ABD'nin terör örgütleri ile Türkiye'yi hedef almasına paralel biçimde NATO da bizi doğrudan tehdide başladı. Norveç’teki tatbikatta Atatürk ve Erdoğan “düşman” olarak işaretlendi. Ankara sert tepki gösterip 41 askerini çekince, NATO özür dileyip iki personeli açığa aldı. Askeri kaynaklar olayın bir yol kazası olmadığını, NATO’nun ülkemiz için açık bir tehdit haline gelmeye başladığını söylüyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, Norveç’teki NATO tatbikatında yaşanan skandala büyük tepki gösterdi:
Suriye ve Irak’ta yaşanan hassas süreci doğrudan Türkiye’nin bekasıyla ilgili gördüğümüz için her aşamasıyla yakından takip ediyoruz. İdlib operasyonu planlandığı şekilde sürüyor. Türkiye, Rusya ve İran olarak bölgedeki gelişmeler karşısında ortak bir tutum oluşturma yönünde oldukça ciddi mesafeler katettik.
Bu çalışmalarla, ‘çatışmasızlık bölgesi’ diye ifade edilen bu bölgedeki ateşkes sürecini kalıcı kılmayı istiyoruz. Ayrıca Afrin bizim için çok daha önemli. Terör örgütü olan PYD ve YPG’den Afrin’i temizlememiz gerekiyor. Bunun için de oradaki gözleme noktalarında hakim unsur olarak bulunacağız. Buna mecburuz. Biz, burada hakim unsur olarak bulunmazsak, o zaman burayı farklı terör grupları gelip işgal etme yoluna girerler.
ABD'nin Suriye krizi başladığından beri verdiği sözlerin çok büyük bir bölümünü tutmaması bizim için büyük bir hayal kırıklığı. Şimdi Afrin’de aynı oyuna gelmek istemiyoruz. Müttefiklik ilişkileri çerçevesinde kolayca çözebileceğimiz nice sorun maalesef ABD tarafından ısrarla çıkmaza sürüklenmiştir. Rakka olayı, Münbiç böyledir, Deyrizor böyledir. DEAŞ ile mücadele dediniz de ne yaptınız? DEAŞ’a bol bol dolar ödediniz.
Ama DEAŞ’la, benim askerim, Özgür Suriye Ordusu kahramanca mücadelesini verdi, hala bu mücadeleyi vermeye devam ediyor. Öbürleri ise zafer işaretleriyle onları dolar ödeyerek uğurluyor. Türkiye’nin hem DEAŞ’a hem de PYD’ye karşı operasyonlarını baltalayan Amerika’nın bu örgütler üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı senaryonun biz gayet iyi farkındayız.
Dün (önceki gün) Norveç’te bir durum oldu. Norveç’te düşman tablosu diye bir tablo koymuşlar. Bu tabloda Atatürk’ün resmi ve bir tarafta da şahsımın ismi var. Hedefte bunlar. Bu haber gelince Genelkurmay Başkanımız ve AB’den sorumlu bakanımız, onlar da Kanada yolundaydı, bizi aradılar. ‘Böyle böyle bir durum var. Bu tatbikat da NATO tatbikatı. 41 tane askerimiz var, biz şimdi bu askerimizi çekme kararı verdik, çekiyoruz’ dediler. Dedik ki ‘Tabii, hiç durmayın hemen. Velev ki o hedefler kaldırılsa dahi 41 askerimizi süratle oradan çekin.’ Böyle bir ittifak, böyle bir müttefiklik olamaz. Oyun başka, zaman zaman değişik yerlerde de bunlar yapıldı yapılıyor.
NATO’nun 8-17 Kasım tarihlerinde düzenlediği Norveç’teki Trident Javelin Tatbikatı’nda, Atatürk’ün fotoğrafını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismini düşmanla işbirliği içinde gösteren personel ile teknisyenin görevlerine son verildi.
NATO’daki ilk skandal, Atatürk resmiyle ilgili olarak gerçekleşti. Bir teknisyen tatbikatta düşman saflarını temsil etmek için internette bulduğu Atatürk fotoğrafını kullandı. Tatbikat esnasında Türk subaylarının olayı tespit etmesi sonrasında teknisyenin görevine son verildi. Skandala neden olan teknisyen ise heykelin Atatürk’e ait olduğunu bilmediğini savunarak özür diledi.
Türkiye’ye yönelik düşmanca tavır ve skandal bununla bitmedi. İkinci olayda ise Norveç ordusuna bağlı personel, sahte hesapla, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın simülasyonda "düşman ülke liderleriyle" yakın ilişki kurduğu ve iş birliği yaptığı mesajını verdi. NATO’nun Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki Türk subayların tespiti sonrasında bu kişinin Türk kökenli, Norveç ordusuna bağlı bir sivil personel olduğu ortaya çıktı. Söz konusu isim ordudan atılırken, hakkında soruşturma açıldı. Müttefik Kuvvetler Komutanlığı Genelkurmay’dan özür dilerken, Norveç’teki Ortak Harp Merkezi Komutanlığı da konuya ilişkin özür mektubu yayımladı. Skandallar nedeniyle Türkiye, 10’u Kara Kuvvetleri, 20’si Hava Kuvvetleri, 4’ü Özel Kuvvetler Komutanlığından 41 personeli tatbikattan çekti.
Türkiye düşmanlığını kanıtlayan skandal nedeniyle tatbikattan askerlerimizi çekmemiz üzerine NATO, özür dilemek zorunda kaldı.
Önce yazılı açıklamayla özür dileyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg daha sonra Güvenlik Forumu sebebiyle Kanada'da bulunan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la bir araya gelerek yüz yüze de özür diledi. Yaşanan olay nedeniyle üzüntülerini dile getiren Stoltenberg, Akar’dan, özrünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da iletmesini istedi. Akar da söz konusu olayla ilgili iki personelin görevden alınmasının yeterli olmayacağını, orduda hiyerarşik bir sistem olduğunu ve sorumlu amirlerinin de ceza alması gerektiğini vurguladı. Öte yandan Norveç Savunma Bakanı Jensen de skandal nedeniyle Türkiye'den özür diledi.
- İhanet büyük özür yetmez
- Norveç’te yaşanan olaylar son dakika skandalı ve ard arda yayımlanan özür mektuplarıyla geçiştirilemez. Bu tek bir subayın işi değildir. Tatbikatın planlama safhalarının her aşaması onaylatılarak senaryo şekillenir. Bu ihanet birilerinin bilerek yaptığı bir olay. Yaşananlar kabul edilemez bir terbiyesizlik
- Norveç’teki NATO tatbikatı’nın senaryosunda düşman tablosunda Atatürk’ün resmi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi yazıldı.
- 41 Türk askeri personelin de katıldığı tatbikatta olayın Genelkurmay Başkanlığı’na bildirilmesi üzerine Erdoğan’ın da talimatıyla askerlerimiz geri çekildi. NATO’dan yapılan ilk açıklamada, olay “NATO’nun dahil olmadığı kişisel bir olay” olarak yansıtıldı. Art arda özür mektupları yazıldı. Ancak tatbikatın yıllık düzenli tatbikatlar arasında olması ve hiçbir askerin amirlerine onaylatmadan bir adım atamıyor oluşu, mektupları yetersiz kılıyor. Türkiye, bu ayıba imza atan tüm kadronun ortaya çıkarılmasını istiyor.
Askeri kaynaklar, “Bu bir son dakika skandalı ve tek bir subayın işi değildir. Tatbikatın planlama sürecinde bunun belirlenmiş olması lazım. Hayali düşman tablosu boş bırakılmış olsa bile en az 1-2 ay öncesinden bellidir. Ve bu senaryoda kullanılacak her unsur onay sürecinden geçer. Tatbikatın planlama safhalarının her birinde plan subayları üst kademelere onaylatarak senaryoyu şekillendirirler. Bu, birilerinin bilerek yaptığı bir olaydır” bilgisini verdiler.
- TSK: Kabul edilemez
- TSK, NATO’da yaşanan skandalın kabul edilemez olduğu vurguladı. TSK'dan yapılan açıklamada, "Konu protesto edilmiş ve TSK personelinin derhal tatbikattan geri çekilmeleri emredilmiştir. NATO özür dilemiştir” denildi.
Skandala ilgili soruşturma başlatıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada Atatürk ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik hakaret içeren eylemler nedeniyle fail veya failler hakkında soruşturma başlatıldığı ifade edildi.
Dışişleri Bakanlığı skandalın failleri hakkında uygulanacak cezai yaptırımın yakından takip edileceğini açıkladı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, tatbikatta ülkemizin hasım ülkelerle işbirliği yaptığı yönünde bir izlenim yaratılmaya çalışılmasının esef verici, gayriahlaki ve kabul edilmez bir durum olduğu vurgulandı.
- DEAŞ’ı icat eden PYD’yi de kurandır
- SDG’nin bir terör örgütü olduğunu vurgulayan ve ABD’nin terör örgütleriyle hareket etmesini eleştiren Erdoğan, “DEAŞ’ı icat eden kimse PYD’yi kuran da odur. PYD’yi parlatan kimse Kuzey Irak yönetimini bağımsızlık ilanına sürükleyerek Irak’ın istikrarsızlığını derinleştirmek isteyen de odur. Tabii aynı güçlerin, Feto’yu kendi koruma kalkanlarının içinde besleyip büyütmeye devam ettiklerini de unutmamak lazım” dedi.
- Türkiye’de de birilerinin, DEAŞ’ın katliamları, tecavüzleri, saldırıları üzerinden PYD’ye ve PKK’ya meşruiyet sağlamaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, “Oyunu kuranlar için, buluşturdukları iki örgütün bugün bir araya gelmesinin hiçbir mahzuru olmadığına” dikkat çekti. Erdoğan, “bölgeyi kana ve ateşe boğarak kendi senaryolarını hayata geçirenlere gönüllü figüranlık yapanların” asırlar boyunca unutulmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mağdur ve mazlum herkese sınırlarını açan, ekmeğini bölüşen Türkiye’ye karşı oynanan oyunların içinde yer alanların ihanetini kimsenin unutmayacağını ifade etti. Türkiye’deki ana muhalefet partisinin millilikten ve yerlilikten uzak bir siyaset izlemekte ısrar etmesinin dikkat çekici olduğunu dile getiren Erdoğan, “Anlaşılan o ki, bölgemizde tedavüle sokulan senaryoda kendilerine verilen rol budur. Buna rağmen biz kendileriyle siyaset zemininde mücadele edecek ve takdiri milletimize bırakacağız, çünkü biz onların aksine demokrasiye gönülden bağlı, milli iradenin üstünlüğüne saygı duyan bir partiyiz” dedi.