletin aklı da süper olur mu bilmem. Hoş, süper akla gerek olduğunu sanmıyorum, normal akıl bile, koca bir devletin daha teennili bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini öngörecektir.

Amerika'ya neredeyse "Her Müslüman'da bir terörist bulma" duygusu enjekte edilmek isteniyor. "Her İslâm ülkesinde bir terörist barınağı bulma" kuşkusu...

Doğrusu "Amerikan aklı" böyle komplike bir hadisede ne kadar saf ve berrak olabileceği konusunda imtihan veriyor. Çünkü bazı davranışlarında "Amerika ne kadar Amerika?" diye bir soru da sorulmuyor değil.

Meselâ, "Acaba vahşî olduğu kadar organizasyon olarak herkese parmak ısırtıcı nitelikte olan bu saldırının arkasında bulunanlar, olayın dünya kamuoyuna nasıl yansıyacağını hiç düşünmemiş, bu konuda hiçbir çalışma yapmamış olabilirler mi? Böyle bir saldırı ile Amerika'nın pes edip, yenilgiyi kabul edeceğini, üstelik, diyelim saldırganlar Müslüman'sa, Amerika'nın İsrail'i desteklemekten vazgeçeceğini mi düşünmüşlerdir? Yoksa ilk planda Müslümanlar'ın suçlanacağını ve Müslüman ülkelere karşı bir Amerikan saldırısının gündeme gelebileceğini hesap etmişler midir?" sorusu Amerika'da gündeme alınır mı? Bu soruların hemen peşinden "Nihai planda Amerika'nın gücünü Müslümanlar'a yöneltecek bir saldırı planlamalıyız" diyecek iradenin hangi irade olabileceği üzerinde kafa yorulur mu? Bilemiyorum.

Meselâ ben, "Amerika, İslâm ülkeleriyle böylesine hayati çıkarları olmasına ve Filistin'de İsrail'in davranışları zaman zaman her türlü adalet, hukuk ve insanlık anlayışını dışlayan bir nitelik kazanmasına rağmen neden İsrail'in yanında yer alır?" sorusunun sağlıklı cevabını bulamadım. Amerikan aklı neden bu konuda daha sağduyulu olamıyor?

İsrail mantığının, Amerikan aklı üzerindeki etkisi ne kadardır? Düşünülmeli ki, Amerika'da devletin istihbarattan ekonomiye, dış politikaya kadar her alanında etkin güçler, olayın soruşturmasından yeni dış politika inşasına kadar birbiri ile koordineli bir planı devreye sokacaklardır. Amerika'da böyle bir iç örgütlenme olduğunu görmemek mümkün değil.

"Süper devletin aklı da süper mi?" diye sorarken, böyle bir manipülasyon karşısında sağduyu noktasında kalabilme becerisinin bulunup bulunmadığını sorgulamış olmaktayız.

Çantada bulunan Kur'an'dan veya Arapça uçak kullanma kılavuzundan suçlu üretmeye çalışanların aslında Amerikan aklı ile alay ettikleri, ya da bu süper devletin aklına hükmetmeye yöneldikleri gayet açık. Önemli olan bu kargaşa ve panik içinde bunu görmek...

Amerika, "savaşa karşılık" gerekçesiyle NATO'yu ve BM'yi de devreye sokarak Ortadoğu'da sıcak bir harekâtı başlatma yolunda hazırlıklar yapıyor. Türkiye de, NATO bağlantısı sebebiyle sıcak harekâtın tam göbeğinde yer alacak gibi gözüküyor. Türkiye, bu noktada en azından uyarıcı bir rol üstlenmek zorunda. En azından İslâm coğrafyasının bir parçası olduğunu unutmamak zorunda. En azından sıradan bir uygulayıcı olmamak zorunda.
#NATO
#BM
#ABD
#Süper devlet
23 yıl önce
Süper devletin aklı
Türkiye’ye yönelen tehdidi görmemek
Türkiye'nin Ortadoğu politikasında stratejik tercihler
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!