Finalde söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Hükümet bu saatten sonra çıkıp da IMF ile anlaşma yaparsa vahim bir yanlışa imza atmış olur!

***

Türkiye, küresel krizin en zor dönemini IMF''siz geçirdi.

IMF''ye ihtiyacı olmadığını gösterdi.

AKP hükümeti, bunca zamandır dış dayatmalara özellikle de “İçimizdeki Kriz Lobisi”ne direndi, IMF ile anlaşma yapmadı:

Mütemadiyen “Anlaşıyoruz, anlaşmak üzereyiz” taktiğiyle “oynadı” ve…

“Ha bugün ha yarın, IMF ile anlaşma oldu, olacak” izlenimini piyasalara vermek suretiyle “müsabakayı hep kontrolü altında, anlaşma imzalamadan” götürdü.

Bütün bunlardan sonra, şimdi kalkıp IMF ile anlaşmak AKP hükümetine çok kötü bir puan yazar…

Anlaşmanın imzalanması, ağır bir yenilgi yaşamakta olan “Statükocu-İliştirilmiş IMF Lobisi”ni ve Tezkereci-IMF''ci Medya''yı sevindirir!

***

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan''ın “IMF anlaşmasının yolda olduğuna” dair sözlerinin hemen ardından…

Başbakan Erdoğan''ın AKP MYK toplantısında bu açıklamayı teyit eden sözlerinin basına yansıması “Bu defa anlaşma oluyor” değerlendirmelerini beraberinde getirdi.

Bu resme bir de yılın son günü peş peşe gelen “baba zamlar” eklenince “IMF anlaşması kapıda” şeklindeki yorumlar yoğunlaştı.

Daha önce tam yedi kez benzer bir biçimde “IMF anlaşması oldu, oluyor” fotoğrafı çekildiği için; haliyle hükümetin bir kez daha “oynadığını” ileri sürenler de var.

IMF anlaşmasını canı gönülden isteyen çevreler, her defasında hayal kırıklığına uğrayıp fena halde bozuk çaldıkları için bu defa anlaşmayı görmeden inanmak istemiyorlar!

***

Umarım, hükümet bu kez de “oynuyor”dur!

Aksi taktirde, AKP hükümeti hayati bir yanlışa imza atmış olur; böyle bir anlaşma hükümetin ciddi anlamda prestij kaybına uğramasına yol açar.

“Bunca zamandır IMF boyunduruğuna direnmiş hükümet” tablosu anında çöpe gider!

***

Bakınız, daha önce defalarca ısrarla temeldeki gerçeği yazdım:

IMF finansmanına kesinlikle ihtiyacımız yok.

Türkiye''nin küresel krizin en zor günlerini IMF parası olmadan geçirmiş olması, başından beri ısrarla söylediğim bu gerçeği teyit etmeye yetmişti.

Türkiye''nin güçlü bir döviz rezervi var.

Bu hakikati uluslar arası yatırım bankaları daha evvel seslendirmek zorunda kalmışlardı…

IMF de gayet iyi biliyor.

***

Son dört yıl itibarıyla “Türkiye''ye görünmeyen çok büyük miktarda döviz girişinin” varlığını, bir başka deyişle Körfez Sermayesi gerçeğini bu sütunda birçok kez dile getirdim.

Uzun süre bu gerçeği yok sayanlar, inanmak veya kabullenmek istemeyenlerin gözleri, 2009''da yaşadığımız bazı gelişmeleri ve açıklamaları müteakip birdenbire fal taşı gibi açılmıştı!

Merkez Bankası''nın aylık ödemeler dengesi istatistiklerinde “net hata ve noksan” kalemine yansıyan olağanüstü boyutlarda para girişini (Sadece beş aylık sürede 18 milyar dolar!) görenler “kaynağı belli olmayan para girişine” inanmaya başlamışlardı!

Onlardan bazıları “Küresel kriz ortamında böylesine bir döviz girişi Türkiye için çok güzel bir haber ancak Merkez Bankası da bu kaynağı açıklamalıdır” sorgulamasına geçmişlerdi!

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz ise geçen Kasım ayında bir gazetenin manşetine yansıyan demecinde “Sır paranın Körfez ülkelerinden geldiğini” söylüyordu!

***

Uzun Lafın Kısası: AKP hükümeti, Türkiye''yi bütün bu ekonomik gerçeklere rağmen –hangi şartlarda olursa olsun- IMF Boyunduruğu''na teslim ederse, vebal altında kalır!

Benden uyarması…