Çağatay, "Bitlislilerin göstermiş olduğu büyük basiret ve feraset sayesinde biz şu an bu rakamları elde edebiliyoruz. Ne yaptılar Bitlisliler? Maske takın dedik, sosyal mesafeye uyunuz, ihtiyaç olmadıkça sokağa çıkmayınız, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı olanlar sosyal vefa gruplarına başvursun, biz onların her türlü ihtiyaçlarını karşılayacağız dedik. Bunları onlar ziyadesiyle uyguladılar. Bizler de onlara ellerimizi uzatmaya çalıştık. Karşılıklı uzlaşı sayesinde Türkiye’de dünyadaki koronavirüs sayısı anlamında alt sıralarda gelen ülkelerden birisi. Bitlis ise Türkiye’de pozitif sayısı anlamında alt sıralarda yer alıyor. Bugün de bildiğim kadarıyla birçok ilde vaka neredeyse sıfıra yakın. Bunların en başında da Bitlis geliyor diyebiliriz. Bu ne tek başına sağlığın, ne tek başına emniyetin bir çalışması değil, bu topyekun vatandaşın göstermiş olduğu ciddi hassasiyetin sağlık tarafından desteklenmesi, emniyet güçlerimiz tarafından da tedbirlere dikkat çekilmesi ile alakalı olan bir durumdu. Ne mutlu ki bize virüs aramızda geziyor, ama hastalığı çok ağır bir şekilde hissetmiyoruz. Virüsün aramızda gezmesi meselesini ısrarla vurguluyorum. Virüs yaşıyor belki de şu an aramızda, hasta insanlarımız çok ciddi hissetmiyor ve bu yaşamaya devam ediyor. Ne olur, ama ne olur devletimiz bizi ikaz edene kadar tedbirlerimize devam edelim. Evet ‘koronavirüs vakası bitti, Türkiye artık bunu hissetmiyor’ diyene kadar devam edelim. Maskelerimiz konusunda hiçbir sıkıntı yok, vatandaşlarımız bunu temin ediyor. Bizler de dağıtmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
“İki ayda 50 milyon lira ile 30 bin paket yardım kolisi dağıtıldı”
Kapı kapı dolaşılarak 50 milyon lira ile hayırseverlerin yolladığı yaklaşık 30 bin paket yardım kolisinin dağıtıldığını söyleyen Çağatay, şöyle konuştu:
- "Bilindiği üzere sosyal kullanımın yüksek olduğu berberler, kafeteryalar, kahvehaneler, çay ocakları kıraathaneler ve restoranlar gibi yerler Bitlis genelinde de belli bir süreden beri kapatıldı. Buradaki insanlarımızın tabi ki geçim kaygısı vardı. Bu insanların çoğu günlük geçim sahibi insanlardı. Onların şahsi ve kurumsal ihtiyaçları vardı. Bunları temin etme anlamında devletimiz ilk günden beri bizlere yüksek destekler verdi. Biz bunu vatandaşlarımıza birebir elden götürüp kapılarında verdik. Dağıtmış olduğumuz rakam 50 milyon gibi bir rakama tekabül ediyor diyebilirim. Bitlisimizin toplam nüfusu 350 bin, bu hakikaten ciddi bir rakam ve bunu iki aylık bir süre içinde gerçekleştirdik. Bununla yetinmedik. Bitlisliler hayırsever insanlar. Bunları bazen sosyal medya hesabımızdan kendilerinin de izinlerini alarak teşekkür anlamında paylaştık. Bazıları kabul etti bazıları ise 'ismimiz zikredilmese de olur' dedi. İki hayırseverimizden gelen yardımların paket sayısı 30 bin civarındaydı. Bunlar, bu ölçekte bir il için çok yüksek rakamlar diye düşünüyorum.
- Vatandaştan aldığımız tepki de koronavirüs sebebiyle ciddi bir geçim sıkıntısı yaşanmadığı yönündeydi. İŞ-KUR yine bilindiği üzere ‘Kısa Çalışma Ödeneği’ adı altında ciddi yardımlarda bulundu. Berberlerimiz ve güzellik merkezlerimiz açık onlarla da ilgili denetimlerimiz devam ediyor. Önümüzdeki günlerde devletimizden talimat bekliyoruz. Onların talimatları ve alınan tedbirlerin gevşetilmesi konusunda inşallah çalışmalar yapacağız, ama henüz net bir talimat gelmedi. Sadece yarın uzun süredir hasret kaldığımız camilerimize kavuşacağız. Camilerin tamamında olmayacağız, cami bahçelerini kullanmaya özen göstereceğiz. Cuma dışında öğlen ve ikindi namazlarını il ve ilçelerde belirleyeceğimiz alanlarda namazlarımızı eda edeceğiz. Onda da yine devletimizin belirlemiş olduğu, kendi seccademizi götürerek maskemizi takarak ve sosyal mesafe şartına uyarak ilk ibadetlerimizi icra edeceğiz. Umudumuz odur ki gün be gün bu tedbirler hastalık rakamlarının düşüşü ile beraber olumlu anlamda seyrederek çok şükür Türkiye dünyanın, Bitlis ise Türkiye’nin en başarılı ili olarak inşallah bu süreci atlatacak. Ben bir kez daha hakikaten Bitlisli hemşehrilerime çok teşekkür ediyorum. Bizleri kırmadılar ve üzmediler, hastalığı birbirlerine bulaştırma konusunda hassasiyet gösterdiler. Sağlıkçılarımızın 24 saati aşan mesaileri oldu. Bazen evlerine gidemediler, çoluk çocuklarını göremediler. Emniyet güçlerimiz en ücra köylere kadar giderek en yaşlı teyzemize ‘bir ihtiyacın var mı?’ diye sordular. Ben bu arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Bizlerden desteklerini esirgemeyen başta Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız ve İçişleri Bakanımız olmak üzere bütün devlet büyüklerimize hürmetlerimizi arz ediyoruz."