Rusya’nın Ukrayna'nın doğusundaki Rus destekli ayrılıkçıların bulunduğu Donbas Bölgesindeki Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıması ve bölgeye askeri operasyon başlatmasına ilişkin Prof. Dr. Hasret Çomak, Doç. Dr. Ozan Örmeci ve Dr. Öğretim Üyesi Ahmet İlkay Ceyhan değerlendirmelerde bulundu.
'Donbas yeraltı kaynakları bakımından çok zengin olan bir bölge'
SSCB dağıldıktan sonra Rusya Federasyonu, 1997’de yapılan anlaşma ile Ukrayna’nın sınırlarını tanımış olduğunu kaydeden İstanbul Kent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasret Çomak, “Rusya’nın temel bir politikası var. SSCB döneminde Karadeniz’de sağladığı kontrolü tekrar ele geçirmek istiyor. Bir Ukrayna toprağı olan Kırım’ı 2014’de işgal ve ilhak etme suretiyle özellikle Karadeniz’in kuzeyinde önemli bir kontrol alanı oluşturdu. Bölgede sadece Odessa kaldı. Donbas yeraltı kaynakları bakımından çok zengin olan bir bölge” diye konuştu.
'NATO Ukrayna'ya müdahalede bulunamaz'
Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya önce genel bir siber saldırı uyguladığını, müteakiben komuta kontrol merkezlerini, hava savunma sistemlerini, lojistik tesislerini bombaladığına değinen Çomak, “Harekatın Donbas bölgesiyle sınırlı olmadığını, siyasi hedefin Ukrayna’daki anayasal iktidarı devirmek olduğunu, mevcut iktidarın devrilmesini müteakip ülkede istediği yönetimi iktidara getirmeyi amaçladığını ve bu suretiyle Ukrayna’yı kontrol etmeyi hedeflediğini vurgulamıştır. Bu amaçla başkent Kiev başta olmak üzere pek çok stratejik hedeflere yönelik bir askeri harekâtın uygulandığını görüyoruz. Ukrayna’nın genelinde son derece önemli hedeflerin etkisiz hale getirilmesi yönünde planların olduğu ortaya çıkıyor. Rusya Federasyonu, Ukrayna’yı daima yapay bir devlet olarak görüyor. Ukrayna ve Gürcistan 2014’ten itibaren NATO’ya girmeye çalıştılar. Kuzey Atlantik İttifakı’nın (NATO) 30 üyesi var. NATO, prensip olarak kriz yaşayan ve krizlerin devam ettiği hiçbir ülkeyi kendi sistemine taşımaz. O nedenle; bu ülkeler NATO’ya kabul edilmemişlerdir. Avrupa Birliği (AB), aynı zamanda bir Kolektif Güvenlik örgütüdür. Buna rağmen sadece Rusya Federasyonu’na ekonomik nitelikte yaptırım uygulayabilir. Ukrayna NATO üyesi değildir. Bu nedenle NATO, Ukrayna’ya müdahalede bulunamaz ve Ukrayna’nın meşru savunmasına katılamaz. Rusya Federasyonu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesidir. Bu nedenle Rusya Federasyonu aleyhine Güvenlik Konseyi’nden herhangi bir yaptırım kararı çıkması mümkün değildir” diye konuştu.
'Ukrayna, BM şartının 51'inci maddesi gereğince meşru savunma hakkını kullanmaktadır'
'Türkiye, Fransa ve Almanya ara bulucu olmaya çalıştı'
'Putin'in aldığı kararlar Türk ekonomisi ve siyaseti için büyük zararlar verecektir'
Son üç yıldır Türkiye’ye en çok turistin Rusya ve Ukrayna’dan geldiğinin altını çizen Örmeci, “Turizm sektörü de ciddi bir şekilde etkilenecektir. Rusya’dan yaklaşık 5 ila 7 milyon arası ve Ukrayna’dan ise 2 milyonu aşkın turist Türkiye’ye geliyor. Kullandığımız doğalgazın fiyatı artabilir. Putin’in aldığı kararlar Türk ekonomisi ve siyaseti için büyük zararlar verecektir. Türkiye’nin yapabilirse yaptırımlar rejimine dâhil olmadan Rusya’ya karşı Batı ittifakında olduğunu göstermesi gerekir” ifadelerini kullandı.