İstiklal Marşı'mızın şairinin Kosova'da bulunan babaocağı Suşitse köyünde yaşayan üçüncü kuşak akrabaları, Akif'in posterlerini hazine gibi saklıyorlar
İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmed Akif Ersoy'un baba ocağı Suşitsa Köyü, şimdi bağımsızlık mücadelesi veren Kosova'da. Milli şairimizin köyü geçtiğimiz günlerde TİKA(Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi) Kosova Temsilcisi Mehmet Yılmaz ve beraberindeki heyet tarafından ziyaret edildi. Balkan Savaşları sonucunda, 1913'te Osmanlı'nın elinden çıkıp Sırp işgali altına giren Suşitsa Köyü, 93 yıl aradan sonra, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden resmi heyet tarafından ilk kez ziyaret edilmiş oldu. Karadağ sınırına yakın İstoç kazasının Suşitsa Köyü, Osmanlı döneminde İpek Mutasarrıflığı'na bağlıydı.
Arnavut asıllı olan Mehmed Akif'in dedesi Suşitsalı Nureddin Ağa idi. İpekli Tahir Efendi, genç yaşlarda iken dini eğitim almak için Suşitsa'dan İstanbul'a gitti. Suşitsalılar Tahir Efendi'yi imam olarak yetişip geri dönmesi için İstanbul'a göndermişlerdi. Ne varki Suşitsalıların arzusu gerçekleşmedi. 'Temiz Tahir Efendi' dini eğitimini tamamladıktan sonra Fatih Medreselerinde müderris oldu. Tahir Efendi, Tokat'ta doğan, ancak Buhara asıllı olan Emine Şerife Hanım'la evlendi. Bu evlilikten Mehmed Akif dünyaya geldi. Akif, ilk dini eğitiminin yanı sıra Arapça'yı da babasından öğrendi. Akif, babası için, "Benim hem babam, hem hocamdır, ne biliyorsam kendisinden öğrendim" diyordu.
Tahir Efendi, ünlü biyografi yazarı İbnul Emin Mahmut Kemal İnal'ın da hocasıydı. Akif ile ders arkadaşlığı yapan İbnul Emin'in babası Mühürdar Emin Paşa, Tahir Efendi'nin yakın dostuydu. Emin Paşa ile Tahir Efendi'nin bir diğer ortak noktaları da aynı şeyhe bağlı olmalarıydı. Her iki isim de Fatih Halıcılar'da tekkesi olan Nakşi-Halidi Şeyhi Feyzullah Efendi'nin müridanları arasında yer alıyorlardı. Şeyh Feyzullah Efendi, Mareşal Fevzi Çakmak'ın dedesi Tophane Müftisi Hacı Bekir Efendi'yle dava arkadaşıydı. Osmanlı'da kurulan ilk siyasi cemiyet olduğu bilinen Fedailer Cemiyeti'nin kurucularıydı. İki isim de Sultan Abdulmecid'i devirmek amacıyla hazırlanan bir darbe girişiminin içindeydi. Her ikisi de Kuleli vakası olarak tarihe geçen davanın sanıkları idi ve bu dava sonucunda sürgün cezasına çarptırılmıştı. Feyzullah Efendi'nin müritlerinden biri de, Üzeyir Garih'in şeyhi olduğu söylenen Küçük Hüseyin Efendi idi. İpekli Tahir Efendi'nin yakın dostlarından biri de Mahir İz'in babası Abdulhalim Efendi'ydi. Mahir iz, Akif'in de çocukluk arkadaşı ve yakın dostuydu.
TİKA Kosova Temsilcisi Mehmet Yılmaz, İstoç Beldesi belediye başkanının refakati ve Kosova'daki Türk Taburu'ndan sağlanan korumalar eşliğinde Suşitsa'ya gitti. Türk ziyaretçileri büyük bir ilgiyle karşılayan köylüler arasında Akif'in babası Tahir Efendi'nin kuzeni Adem Mulay da vardı. Arnavut Suşitsalılar Akif'in Türk kardeşlerini gözyaşları içinde ağırladılar. İstok kasabasına 5 kilometre uzaklıktaki Suşitsa'da Osmanlı'dan kalma harap bir cami bulunuyor. Caminin ayakta kalan tek nişanesi ise bir kitabe. Mehmed Akif'in babasının evinin yerinde ise yeller esiyordu. Suşitsa(Suşica)'da dört dershanelik bir okul ve yeni inşa edilmiş bir cami bulunuyor. Çünkü cami daha önce Sırplar tarafından yakılmıştı. Bu camide Akif'in babası Tahir Efendi kısa bir süre imamlık bile yapmış genç yaşlarda.
Mehmed Akif'in üçüncü kuşak akrabaları hala Suşitsa'da yaşıyorlar. Akif'le aynı aileden olan Adem Mulay 1929 doğumlu, yani 77 yaşında. Adem Mulay, Tahir Efendi'nin amca çocuğu imiş. Suşitsalılar Akif'in posterlerini kıymetli bir hazine gibi evlerinde saklıyorlarmış. Adem Mulay'ın verdiği bilgilere göre Mehmed Akif, üç kez Suşitsa'ya gelmiş, caminin onarımını üstlenmiş, ama ömrü yetmemiş. Akif'in akrabalarından 8 aile halen Suşitsa'da, aynı sülaleden 50 aile ise Priştine ve Mitroviça'da yaşıyormuş. Adem Mulay'ın en büyük hayali 4 dershanelik okulun genişletilmesi, okula Mehmed Akif Ersoy isminin verilmesi ve harabe olmuş Suşitsa Camii restorasyonu. Bu talepler TİKA Temsilcisi Mehmet Yılmaz'a iletilmiş. Yanı sıra Suşitsalılar köyde Akif'e ait bir anıt yapılmasını da Türkiye'den rica etmişler. Bir önceki İzdüşüm'de Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki Osmanlı nişanesi ve Türk- Macar dostluğunun simgesi Gül Baba'yı anlatmıştık. Umarım Suşitsa'da yapılması istenilen Akif anıtı da Türk-Arnavut kardeşliğinin simgesi olur.
Lübnan Hizbullahı'nın kökünde, 'Kayıp İmam' olarak anılan Musa Sadr var. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Lübnan'da Fransızlara direnenlerin başında Şiiler geliyordu. 1970'lerde Mahrumlar Hareketi ve Lübnan Mukavemet Teşkilatı EMEL'i kuran Musa Sadr, 1978'de Libya'da kuşkulu biçimde kayboldu. Musa Sadr'ın ailesi, Irak'taki Necef ve Kazimiye Medreseleri'ne mensup bir ulema ailesi. Sadr ailesinin İran'da da güçlü kökleri var. Birinci Dünya Savaşı'nda Irak'da Osmanlı safında yer alan Şii ulema arasında Sadr'lar da var. Irak'ta İngilizlere karşı direnişin öncüleri arasında da keza onlar. 1920'de İngilizlere karşı gerçekleşen ve Türk subaylarının da yer aldığı Büyük İsyan'da Sadr ailesi önemli rol oynadı.
İran'daki Tömbeki İsyanı'nın liderlerinden Ayetullah Seyyid İsmail Sadr, Bağdat'taki Kazimiye'de vefat etti. Oğlu Seyyid Haydar, 1980'de Saddam rejimi tarafından katledilen Ayetullah Muhammed Bakır es-Sadr'ın, diğer oğlu Seyyid Nasruddin ise Musa Sadr'ın babasıydı. Bir diğer oğlu Seyyid Muhammed de Irak'da İngiliz karşıtı cephenin liderindendi. Seyyid Muhammed, Muktada Sadr'ın dedesi. Musa Sadr'ın büyük amcası Şerafettin El Musevi, 1920'lerde Fransız karşıtı cephede yer aldı. Musa Sadr'ın yakın akrabası Muhammed Bin Hasan Sadr'ı 1922'de İngilizler İran'a sürgün etti. Hasan Sadr, 1948'de altı ay Irak Başbakanlığı da yaptı. Siyasi olarak İran'la güçlü ilişkileri bulunan Lübnan Şiileri, dini bakımdan Irak'taki Şii merkezleriyle köklü ilişkilere sahip. Hizbullah'ın manevi lideri Fadlullah Necef doğumlu. Babası da Necef'teki Şii alimlerden. Başta Fadlullah, Abbas Musevi, Hasan Nasrallah olmak üzere Hizbullah'ın ünlü isimleri Kazimiye ve Necef'te yetişti. 'İslami Emel'in esin kaynağı ise Muhammed Bakır es-Sadr idi.






