2016 yılında çok yorulduk ve yıprandık.
Ateş düştüğü yeri yaktı ve bizler, terörü, Suriye'de Irak'ta yaşanan katliamları, Akdeniz'de boğulan çocukları televizyon ekranlarından ve sosyal medyadan
izler gibi izledik.
canlı yayınlarla katılaşan kalplerimizi bugün onaralım ki
yılında insanlıktan arta kalan nasibimizi artıralım.
Mevlana ile başlayalım yenilenmeye;
***
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikisi de,
Hırsı bırak, kendini boş yere harcama.
***
Öfkeyi, şehveti, hırsı terk etmek erliktir. Bu peygamberlik damarıdır.
Ustası, şaşı çırağına: Raftaki şişeyi dışarıya getir.
Şaşı çırak: İki şişeden hangisini getireyim?
Usta: O iki şişenin birini kır.
Çırak birini kırınca diğeri de gözden kayboldu.
İnsan da arzuları ve öfkesi sebebiyle (böyle) şaşı olur.
Kin duygusu gelince hünerler görünmez olur, gönülden göze yüz perde iner.
Kin tutma!
***
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders.
***
Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
***
Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
***
***
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır.
***
Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol,
***
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok
***
Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
***
Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
***
***
Dünya, kendisini yeni gelin gibi gösteren, cilveler eden, kokmuş bir kocakadındır.
***
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
***
Hane sahibi ne derse o olur, Ne kimseye sitem eyle, Ne üzül.
***
Kanat vardır Doğanı padişaha götürür; Kanat vardır Kuzgunu leşe götürür.
***
Bir şeyden kaçacaksan yılandan, akrepten, aslandan, kaplandan kaçma da, bedenden kaynağını alan
Çünkü başımıza gelen bütün belalar, çektiğimiz bütün zahmetler, meşakkatler boş ve olmayacak heveslerden meydana gelir.
***
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
***
Madde halindeki yağlı, tatlı şeyler temiz ve hoş görünür, Fakat
Sen cisme değil ruha gıda olabilecek yağlı ve tatlı şeyler ye de, kanatların bitsin ve uçmayı öğrenesin.
***
, kendi kendine böbürlenerek şöyle diyordu:
İşte burası deniz, bu da gemi, ben de ehliyetli, doğru düşünen, yerinde hüküm veren bir kaptanım.
Eşek sidiği üzerindeki gemisini sürüp duruyordu.
O bir avuç sidik gözüne uçsuz bucaksız deniz görünüyordu.
Gerçeği görecek göz nerede onda?
***
Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
ne kadar söz varsa düne ait.
***
Birincisi: Bu yıl insanlara, zarar vermeden yaşamaya çalışacağım.
İkincisi: Yapacağım her işte kendimi önce karşımdakinin yerine koyacağım.
Üçüncüsü: Kendime neyi layık görüyorsam, başkalarına da aynı şeyi layık göreceğim.
Bakalım ne kadar başarabileceğiz.
Ne demiş Voltaire;
.