|
Co-Habitance karşındakini adam yerine koymakla olur

Bu hafta 200 civarında akademisyen ve işadamı iki ayrı zirve için İstanbul'a geldi. Hepsinin ortak düşüncesi şu oldu: Dünyada birlikte yaşamak için ilk adım, önce karşımızdakini tanımak ve saygı duymak Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi, ittihad-ı İslâmdır

İstanbul bu hafta iki büyük etkinliğe ev sahipliği yaptı. Çoğunluğu yabancı olan 230 civarında sosyolojiden siyasete, ekonomiden iş dünyasına, konunun uzmanları biraraya gelerek yarının dünyasını tartıştı, mevcut sistemleri değerlendirdi ve öneriler sundu.

Yarının kurulması için "Yeni Bir Birlikte Yaşam Formülü" arayışını gündeme taşıyacak olan Forum İstanbul ile, Bilim ve Sanat Vakfı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlediği uluslararası "Medeniyetler ve Dünya Düzenleri" Sempozyumu aynı tarihlerde yapıldı.

"Medeniyetler ve Dünya Düzenleri" Sempozyumu Cuma günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda başladı. 3 günlük sempozyum, Bilim Sanat Vakfı'nın Vefa'daki binasında bugünkü oturumlarla birlikte sona erecek.

Yerli ve yabancı alanlarında uzman 100'e yakın konuşmacının katıldığı Forum İstanbul'un ana konusu Co-Habitance yani "Birlikte yaşama" kavramı oldu.

'Co-habitance'... Kısaca farklı değer, kültür ve coğrafyaların birlikte yaşama zorunluluğunun farkına varmak olarak tanımlanan Co-habitance, "dünyanın herhangi bir parçası, diğer parçası olmadan yaşayamaz" ilkesine dayanıyor.

Her iki zirvenin açılış konuşmasını Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın yaptı.

Devlet Bakanı Aydın, her türlü ekonomik zayıflığa ve diktatörlük rejimlerine rağmen İslam ülkelerinde demokrasinin hızla geliştiğine, Avrupa'da ise ciddi bir sıkıntıya girdiğine dikkat çekti. Medeni olmanın şartının başkalarının mukaddeslerine saygı duymak olduğunu belirten Bakan Aydın, demokrasinin geleceğini sokakların belirlediğini söyledi.

İki zirvenin aynı tarihlere denk gelmesi zirveyi düzenleyenler ve katılımcılar açısından talihsizlikti.

Yazılı ve görsel medya iki ayrı zirve için bölününce, zirvede dile getirilen değerlendirmeler basında yeteri kadar yeralamadı.

Böyle büyük etkinlik düzenleyenlerin tarih belirlerken gündemi dikkate almalarının önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Ortak görüşe göre, birlikte yaşamanın önündeki en büyük engel:

Siyasetçiler ve kişisel çıkar peşinde koşan dev şirketler ve işadamları.

Çözüm: karşındakini tanımak ve saygı göstermek.

Toplumlarda ve devletler arasında hoşgörü ve toleransı artmasını sağlamak.

İzlediğim kadarıyla her iki zirveye katılan akademisyenler ile işadamlarının ortak kaygısı, ABD'nin askeri gücüne güvenerek dünyadaki dengeleri zorla değiştirmek istemesi ve bu yönde yaptığı yaptırımlar.

Bu kaygıyı her konuşmacı sunum esnasında dile getirdi.

ABD'nin İsrail'i gözeten dış politikası ve saldırgan tutumu eleştirildi. Ancak ABD'nin nasıl durdurulacağı konusunda kimse bir öneri getiremedi. Sanki gizli bir teslim olma halet-i ruhiyesi vardı. Herkes ABD'nin zorla demokrasi ihracı politikasını ve bunun uygulayacısı oğul Bush'u, Allah'a havale etmiş gözüküyordu.

İki zirveyi de 3 gün boyunca izlemeye çalıştığımda edindiğim kanaat bu oldu.

ÇEKİRDEK

Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi, ittihad-ı İslâmdır

Türkiye Asyalı kalbe, Avrupalı yüze sahip

Değişik ülkelerden gelen katılımcılar tarafından Türkiye'ye verilen önem ve beklentiler dikkat çekti. Yabancı uzmanların çoğuna göre Türkiye'nin AB yolundaki ilerlemesi ve AB üyeliği Asya ve Avrupa arasında köprü kuracak. Hemen hemen her konuşmacı Türkiye'nin köprü olmak gibi önemli bir misyonu olduğunun altını çizdi.

Mısır Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Abdul Rauf El Reedy, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasıyla Ortadoğu'da bir Filistin sorununun çıktığını, İslam dünyası ile Batı arasındaki ayrımın keskinleştiğini, bu ayrımın ancak Türkiye'nin AB'ye girmesiyle azalacağını söyledi.

Tokyo Teknoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr Tatsuo Masuda, Türkiye'nin Asyalı bir kalbe Avrupalı bir yüze sahip olduğunu belirterek, AB üyeliği ile hoşgörü ve birlikte yaşama düşüncesinin hayat bulacağını söyledi.

Bush tek başına dünyanın sorunu

Bazı katılımcıların sunumlarından aldığım pasajları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Forum İstanbul etkinliğine katılmak için gelen ABD'li profesörlerden Colombia Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr Richard W. Bulliet ile Maryland Üniversitesi üyesi ABD'li diğer Profesör Charlese Butterworth, ABD Başkanı Bush'un tek başına bir dünya sorunu olduğunu, bir diktatörden kurtulmanın yolunun o ülkeyi işgal etmek olmadığını dile getirmeleri katılımcılar tarafından yoğun alkış aldı.

Bilim ve Sanat Vakfı'nda konuşan ABD'li Prof Richard Falk da batının baskıcı hareketine karşı uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Gandhi gibi durmak gerektiğini söyledi.

AJANDA

Bosch'tan oyuncak tasarım yarışması

Üniversitelerin mimarlık, güzel sanatlar ve endüstriyel tasarım fakültelerinin tüm öğrencilerine açık olan yarışma, Bosch Elektrikli Ev Aletleri tarafından Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (ETMK) İstanbul şubesinin desteği ile gerçekleştiriliyor. Haziran'a kadar başvuruların kabul edileceği yarışmanın sonuçları 13 Haziran'da gerçekleştirilecek ödül töreni ile açıklanacak. İlk üçe girenler İtalya'ya iki haftalık yaz seminerine, mansiyon kazanan bir yarışmacı da Almanya'daki Ar-Ge Merkezi'nde staj yapma imkanı bulacak. Bilgi için: www.etmk.org

ATAMALAR

Şişecam Yönetim Kurulu başkanlığına, Prof. Dr. Ahmet Kırman getirildi.

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği TÜHİD'in başkanlığına Fügen Toksü getirildi.

Zorlu Grubu, Enerji Grubu'nun başkanlığına Murat Sungur Bursa'yı getirdi.

Advanced Miar Devices firması uzun süren durgunluğa direnmesine rağmen birkaç kişiyi işten çıkarmak zorunda kalınca bunlara cömertce tazminat ödeyerek çalışanların şirkete duydukları güven ve saygıyı muhafaza etti.
18 yıl önce
Co-Habitance karşındakini adam yerine koymakla olur
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi