|
Cumhuriyet'in "seçim tırı" yolda kaldı
Cumhuriyet'in haberi habercilik, yansıtılma biçimleri hukukî sonuçları ve daha bin türlü açıdan tartışılmaya devam ediliyor.

Gazete, aslında “herkesin bildiği bir sırrı” aradan geçen bunca zaman ve seçimlere bir hafta kala haberleştirirken hukukî sonuçlarını da göze almıştı.

Seçimlere çok az zaman kala böyle “cesaret” gösterenlere gittikçe daha da alışıyoruz.

Tırların Adana'da durdurulma operasyonunun baştan ayağa bütün aşamaları artık biliniyor.

Dört dörtlük bir paralel yapı işi olduğundan şüphesi olan yok.

“Yeni Cumhuriyet”in böyle bir operasyondan kaynaklanan malzemeyi kullanmasından daha garip olansa “bu malzemenin” iç politikada herhangi bir karşılığının olmadığını görememiş olmaları.

Dünyanın her yerinde silah transferleri birçok büyük ülkenin ama öyle ama böyle haberi olarak gerçekleştirilir.

Böyle bir haberin ne kadar istense de iç politikada bir karşılığı ise kesinlikle yoktur. Seçimlere giderken oylar arasında bir geçişgenliğe kesinlikle neredeyse zerre etkisi olmaz. Dahası, olacaksa da Cumhuriyet gazetesinin hedeflediği partiye, iktidara yararı olur.

Bu notların ardından soralım; Cumhuriyet'in haberi bütün tartışmalardan ve itirazlardan bağımsız olarak iç politikaya da değilse hangi politikada kullanılabilir bir haber?

Birkaç yıldır “Türkiye'nin uluslar arası mahkemelerde yargılanacağı” hem boş hem kof iddiasına su taşımaktan başka gerçekten kimin işine yarayabilir?

“Yeni Cumhuriyet” habercilik, haberin değeri, haberin önemi, haberin hukukî sınırları, haberin kaynağı ve ortakları ile haberin ideolojik ayrışma nedeniyle memlekete verebileceği zararlar konusundaki savrulmanın yanı sıra haberin hedefi konusunda da epey şaşı bir bakışa sahip anlaşılan.

Bu saatten sonra yapacak bir şey yok.

Madem sonuçlarını göze alarak bir haberi bilmem hangi ama belli ki hedefini tutmayacak bir saikle yaptılar, yayınladılar bundan sonrası onlarla dünyanın her ciddi ülkesinde olduğu gibi ciddi bir mahkeme süreci arasında.

Seçim tırlarının memleketi gezdiği 2015 Haziran seçimlerinin kendisinden çok sonrasının ne kadar önemli olduğunu gösteren bir haber aslında bir yanıyla “Cumhuriyet'in tercih ettiği seçim tırı”.

İhtimal hesaplarıyla bakılınca üç aşağı beş yukarı üç temel kompozisyonla baş başa bırakacak Türkiye'yi 8 Haziran sabahı sandıklar.

İlki iktidar partisinin 330'u aşıp Başkanlık Sistemi'ni de içeren yeni Anayasa için kolları sıvadığı ve kısa süre sonra referanduma gidilmesi.

Diğeri AK Parti'nin 290-320 aralığında bir vekil sayısıyla tek parti iktidarını ama güçlü ama biraz zayıflamış olarak koruması.

Üçüncüsü ise dört partinin barajı geçtiği, iktidar partisinin uğradığı küçük bir oy kaybının bile bu durumda tek başına iktidarı kılpayı kaçırmasına neden olma ihtimali.

330'un geçilmesi de 276'nın altına düşülmesi de AK Parti açısından eşit oranda zor ihtimaller.

Ağırlıklı görüş de yasaklar başlayana kadarki anketlerin ortalaması da HDP'li ya da HDP'siz parlamentoda tek parti iktidarının vekil sayısı değişerek süreceği yönünde.

Sonuçta bütün ihtimaller seçim sonrasının tüm varyasyonlarında AK Parti'li seçenekleri işaret ediyor.

Mesele vekil dağılımına, referandum ihtimaline, çok küçük bir olasılık da olsa gerçekleşir ve koalisyonu gösterirse dahi AK Partisiz herhangi bir şıkkın bulunmadığı 8 Haziran sonrasında yaşanacakların kendisi.

Seçimler önümüzdeki yılları nasıl yaşayacağımızı gösterecek ama bir sonraki seçime kadar hiçbir seçenek AK Partisiz şablon oluşturmuyor.

O yüzden seçim sonuçlarından daha önemlisi sonrasında nasıl bir Türkiye'yi hangi yol ve yöntemlerle toplumun ortak talepleri doğrultusunda dönüştürmek üzerine kafa yormaya geç kalmadan başlamak gerek.

Bunun hiçbir yolunun Cumhuriyet gazetesinin tır haberinden geçmediğini görmek içinse yeterince tecrübe edindik sanıyordum Türk basını olarak.

Yine yanıldım…
#Yeni Cumhuriyet
#seçimler
#başkanlık sistemi
#yeni türkiye
9 yıl önce
Cumhuriyet'in "seçim tırı" yolda kaldı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’