
Medeniyetler, kriz zamanlarında büyük sanatçı-düşünürler çıkarırlar. Yaşanan krizin derinlemesine anlaşılması, anlamlandırılması ve aşılması süreçlerinde bu sanatçı-düşünürler yaratıcı ve kurucu roller oynarlar.
İslâm medeniyeti, yaklaşık iki asırdan bu yana epistemolojik ve ontolojik kırılma şeklinde tezahür eden, İslâm tarihinde ilk kez hem İslâm''la, hem de diğer medeniyetlerle ilişkilerimizi simülatifleştiren, biçimbozumuna uğratan, metamorfoz yaşamamıza yol açan, çift yönlü temassızlık olarak tarif ettiğim sarsıcı bir fetret dönemi yaşıyor.
Tarihte yaşadığımız birinci medeniyet krizi, 13. yüzyılda Doğu cephesinde Moğol istilası ve Haçlı saldırıları sonucunda Bağdat''ın, Batı cephesinde ise Kurtuba''nın düşmesiyle vuku bulmuştu.
Bu krizi, fikrî düzlemde Gazalî-Razî geleneğiyle, İbn Haldun''un geliştirdiği güçlü tarih felsefesi ve medeniyet tasavvuruyla; estetik ve rûhî düzlemde, İbn Arabî, Konevî, Mevlânâ, Fuzûlî ve Yunus''un geliştirdikleri muazzam dil ve ruh sıçramasıyla aştık ve İslâm medeniyeti Selçuklu ve Osmanlı hamleleriyle büyük bir meydan okuma ve atılım gerçekleştirdi.
Batı uygarlığının, modernlikle birlikte geliştirdiği her şeyi kontrol ve kolonize edici, başka medeniyetlere hayat hakkı tanımayan saldırgan meydan okuma, hem kendisi dışındaki bütün medeniyetleri durdurdu; hem de kendi çöküşünün sonunu hazırladı.
İşte Bediüzzaman''dan sonra, sadece Müslümanların değil, insanlığın içine sürüklendiği büyük medeniyet krizinin nasıl anlamlandırılabileceğini ve aşılabileceğini gösterebilen tek düşünür-sanatçı Sezai Karakoç''tur.
Sezai Karakoç, bütün yönleriyle anlaşılabilmiş değil henüz. Sezai Karakoç''un hem düşünce, hem sanat, hem de hayatın bütün katmanlarında eşzamanlı, bütünlüklü ve derinlikli bir yolculuk yapmasını mümkün kılan, gelecek 100 yılı görerek yaşayan bir kişilik olması, onun bihakkın ve bütünlüklü olarak anlaşılabilmesini zorlaştırıyor.
Hem düşüncesiyle, hem sanatıyla, hem de hayatıyla muhkem bir dünya, muhkem bir gökkubbe, muhkem bir yer ve duruş inşa edebilmiş bir sanatçı-düşünürün anlaşılabilmesi kolay değil.
İslâm''ı da, dünyayı da kavrayışındaki sahihlik, kuşatıcılık ve derinlikle benzersiz bir sanatçı-düşünürdür Sezai Karakoç. Ulaştığı peygamberî solukla, Hz. Adem''den bu yana geliştirilen hem vahyî, hem de kadîm geleneklere derin bir ruh üfleyerek, geleneği diri, canlı, yaşayan bir varlığa dönüştüren, bütün zamanları seferber eden, bütün zamanları kendi çocuğu kılabilen ve bütün zamanların çocuğu olabilen benzersiz bir sanatçı-düşünürdür.
İşte Sezai Karakoç''un bütün yönleriyle anlaşılmasına imkân tanıyabilecek birinci sınıf bir belgesel hazırladı Cine5. Cine-5 Medya Grup Başkanı Orhan Seyfi Güner ile Cine-5 Yayın Yönetmeni Oğuz Koloğlu''nun özverili ve yılmaz çabalarıyla; belgesel''in yönetmeni Ensar Altay''ın ruhunu vererek gerçekleştirdiği görsel şölenle; Yusuf Armağan ve Hamit Can''ın Sezai Karakoç''un düşüncesini, sanatını ve hayatını anlatılabilecek en özlü dille anlatan metniyle; TV''5''teki ilk gözağrılarımızdan biri olan, yaptığı birinci sınıf işle kendisinden çok şeyler beklediğimizi gösteren sevgili Ensar''ın oluşturduğu mini-ekibi Süleyman Civliz, Mustafa Duman ve Osman Sol''un özenli, inanarak ortaya koydukları çabayla ve nihayet TMSF Başkanı Ahmet Ertürk''ün desteğiyle üstad Sezai Karakoç''un çapına yaraşır nefis bir belgesel çıktı ortaya.
Belgesel, 15 Ocak Cuma akşamı Cemal Reşit Rey''de bir galayla izleyicisiyle buluşacak. Ayrıca belgeselde Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu gibi çok özel ve önemli açıklamalar ve analizler yapan sürpriz isimler de var. Belgesel, yakında sinemada da "görücü"ye çıkacak…
Bu belgesel''in, bundan sonra yapılacak çalışmalara belgesel sinemada nasıl köklü, yerli ve evrensel bir dil kurulabileceğinin ipuçlarını gösteren öncü bir çalışma olduğunu da vurgulamak isterim… Bu dilin estetik özelliklerini daha sonra yazacağım…
TEŞEKKÜR: Geçen hafta çok sevdiğimiz bir arkadaşımız, yüreğimizi ağzımıza getiren ciddî bir hastalığı başarıyla atlattı. Öncü, gönül adamı, yürekli doktor Nevzat Tarhan Hoca''nın İstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi, başhekim Mustafa Çalışan Bey ve ekibinin oluşturduğu nezih ve nefis bir ortamla arkadaşımızın muayenesiyle yakından ilgilendi. Başta Nevzat Hoca olmak üzere bütün ekibine yürekten teşekkür ediyoruz. Bu arada sevgili Erol Olçak kardeşime de zor zamanların adamı olmanın ne demek olduğunu gösterdiği için gönülden teşekkür ediyoruz… Ve Kağıthane Emniyet Müdürü Mustafa Şahin, İsmail Doğu, Melek ve İlyas Aslan, dostluğunuz, kardeşliğiniz kayıt altına alındı; yaptıklarınız unutulmayacak…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.