
Dil oyunları... Dil ve oyun... "Kamus namustur" denildiğini işitmiştim bir zamanlar...
"The Dictionary of Garabeth in Türkiyye"nin bazılarının (!) ilgisini çekmesi üzerine, sözlüğün Direktör Âli''nin Lehçetu''l-Hakâyık''ından istifadeyle hazırlanan kısımlarından da örnekler vermenin mevcut sıkıntılardan uzaklaşmak için iyi bir bahane olacağını düşündüm.
"Sıkıntılar" deyince, maddî-manevî çekilen bütün sıkıntıları kastediyorum. Yaşanılan sıkıntıları değil sadece, şahit olunan sıkıntıları... Görmek, dinlemek, izlemek zorunda kalınan tüm sıkıntıları...
Söylemek istediğini söylemediğinde, söyleyemediğinde insanoğlu ne yapar? Ağıt yakar pek tabii ki... Tıpkı evladının ölü bedeniyle karşılaşan annenin ağıt yakması, zılgıt çekmesi gibi... (Ağıt yakmak ne büyük bir trajedidir yarâbbi!)
Dil oyunları... Dil ve oyun... "Kamus namustur" denildiğini işitmiştim bir zamanlar... Dil''deki oyunları "namus''la (yasa''yla) oynamak" olarak telakki ettiğimizde, esasen neyi yerinden edip oynattığımızı da anlamış oluyoruz. Dil''in oyun olmaktan çıkması, dil''in sürçme yeteneğini kaybetmesi demek... Dil sürçtüğünde ya da kasd, beyanı aştığında salt irade dışı olan dile getirilmiş olmaz, bilinç ile muhatap arasındaki sınır da -bir an bile olsa- ortadan kalkmış olur. Niyetlerin çırılçıplak soyundukları, göründükleri, ete kemiğe büründükleri vasattır dil sürçmelerinin gerçekleştiği o anlar... Çünkü gerçek tüm çirkinliğiyle bu vasatta kendisini gösterir; gerçek olmayan güzeldir sanılanın aksine... Ve bizler kasdı, niyeti, iradeyi aşan beyanda bulunmakla saklamak istediklerimizi saklayamadığımızı, yani kendimizi (niyetimizi) ele verdiğimizi de itiraf etmiş oluruz aslında...
Doğal olan hangisi: Bilinçli dil kullanımı mı? Oysa her kullanım kötü kullanımdır. Hukuk metinleri ya da Dışişleri çalışanları tarafından yapılan basın açıklamaları dil denetiminin en ilginç örnekleri olarak okunabilir. Dil o denli denetlenir ki... Saçmalıklar o kadar gizlenir ki... Absürd öylesine süslenir ki... en nihayet imlâ işaretlerine varıncaya kadar irade, kasıt ve niyet ellerini metnin bütün kıvrımlarında dolaştırdığında ilgilisi dışında kimse yapılan tacizi sezemez hâle gelir.
Taciz ve tecavüz... Kim açıklayabilir metni taciz etmenin o gizli, gizemli yollarını bize?! Taciz''i zarif kılan, onu tecavüzün kaba anlamına sahip olmaktan kurtaran yönünü hiç öğrenemeyecek miyiz?
Hurafelerimiz var çok şükür! Evet onların hakikatleri, bizlerin ise hurafeleri var yine bizleri koruyan... Hakikatlerimiz hurafe suretinde arz-ı endam ettikde, sadece dilimizin değil, bilincimizin de sürçtüğünü görürüz; saçmalama hakkımızı kullanmaya başlarız; gönlümüzce konuşuruz; gönlümüz irademizin önüne geçer; dinleyenler sesimizi değil, gönlümüzü işitirler.
O halde boşverin o büyük caddeleri, vazgeçin o ana artellerden de gidin ara sokaklarda dolaşmaya başlayın; sözümona şiddet''i konuşurken dahî şiddet uygulayan aydın kılığındaki tecavüzkârlara kulak vermek yerine nasıl hıçkırabileceğinizi düşünün. Sürçsün dilleriniz de kasdınızı aşan beyanlarda bulunun.
"The Dictionary of Garabeth in Türkiyye" tam da işbu çağrıyı ciddiye (!) alacaklar için...
Ciddiyet: a) aptal maskesi, b) büyük adamların uzaktan görünüşü; c) bıyıkaltından gülmek.
Tenasüh: "reenkarnasyon" da denir. Hindu inancına göre, insanlar öldükten sonra hayvan olurlar imiş. Bizde tam aksi.
İhtiyat: Gençlikte lâzım ama insan yaşlılıkta sahip olabiliyor; Cinsel İktidar: yaşlılar tarafından kullanılan "nostalji" adlı draje; İnsan: ahlâkı bozulmuş vahşi; İhtilal: bana da, bana da...; İnkilab: sana da, sana da...; Muhtıra: ültimatom da denir: "sonun başlangıcı"; Cesaret: korktuğunu belli etmemek; Yumruk: sonuç verir kanıt; eski dilde: burhan-ı müessir; Silah: kesin kanıt; eski dilde: burhan-ı kâtı''; Silahlanmak: kanla çimmek; İlerleme: Hiroşima''ya ulaşmak; Akıl: gençlikte lâzım ama insan yaşlılıkta sahip olabiliyor; İftira: ne kadar ayıklanırsa ayıklansın bittiği yerde iz bırakır zararlı ot; Avanak: yakayı ele veren hırsız; Avukat: suçluların çamaşırcısı; İşkence: televizyon seyretmeye mecbur bırakılmak; Aferin: ucuz ihsan; Bahşiş: zorla alınan ihsan; eski dilde: "ihsan-ı cebrî"; Ödül: "sesini kes!" anlamında nasihat; Uyku: fukara eğlencesi; Para: anahtar; Ayna: herşeyin aksini gösterir nesne; Barbar: atom bombasını icad etmeyenler; Başağrısı: bahane; Balon: şöhret; Tavsiye: "bugün git yarın gel"; Sabır: inat; Cahil: cephane arabası; Cilve: iştah açmak için meze; Eda: gudubet tesellisi; Çirkinlik: kitabı açıp okumak isteğini engelleyen cilt; Cilt: kitaplar da kadınlar gibidir; en değersizinin elbisesi çok pahalı olur. Kadın: sağ beyin; Erkek: sol beyin; Beyin: sağı solu olmayan nesne.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.