Rusya’nın Suriye’de inşa ettiği ve Ortadoğu’da bulunan en iyi askeri üs niteliği taşıyan Lazkiye-Ceble bölgesindeki Hımeymim Askeri Üssü 31 Aralık günü vuruldu. Rus Savunma Bakanlığı 7 uçağın isabet aldığı ve 2 Rus askerinin öldüğü saldırıdan ABD’yi sorumlu tuttu. Suriye’de yaşanan ve kim tarafından düzenlendiği belli olmayan saldırıların son 1.5 yıldır en hassas dönemlerde kritik noktalara yönelik düzenlenmesi dikkat çekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri de DEAŞ ve PKK terör örgütlerine karşı başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı sürecinde Cerablus-Sacir ve Bab-Tuveys-Kâh cephelerinde benzer saldırılara maruz kalmıştı.
ABD destekli terör örgütü PKK ile Rusya-İran destekli Esed unsurları arasında Rakka ve Deyrizor işgali sırasında alan paylaşım çekişmesi yaşandı. Deyrizor, Mataar ve Suhna bölgesinden başlayarak özellikle petrol alanlarına ilerleyen Esed rejimine bağlı birlikler, tıpkı Fırat Kalkanı bölgesinde olduğu gibi halen menşei ve faili tespit edilemeyen füze saldırılarının hedefi oldu. Yine Irak-Suriye ve Ürdün sınırlarının kesişme noktası olan Tanef’in kontrolü konusunda kıyasıya rekabetin yaşandığı 2017 yılında bölgede konuşlu Şii milis karargahları da birçok kez benzer saldırılara uğradı.
‘Hayalet füzeler’ Türkiye-İran-Rusya mutabakatıyla sürdürülen Astana sürecinde de başta Halep kırsalı olmak üzere birçok hassas cephede sahneye çıktı. Yeni Şafak, başta TSK-ÖSO ittifakına ait bölgelere sınır olan Battuşiyye, Telli Şehir, Şaale, Kefer Izgıyr gibi Esed mevzilerinin kaynağı belirsiz füzelerle -tam da müzakere sürecinde- vurulduğu bilgisine ulaştı. Yine aynı dönem ÖSO ve TSK karargahlarına yakın noktalara isabet eden ve kimin ateşlediği belli olmayan havan ve füze saldırıları yaşandı. Yeni Şafak’a konuşan saha kaynağı, geçtiğimiz dönemde yaşanan menşei belirsiz saldırılar konusunda Türkiye ve Rusya arasında oluşturulan sıkı askeri koordinasyon sonucu olayların büyük çaplı karşılıklı çatışmaya dönüşmeden önlendiği bilgisini verdi.
Rusya'nın 50’den fazla savaş uçağıyla birlikte S-400, S-300 gibi gelişmiş hava savunma rampalarının konuşlandırıldığı Hımeymim Üssü’ne kimin saldırdığı konusu gizemini koruyor. Bazı kaynaklar saldırının muhalif gruplar tarafından yapıldığını iddia ediyor. Ancak konuştuğumuz muhalif komutanlar, Lazkiye-Hımeymim Üssü ile muhalifler arasında 35 km'lik mesafe bulunduğunu ve muhaliflerin elinde bu menzile sahip herhangi bir füzenin olmadığını dile getiriyorlar. Hımeymim’e en yakın nokta olan Cisr’eş Şuğur’dan herhangi bir sızma ihtimalinin de olmadığını belirten muhalifler, “O çapta bir füzenin, rampasıyla birlikte rejim ve Rus unsurlarına gözükmeden Lazkiye’ye taşınması mümkün değil” diyor.
Hayalet füzelerle yapılan nokta saldırıların kaynağı henüz kesinleşmedi ama şüpheler, daha önce birçok bölgede ‘Predator’ modeli silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) saldırılarda bulunan ABD üzerinde yoğunlaşmış durumda. Hem Esed kontrolündeki noktalara hem de muhaliflerin elindeki bölgelere yönelik onlarca hava saldırısının ABD ordusuna bağlı Predatörler tarafından yapıldığı biliniyor. Başta İdlib olmak üzere Dera, Humus, Hama, Halep ve Şam’da korsan uçuşlar yapan silahlı ABD İHA’ları, zaman zaman ya muhalifler ya da rejim askerlerince düşürülüyor. Suriyeli muhaliflerinin iddiasına göre, ülkede son bir yıl içerisinde 3 adet MQ-1 tipi silahlı Pradetor düşürüldü. Bunun yanında 2 ABD İHA’sı da geçtiğimiz yıl Türkiye sınırları içinde yere çakıldı. 17 Ağustos 2017’de İncirlik’ten havalanan MQ-1 Predator, kalkıştan kısa bir süre sonra alev alarak Adana-Ceyhan’daki bir tarlaya düştü. Bu olaydan 5 gün sonra, 22 Ağustos’ta ise yine İncirlik’ten kalkan aynı model bir ABD İHA’sı Şanlıurfa-Viranşehir kırsalında yere çarparak parçalandı.
