Hafta başında Sanayi Üretim Endeksi verilerini gördük. TÜİK’in hesaplamalarına göre Sanayi Üretim Endeksi ocak ayında yıllık %1,2’lik artış gösterirken aylık bazda %2,3 düştü. Yıllık bazdaki artışın ana kalemlerini imalat sanayii ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi oluşturdu. Aylık bazdaki düşüş ise ağırlıklı olarak imalat sanayii sektöründen kaynaklandı.
Hatırlayacağınız üzere son 2 aydır endeks aylık bazda önemli şekilde artış göstermişti. Endeks aralıkta %5 ve kasımda %3’lük artış göstermiş ve öncü gösterge olan PMI verilerinin aksine bir seyir izlemişti. O dönemde kaleme aldığım yazımda bu artışın ağırlıklı olarak “yüksek teknoloji” ürün üretiminden kaynaklandığını bunun da muhtemelen savunma sanayii tarafından gelmiş olabileceğini ifade etmiştim. Nitekim bu ayki verilerin detayını baktığımızda “yüksek teknoloji” ürün grubundaki azalma %30,7 olarak karşımıza çıkıyor.
Elbette devam eden sıkılaştırma programının reel sektör üzerindeki etkileri ve iç talebe yansıması kadar dış talep koşulları da sanayi üretimi tarafındaki gelişmeleri belirliyor. İç talep koşullarının yanı sıra ana ihracat pazarlarımızın görece düşük talebi ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturan sanayi üretimini olumsuz etkiliyor. Örneğin İstanbul Sanayi Odası’nın hesapladığı İhracat İklim Endeksi’nin son verilerine göre; endeks bu ay eşik değer olan 50’nin üzerinde 51,1 olarak gerçekleşti ancak bu pozitif değerin oluşması ağırlıklı olarak Körfez ülkelerinden geldi. Ana ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği ülkelerinin verileri halen endeksi aşağı çekiyor.
Pandemi sonrası dönemde başlayan yüksek enflasyon dönemi hemen hemen her sektörü etkisi altına almıştı. Ancak son dönemde uygulanan dezenflasyon programının etkisi farklı sektörlerde kendisini daha ciddi bir şekilde hissettiriyor. Örneğin bu ay inşaat maliyetlerinde son 4 yılın en düşük enflasyonunun olduğunu görüyoruz.
TÜİK verilerine göre; İnşaat maliyet endeksi ocak ayında bir önceki aya göre %9,1 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %26,61 arttı. Bir süreden bu yana inşaat maliyet enflasyonunda düşüş var ve bunun da devam edeceğini düşünüyoruz. Öte yandan endeksin alt kalemlerine baktığımızda dikkat çeken bir husus var.
İnşaat Maliyet Endeksi’nin aylık bazda %9,10 arttığı ay işçilik endeksi %23,58 artmış. Aynı ay malzeme endeksindeki artış sadece %1,96. Benzeri şekilde endeksin yıllık %26,62 arttığı dönemde işçilik endeksindeki artış %34,37.
Son dönemde artan işçilik maliyetlerine baktığımızda burada izaha muhtaç bir durum olduğu aşikar. Zira işçilik maliyetlerindeki artışı ne yıllık enflasyonla ne de asgari ücret zamları ile izah etmek mümkün değil. Dahası son dönemde sıkça kullanılan “ustalar deprem bölgesinde” argümanı da böylesi bir artışı izah etmek için bana göre yeterli görünmüyor. Son dönemde özellikle hizmetler sektöründe “fahiş fiyat” diyebileceğimiz fiyatlamalar olduğu herkesin malumu. Ayrıca bu yüksek ücretlere rağmen alınan hizmetin kalitesi de ciddi şekilde sorgulanır durumda.
Özetle inşaat maliyetlerinin işçilik kalemindeki artışı sadece enflasyona ve asgari ücret seviyesine bağlamak pek mümkün görünmüyor. Bu noktada ciddi bir suistimal olduğunu ve özellikle bina dışı yapılan inşaat işçilik maliyetlerinde “fırsatçılık” meselesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.