Yazma eser bakımından dünyanın en önemli kütüphanelerinden biri olan Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi'nde 10 yıldır Arapça ve Süryanice felsefi el yazmalarını inceleyen İsviçreli Müslüman araştırmacı Teymour Mourad Morel, "Burası çok zengin ve önemli bir kaynak. Tüm eserler dijital ortamda mevcut, çok modern bir sistem kullanılıyor. Dünyanın en büyük yazma eser koleksiyonu Süleymaniye'de bulunuyor" dedi.
Morel, Kütüphane Haftası'nda, 10 yıldır tozunu yuttuğu Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nin kendisi için önemini anlattı.
Cenevre Üniversitesi Arapça Bölümündeki doktora çalışmasında farklı ülkelerden pek çok el yazması metin çalışmalarında tecrübe kazandığını aktaran Morel, Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi:
"El yazması eserlerin tanıtılmasına yönelik yaptığımız bu çalışmalar, felsefi bilgi birikiminin artmasına ciddi oranda katkı sağlıyor, çok önemli yeni veriler ortaya çıkıyor. Mesela, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Damat İbrahim Paşa koleksiyonunda 779 numarada kayıtlı olan Hocazade Muslihiddin tarafından kaleme alınmış ve Şeyhülislam Sa'di Çelebi eliyle kopya edilmiş olan Tehafütü'l-Felasife isimli yazma eserin sonunda bulunan bir not, felsefe tarihi bakımından çok önemli bir bilgi içermektedir. Bu notta İbn Rüşd'ün Aristo'nun De Caelo isimli eserine yaptığı Şerhu's-Sema ve'l-Alem isimli şerhin kayıp olan 3. cildine dair önemli bilgiler vardır. Kayıp olan bir el yazmasından parçalar içeren bu bilgiler, felsefe tarihi araştırmalarına katkı sunmaktadır. Bu türlü katkılarla Felsefi El Yazmaları Mirası çalışmaları her geçen gün daha da zenginleşmektedir. Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi bu program için çok zengin ve önemli bir kaynak. Tüm eserler dijital ortamda mevcut, çok modern bir sistem kullanılıyor. Dünyanın en büyük yazma eser koleksiyonu Süleymaniye'de bulunuyor."
Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yazma ve Nadir Eserler Dairesi Başkanı Hüseyin Kutan ise Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi'nin, Kanuni Sultan Süleyman'ın 1557'de tamamladığı Süleymaniye Külliyesi'nin evvel ve sani medreselerinde hizmet verdiğini söyledi.
Süleymaniye Kütüphanesi'nin, 1918'de vakıf kütüphanelerinin bir araya toplanması ile oluşturulduğunu, 2010'da Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı sorumluluk alanına geçtiğini aktaran Kutan, şunları kaydetti:
"1918'de 11 koleksiyonla hizmete başlayan kütüphane, bugün 148 koleksiyonla hizmet veriyor. Bağlı kütüphanelerimizle birlikte 100 bini aşkın cilt yazma eser, risalelerle 200 bin eser, 68 bin 769 Arap harfli matbu eser, defter, dosya, referans kitaplarla toplam 173 bin 24 eser bulunmaktadır. Kütüphanemiz koleksiyonlarında bulunan en yaşlı kitabımız 1140 yaşında bir tefsir kitabıdır. İbn-i Sina'nın elyazmaları da kütüphanemizde yer alıyor."
Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı kurulduktan sonra 2013'te ilk eylem planı olarak yeni nesil depolama sistemlerini hayata geçirdiklerini aktaran Kutan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncesinde 32 medrese hücresinde bulunan kitaplar, dışa bağımsız son teknoloji ile donatılmış 9 medrese hücresinde muhafazaya alınmıştır. Bu depolarda sıcaklık ve nem sabit tutulmaya çalışılıyor, kitapların alışmış olduğu iklim neyse burada onu sağlamaya çalışıyoruz. Kütüphanelerimizdeki eserlerin her birinin kitap şifahanesinde uzmanlar tarafından konservasyon ve restorasyon ihtiyaçları yapılıyor. Hasta kitaplarımız kitap hastanemizde şifa buluyorlar. Hem depo alanlarımızın son teknoloji ile donatılmış olması hem de uzman kadromuz sayesinde şu an eserlerimizde bir sıkıntı söz konusu değil, sağlıklı bir şekilde koruması yapılıyor."
"Online olarak okuyucu ve araştırmacılarımıza kütüphanelerimizdeki okuma salonlarımızda hizmet veriyoruz. İçinde bulunduğumuz ve tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını elbette ki bizleri de etkiledi. Ama biz bu süreçte Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı olarak araştırmalarımıza gerek online gerekse randevu sistemi ile elimizden geldiği kadar hizmet vermeye ve hizmeti aksatmamaya gayret gösterdik."
Kitapların muhafazası konusuna her türlü teknik donanıma sahip olduklarının altını çizen Kutan, her kitapta bir çip bulunduğunu ve yönetimin bilgisi dışında bir kitap kütüphaneden çıkartılmak istenirse sistemin alarm verdiğini sözlerine ekledi.