|
Tüketiciyi aldatanları birileri koruyor

Tüketici Kanunu''yla ilgili son değişiklikle, istismarcılara yönelik para cezalarının yaptırım gücünün azaltılması konusundaki vahim gelişmeyi yetkili merciler nezdinde, tatminkar bir cevap gelinceye kadar takip etmeye devam ediyoruz. Ama ben bu arada, "Umutsuzluğa yer yok" diyor ve bu ülke insanı için önemli bir potansiyel güçten sözetmek istiyorum. Bu gücün kaynağını keşfetmek için sadece kendi maneviyatımıza bakmamız yeterli.

Son zamanlarda birileri işlerine gelmeyen gerçekleri örterek "Bu iş başka, din başka" cümlesini sık sık kullanadursun ben bu köşeden muhtemel tepkilere rağmen bir gerçeği dile getirmek durumundayım.

Tamamına yakın kısmı müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz ve müslüman 24 saat müslümandır. Sabah namaz vaktiyle başlar bu ülkenin maneviyatına bağlı insanının günlük hayatı; o, konuşurken, yerken, içerken, çalışırken... Yatsı vakti sonrasına kadar manevi değerleriyle beraberdir. Yani onun dini sadece ibadethanelere hapsolmamış, toplumsal ve kişisel hayatının içine sinmiştir. Alışveriş konusunda da bu böyledir. Tüketici hakları meselesini insanca hayat hakkı meselesi olarak algılayan herkes şunu çok iyi biliyor ki bugün evrensel boyutta kabul edilirliği tartışılmayan prensipler de İslami bilinçteki bir insan için hayat tarzının bir parçasıdır. Bugünlerde okuduğum bir kitapta anlatılan büyük ve küçük günahlara şöyle bir göz gezdirdiğimde şunu farkettim; tüm dünyanın benimsediği evrensel tüketici hakları ve ülkemizde de topu topu 4 sene önce yürürlüğe giren Tüketici Kanunu ile çerçevesi çizilen kurallar, bundan asırlarca önceleri müslümanlar için mutlak uyulan ilahi emir demekmiş. Kitaptan seçtiğim bazı satırları daha çok "Her konuya İslam''ı karıştırmayın" diyenlerin dikkatine sunuyorum. Bakın İslam, ideal ve bilinçli tüketim ilişkisi açısından sadece günahlar kapsamında olması gerekenleri nasıl anlatıyor;

Büyük günahların tüketicinin evrensel haklarını çağrıştıranlarından sadece birkaçı:

Bir malı satarken tartı sırasında ölçüyü eksik yapmak, kötü yol ve çığır açmak (haksızlıkların yaygınlaşmasına vesile olmak sanırım bu kapsamda sayılabilir), eşyanın veya gıdanın pahalılığına sevinmek, emaneti yerine vermemek, sözünde durmamak...

Küçük günahların tüketicinin evrensel haklarını çağrıştıranlarından sadece birkaçı:

Ayıplı malının ayıbını saklayarak satmak, alışveriş olduktan sonra bozmaya çalışmak, parasına göz dikip bilinçsiz insanları aldatarak mal satmak, kokmuş etleri- balığı ve yemekleri yemek, suyun üstüne çıkan, kendiliğinden ölmüş balığı yemek (bunları insan sağlığına zararlı olduğunu bile bile sayısız tüketicinin hayatını hiçe sayarak satmanın nasıl büyük bir günah olduğunu tahmin etmek hiç zor değil)...

Ben, Mehmed Zahid KOTKU(Rahmetullahi aleyh)''nun "NEFSİN TERBİYESİ" adıyla Seha Yayınevi tarafından yayınlanan kitabından sizler için seçtiğim bu birkaç satırı vermekle yetinmek durumundayım merak edenler lütfen okusun.

Bir de bu köşeden çeşitli vesilelerle işaret ettiğimiz Ayet-i Kerime''ler ve Hadis-i Şerifler var tabii ki. Bunlardan özellikle birkaçını hatırladığımızda İslam''ın tüketici haklarına verdiği önem sanırım kafamızda daha da belirginleşecek;

Hud Suresi Ayet-85

"Ölçüyü ve tartıyı tamamı tamamına yapın: insanlara eşyalarını eksik vermeyin: yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

Şuara Suresi Ayet-181-182-183

"Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkını azaltmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

Bu konuda müslümanların hayat rehberi olan Kur''an-ı Kerim''de geçen ayetlerin sayısını âlimlerimiz daha iyi bilir. Ben sadece ikisini verirken şunu söylemek istiyorum; sürekli vurgulanan doğru tartmak eylemi sadece terazi cihaz ya da âletini kullanmak olarak algılanmanın, ötesinde her türlü hileden, haksızlıktan uzak durup hakka riayet etmek anlamında kesin bir uyarıya işaret ediyor. Yani; tüketiciyi aldatanlar bir yandan haram işleyip günaha girerken, aynı zamanda haksızlıkların doğal görülmesine vesile olarak, zulmü yaygınlaştırarak, yeryüzünde bozgunculuk yapıp karışıklık çıkarmış oluyorlar. Alışveriş gibi hayatımızın içinden ve sıradan bir meselenin vahiy boyutu, günümüz toplumunun ızdıraplarının temelinde neyin olduğunu nasıl da gözler önüne seriyor.

Bir de İslam''ın tebliğcisi Hz. Muhammed (s. a. v.) Efendimiz''in şu sözleri de aynı gerçeklere işaret ediyor:

"Allah, satarken ve alırken kolaylık gösteren, alacağını tahsilde mülayim (anlayışlı) davranan kişiye rahmet etsin."

"Ey insanlar. Allah''dan korkun. Kazanç hususunda ölçülü olun. Muhakkak ki, hiç kimse (gecikmiş olsa bile) taktir edilen rızkını elde etmedikçe ölmez. Ölçüyü aşmayın. Helal olanı alın, haram olanı bırakın."

Kur''an-ı Kerim''in, tartıda hileleriyle ön plana çıkmış bir kavmin helak edilmiş olduğunu bizlere bildirdiğini de sırası gelmişken hatırlamak gerekiyor.

Hâlâ düşünmeyecek miyiz?

DUYDUNUZ MU?
Belediyeler halkın sesine kulak veriyor

Halka hem psikolojik hem de fiziki anlamda yakınlığı bilinen belediyelerin çalışmaları tüketicileri yakından ilgilendiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi''nde tüketici hakları konusunda Beyaz File uygulamasıyla başlayan ve ardından kurulan Zabıta Tüketici Bürosu ile kamuoyunda taktir toplayan çalışmalar, ülkemizde yerel yönetimin halkın sorunlarına bakışı açısından sevindirici gelişmelere işaret ederken, bu hizmet anlayışının giderek yaygınlaştığı görülüyor. Son olarak Eminönü Belediyesi de Beyaz Masa adıyla bir halkla ilişkiler birimini hayata geçirdi. Daha önce Belediye bünyesinde kurulu olan Mavi Hat isimli birimin tüketici şikayetlerini de değerlendireceği bildirilmiş, fakat bu yönde etkin bir çalışma kamuoyuna yansımamıştı. Kurulan yeni birim hakkında bilgi veren Belediye yetkilileri bu oluşumun Mavi Hat''tın bir devamı olacağını kaydediyorlar. Bu yeni birimin, İstanbul''da alışverişlerin en yoğun olduğu ilçe olarak bilinen Eminönü''nde, tüketici sorunlarının önlenmesi yönünde de de etkin çalışmalar yapacağı tahmin ediliyor.

24 yıl önce
Tüketiciyi aldatanları birileri koruyor
Bu kanaryadan Domuz gribi daha iyi
Bu düşünce ses vermez!
Bordeaux"ya hüsran bize UEFA yolları
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…