|
Küresel ısınma ve iklim değişikliği…

Son yıllarda en çok şikâyet edilen olay iklim değişiklikleriydi. İklim değişikliği ile ilgilenen uzmanların tümü her yılın bir önceki yıla göre daha sıcak olacağını söylüyorlar. Soğuk bir kışın ardından bahar geldi ve dünya sıcak bir yaza hazırlanıyor.

Küresel ısınmayı sadece iklim değişikliği temelinde ele almamak gerekir. Bugün küresel ısınma ve iklim değişikliği sözündeki kastımız dünyada barış ikliminin hızla bozulmakta olduğunu çatışma alanlarının giderek arttığını ifade etmek içindir.

Rusya, ABD ve Japonya''da seçimler bitmiş hükümet üyeleri atanmış, Çin''de yeni devlet başkanı 10 yıl sürecek görevine başladı.

Yeni dönemde sıra stratejik planların uygulanmasına geldi. ABD Ulusal İstihbarat Konseyi''nin ''Küresel Eğilimler 2030'' raporu yayınlandı. Böylece ABD''nin planlarını öğrenmiş olduk. Başbakan Erdoğan Türkiye''nin kısa erimli vizyonunu 2023 ve orta erimli olanını da 2071 olarak açıkladı. Her iki tarih önemli dönüm anlarını hatırlatıyor.

2023 vizyonu; toparlanma ve restorasyon dönemi küresel kararları etkileyen bölgesel aktör ve kilit oyuncu, 2071 tarih sahnesine çıkma ve küresel bir güç olmayı hedefliyor.

Ülkeler bir yandan stratejik planlarını yaparken öte yandan da baş döndürücü hızla küresel bir krize doğru gidiliyor. Kriz yerine bunalım veya buhran kelimesini kullanmam gerekir. Bunalım bireyden topluma, toplumdan devlete uzanan bir süreci daha iyi anlatıyor.

1945''de II. Dünya Savaşı sona erdikten sonra son 20 yılda ülkeler arasında işgallerin dışında çok az sayıda silahlı çatışma yaşandı, sivil ve askeri zayiat verildi. Bunu gelişmekte olan ülkelerin orta yaş nüfusunun devletlerarası çatışmaları engelleyici rolüne bağlamak gerekir. Buna rağmen işgallerde ve iç savaşlarda yüzbinlerce sivil insan hayatını kaybetti. Geldiğimiz noktadan baktığımızda gelecek yılların geçmiş yıllar gibi olacağı beklentisi içinde olmamak gerekir. Ülkeler arası çatışmalar halen ciddiyetini korumaktadır. Ülkeler arası çatışma potansiyeli siyasi olarak uyumsuz ve genç etnik azınlığı barındıran ülkelerde artmıştır.

Bugün azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler siyasi, ekonomik, dini ve etnik sorunlarını tek başına çözememektedirler.

Soğuk Savaş sonrası oluşan denge değişmeye başladı. Soğuk Savaş döneminin ardından ABD, AB ve Japonya''dan oluşan eksen hızla etkisini kaybediyor. Sahneye yeni aktörler çıkıyor. Bu aktörler bölgesel ve küresel ölçekte gidişatı etkileme potansiyeli taşıyorlar. Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya doğru bir gidiş var ve ABD, küresel pozisyonuna Çin, Hindistan ve Rusya''yı eklemek zorundadır artık. Ayrıca bölgesel güç ''kilit oyuncu'' olarak da Brezilya ve sorunlarını çözmüş bir Türkiye bu listeye en kısa zamanda dâhil olacak.

Soğuk Savaş döneminin gerilim alanlarını Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Doğu oluşturuyordu. Varşova Paktı''na karşı

NATO kurulmuştu. Bugün gerilim alanlarını Asya Pasifik''ten başlayarak, Orta Doğu ve Afrika oluşturuyor.

AB, bugün bütünlüğünü korumak, kendi siyasi ve ekonomik sorunlarını çözmekle meşguldür. İrlanda, Yunanistan, İtalya, İspanya, Macaristan ve Slovenya''da yaşanan ekonomik krize Güney Kıbrıs Rum Kesimi''nin eklenmesi cepheyi genişletmiş ve taşınamaz bir hale getirmiştir.

Japonya, Çin''in etkinliğini artırmasından en çok etkilenen ülkelerin başında geliyordu. Buna 2011''deki deprem ve tsunaminin ekonomi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi de eklemek gerekir.

Japonya''nın güç kaybetmesiyle ortaya çıkan boşluğu Asya Pasifik''ten başlayarak küresel ölçekte Çin ve Hindistan doldurdu.

ABD Başkanı Obama seçildikten sonra II. dönem yemini yapmadan Asya Pasifik''i, yeminden sonra da Orta Doğu''yu ziyaret etti. Çin Devlet Başkanlığı görevine başlayan Şi Cinping ilk resmi ziyaretini Afrika''ya yapmayı planlıyor.

ABD Asya Pasifik''e yığınak yapıyor ve Çin Afrika''ya taşınıyor. Siyasi anlamda da küresel ısınma ve iklim değişikliği yaşanmaya başlandı. Bu durum en çok Türkiye''yi etkileyecek.

Sorunlarını çözmüş bir Türkiye küresel anlamda ''kilit oyuncu'' olabilir.

Bunun için ''demokratik bir anayasa''ya ihtiyaç vardır. Bu anayasa ile sadece kendi sorunlarını çözmeyecek, başta İslam Dünyası olmak üzere birçok ülkeye örnek oluşturacaktır. Bu fırsat bir daha kolay kolay yakalanmaz.

İkbal beklentilerini bir kenara bırakarak geleceğin Türkiye''sini inşa etmek için herkes sorumluluğunun idrakinde olmalıdır.

11 yıl önce
Küresel ısınma ve iklim değişikliği…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset