|
Fuat Doğu Nazi suçlusu Gehlen’in öğrencisi mi?
Yeniçağ yazarı Arslan Bulut 25 Ocak 2020 tarihli ‘’ABD, Irak’tan değil Türkiye’den çekilir mi?” başlıklı köşe yazısında ’’Şimdi Türkiye’de iktidar destekçileri, bir siyasi projeyi uygulamak üzere
Enver Altaylı
’nın
Fetullah Gülen
’e yazdığı mektuplar ve ilişkileri üzerinden hem CHP’ye hem İyi Parti’ye saldırıya geçmiş durumda. İyi de bu adam, sonuçta, 12 Eylül öncesinden beri bir istihbarat görevlisi değil miydi? Bu arada Hergün gazetesi genel yayın müdürlüğü de yapmamış mıydı? Sovyetler Birliği’ni dağıtmak için geliştirilen Yeşil Kuşak projesi gereği, MİT o dönemde zaten CIA ve BND ile birlikte çalışmıyor muydu?

Halen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak görev yapan Fahrettin Altun, 2016 yılında Sabah Gazetesi’nde MİT eski Müsteşarı M.Fuat Doğu’nun ‘Ben MİT Müsteşarlığı yapmadım. CIA’nın Şube Müdürlüğü’nü yaptım. Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop’a götür derse oraya götürmek ile memurum’ dediğini yazmadı mı? O dönemde MİT’in maaşlarını bile ABD’nin ödediği ortaya çıkmadı mı? Şimdi neyi konuşuyoruz. Şu anda Türkiye ABD yörüngesinde değil mi? FETÖ’nün ayak takımına operasyon yapıldı, başları ABD’de geziyor. FETÖ’nün darbe girişimi sayesinde Türkiye’nin yönetim sistemi değişti, şimdi rejim değişikliği için halkın şartlandırılması süreci başladı. Medreseler resmen açılmış gibi konuşmalar yapılıyor? ABD Türkiye’de ne yapmak istiyordu?

Tam da bugün yapılanları istiyordu!” demiş.

Mehmet Fuat Doğu 27 Ağustos 1962 tarihinde Kurmay Albay rütbesi ile MAH reisi olarak atanmış. Bu görevde 25 Ağustos 1964 tarihine kadar kalmış ve aynı tarihte Sivas 59.Tümen Komutanlığı’na verilmiş. 1 Mart 1996 tarihinde ikinci defa MİT Müsteşarlığı’na tayin edilmiş bu görevi de 23 Temmuz 1971 tarihine kadar sürmüş. Aynı yıl korgeneral rütbesiyle TSK’dan emekli olmuştur. 7 yıl Lizbon Büyükelçiliği görevinde bulunmuş Haziran 2004 yılında ise vefat etmiştir. O dönem Sabah Gazetesi yazarı olan Fahrettin Altun, 29.12.2016 tarihli yazısında Fuat Doğu’nun bu sözleri yaklaşık 30 yıl önce TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ’a itiraf ettiğini yazmış. Altun’a göre Fuat Doğu’nun 12 Eylül’den 5-6 yıl sonra, henüz genç bir siyasetçiyken Selçuk Özdağ’a yaptığı bu itiraf eski Türkiye’de MİT ve CIA ilişkisinin nasıl organik ve hatta hiyerarşik bir ilişki olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye 1952 yılında NATO’ya kabul edildi. Türkiye’de ilk Gladyo(Kontrgerilla) şubesinin NATO üyeliğiyle eş zamanlı olarak 4 Nisan 1952 yılında açıldığı veya NATO’nun gizli ordusunun kurulduğu bilinmektedir. 1953’te kurulan ve Ankara Bahçeli Jussmatt (Amerikan askeri yardım heyeti) binasında faaliyet gösteren kontrgerilla karargahının adı Seferberlik Tetkik Kurulu’ydu ve kuruluş amacı, düşman kuvvetlerinin saldırısı ve yurdun bazı bölümlerini ele geçirmeleri halinde düşman kuvvetlerine karşı gayri nizami savaşa girecek mukavemet grupları örgütlemekti. “Düşman”ın kim olduğu belliydi. Sistemi tehdit edenler ve özellikle sosyalistler ve komünistler baş düşmandı. MAH veya sonrasında MİT Başkanı olan Fuat Doğu’nun NATO gizli ordularının kurulmasında etkin rol üstlenen Nazi suçlusu General Gehlen’in öğrencisi olduğu ve CIA ile ilişkili olduğuna yönelik ciddi iddialar söz konusudur. Esasen asıl olan MİT ve CIA arasındaki resmi olarak organik ve hiyerarşik ilişkiden çok NATO’nun gizli orduları içindeki illegal hiyerarşik ilişkiden söz edilebilir sanırım. (GLADYO)

ABD BAŞBAKAN MENDERES’İN TELEFONLARINI DİNLEYEN GÖREVLİLERİ MAAŞA BAĞLAMIŞ

1956 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes, MAH ile ilgili dinleme iddialarını araştırmak üzere Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur”u görevlendirmişti. Korur araştırmaları sonucunda, Türkiye’ye dinleme istasyonu kuran Amerikalıların, dinleme servisinde görev alan memurları özellikle de telefon dinlemesi görevlilerini maaşa bağladıklarını, Menderes’in telefonlarının dinlenmesi olayının arka planında ise ABD ajanlarının bulunduğunu tespit etmişti.

15 Temmuz Kalkışma tarihinden iki gün önce Ankara’ya geldiği belirlenen Altaylı’nın darbe girişiminden 4 ay önce de “iç karışıklık ve halkı ayaklandırmaya” yönelik faaliyetler yürüttüğü iddianamede yer aldı. İddianamede, şüphelinin 18 Şubat 2016’da Türkiye’de bir askeri darbe ortamı hazırlanmasına yönelik rapor hazırladığı ifade edildi. Altaylı’dan ele geçirilen dokümanlar içinde “A Search for Truth-Gerçeği Aramak” isimli bir rapor olduğu, bu raporun ayrıntılı zaman çizelgesi bölümünde ise darbe girişiminin gerçekleştiği önemli yerlerin, harita üzerinde işaretlendiği ifade edildi. İddiaya göre, eski MİT’çi Altaylı’da bulunan dokümanlar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Hedef olarak tespit edildiği’ne ilişkin belge ve 15 Temmuz gecesi kaldığı Marmaris Koyu’nun haritası da çıktı.

#Arslan Bulut
#MİT
#Adnan Menderes
#15 Temmuz
4 years ago
Fuat Doğu Nazi suçlusu Gehlen’in öğrencisi mi?
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?