Üretimine başlanıldığından bu yana birçok başarıya imza atan Bursalı Egea, dünya turunu tamamlayan ilk Türk üretimi araç olacak. Otomotivde uzman olan Okan Altan'ın yönetiminde 22 ülkeyi aşarak dünya turu yapan model, tüm testlerden başarıyla geçti. 42 bin kilometrelik tur yapan Fiat Egea önden çekerli otomobil olarak ve seri üretimden seçilen bir araç olması özelliğiyle de rekora imza attı.
Egea'nın dünya turu hakkında 5. etabın başlangıcı olan Slovenya'da bilgi veren Fiat İş Birimi Direktörü Altan Aytaç, “Biz bu projeyle, ürünümüzün dayanıklılığını, fonksiyonelliğini, yakıt tüketimi bakımından tutumluluğunu test ediyor, söylediklerimizi farklı bir deneyimle gerçekleştiriyoruz. Okan Altan'ın bu projeye olan inancı ve heyecanı bizim için ayrı bir motivasyon kaynağı oldu. Kendisinin imza attığı iş ile gurur duyuyoruz. Türkiye'de üretilmiş, modifiye edilmemiş, seri üretim bir otomobil ile ilk defa dünya turu yapılıyor. Dünya turunu tamamlayan Egea, Tofaş Anadolu Arabaları Müzesi'nde sergilenecek” dedi.
Başarısını günden güne katlayan Egea'nın satış rakamlarını da paylaşan Aytaç, “2016'da yılında Egea Hatchback (HB) ve Station Wagon (SW) modellerinin de gelmesiyle Egea Ailesi tamamlandı. Yıl sonuna doğru 1.6 Dizel Otomatik şanzımanlar da ailenin üç üyesi için devreye girdi. Dizel otomatik versiyonlar, Egea satışlarımıza ekstra bir ivme kazandırdı. Bu yılın ilk 11 ayında 32 bin adetlik Egea satışı gerçekleştirdik. Yılsonunda kadar ise ürettiğimiz bütün araçları satmayı hedefliyoruz. Egea modellerimizin satışı yılsonunda 40 bin rakamına yaklaşacak. İlk lansmandan bu yana satış adetlerimiz ise 45 bin adede ulaşacak. Yılsonunda Fiat markası toplamında yaklaşık 110 bin adet satış hedefliyoruz. 2016'da bizim için önemli olan bir diğer gelişme ise daha evvel hafif ticari ağırlıklı olan satışlarımızın, Egea projesiyle birlikte otomobil-hafif ticari olarak, yarı yarıya dengelenmesi oldu. 2017'nin de bu şekilde devam etmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
- Japonya'ya giren ilk Türk otomobili
- Dünya turunun pilotu olan Okan Altan ise duygularını şu sözlerle paylaştı: “İlk parkurumuzda Bulgaristan ve Romanya'nın Türkiye'ye benzer yollarını geçtikten sonra, Moldova ve Ukrayna'da çok ciddi bozulmuş ilk yollarla yüzleşmiştik. Aniden kesilen asfalt ve devasa çukurlar arasında slalom yaparak ilerlerken, ister istemez aracın altını çok sert vurmaktan kurtulamadık. Daha yolun başında sayılacak günlerde hasar alacağız diye korkarken, Egea'nın sağlamlığı güvenimizi yükseltti. Rusya'da ise Trans-Sibirya'yı, maceraperestlerin Everest'i olarak kabul edilen yolları geçtik. Japonya gümrüklerindeki kayıtlarda oraya giriş yapan ilk Türk plakalı Türk otomobilinin Egea olduğunu öğrendik. Zorlu Meksika etabının ardından 6 bin kilometrelik Atlantik Okyanusu'nu aştıktan sonra Avrupa'da Londra'ya, ardından Amsterdam, Brüksel ve Paris'i de sorunsuz aştık. Slovenya'nın ardından eve dönüş yaptık.”