|

Bir his ve anlam olarak acı

Byung-Chul Han’ın yeni kitabı Metis Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. “Palyatif Toplum” isimli kitabında Chul Han, kapitalizm ve neoliberalizmden geçerek transhümanizme doğru giden günümüz insanını acıyı gittikçe hayatından çıkaran, çıkarmak isteyen, bu şekilde yönlendirilen bireyler olarak tanımlıyor.

00:00 - 16/07/2022 Cumartesi
Güncelleme: 17:00 - 16/07/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Byung-Chul Han
Byung-Chul Han
ERHAN GENÇ

İçinde bulunduğumuz zamanı yaptığı düzenli yayınlarla sürekli olarak anlamaya, sorgulamaya ve anlamlandırmaya çalışanlar arasında önde gelen isimlerden biri de Byung-Chul Han’dır.

Byung-Chul Han’ın, Türk okuru arasında, üst üste çevrilen kitaplarıyla kendine hatırı sayılır bir kitle oluşturduğu bir gerçek. Bunun sebebinin, okurun günümüzü anlamlandırırken kendisine farklı bir pencere sunacak, bunu yaparken olabildiğince güncelden referans verecek ve bu kadar sade, akıcı, okunabilir bir dile sahip olacak bir isme olan ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

BYUNG-CHUL HAN’IN DİZİNİN DİBİ

Günümüz ideolojisinden sıyrılıp kendine alan açmaya çalışan okur, soluğu Byung-Chul Han’ın dizinin dibinde alıyor. Çünkü bu alan büyük bir boşluktan oluşuyor ve bu boşluğu doldurabilecek pek fazla isim mevcut değil. Tamamen örtüşmese de içinde bulunduğumuz zamanı olduğu gibi kabullenmeyip ona meydan okuyan bir tavır içerisinde olduğu için Atasoy Müftüoğlu’nu ona yakın bulduğumu ifade etmek istiyorum. Üstelik Müftüoğlu, bunu Müslüman bir bakış açısı ile yapıyor.

Byung-Chul Han’ın yeni kitabı Palyatif Toplum, haziran ayında Metis Yayınları tarafından okurla buluşturuldu. Kitabın yazım ve kendi dilinde yayın zamanı ile ülkemizdeki çevirisi ve yayın zamanı arasında büyük bir fark olmaması, Han’ın ilgiyle takip edildiğinin açık bir göstergesi.

Köken olarak Latince “manto” anlamına gelen pallium ve bundan türeyen “paltoyla örtmek” anlamına gelen pallaire kelimelerine dayanan “palyatif” kelimesi sözlükte; etkisi köklü olmayan, duruma geçici çözüm getiren, geçici, muvakkat olarak yer alıyor.

Byung-Chul Han, kapitalizm ve neoliberalizmden geçerek transhümanizme doğru giden günümüz insanını acıyı gittikçe hayatından çıkaran/çıkarmak isteyen/bu şekilde yönlendirilen bireyler olarak tanımlıyor. “Palyatif toplum, performans toplumuyla örtüşür. Acı bir zayıflık belirtisi olarak yorumlanır. Gizlenmesi ya da optimizasyonla giderilmesi gereken bir şeydir. Performansla uyuşmaz. Yapabilmeni hüküm sürdüğü aktif toplumda acı çekmenin pasifliğine yer yoktur.”

“LIKE” GÜNÜMÜZÜN AĞRI KESİCİSİDİR

Günümüz sosyal medyasının beğeni üzerine kurulmuş olması da acının hayatımızdan sessizce çıkıp gidişini büyük ölçüde kolaylaştıran bir etkendir. Beğendiklerimizi takip ediyor, bunların arasından sadece beğendiklerimizi “layk”lıyoruzdur. Tüm rahatsız edicilerden izole bir profil inşa ediyor, böylece farkında olmadan acıdan uzaklaşmanın değirmenine su taşıyoruzdur. “Palyatif toplum aynı zamanda bir “beğendim” toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirilir. ‘Like’ günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir.”

NEOLİBERAL ÇALIŞMA KAMPI: HOME OFFİCE

Acıyı/acısızlığı bütün yönleriyle ele almaya çalışan Byung-Chul Han, artık geride bıraktığımız pandemi günlerine değinmeden geçmez. Han, pandemiyi yaşayan toplumu, hayatta kalmaya odaklanmış bir toplum olarak tanımlar ve virüsün karantina marifetiyle hayatı dondurarak bireye hayatta kalmaktan başka bir seçenek bırakmayışını ölüm korkusuyla açıklar. Pandeminin, palyatif toplumun özenle bastırıp gözden ırak bir kenara kaldırılmış ölümü tekrar görünür kıldığını, ölümün kitlesel iletişim ortamındaki aşırı mevcudiyetinin insanları huzursuz ettiğini öne sürer.

Byung-Chul Han pandemiyi neoliberal politikalardan ayrı düşünmez. Karantinayı, hayatın salt yaşamsal faaliyetlerden ibaret olduğu toplama kamplarına benzetir. “Pandemi döneminde neoliberal çalışma kampının adı ‘home office’dir: evden çalışma.”

Pandeminin dini inançları ve bazı ibadetleri değiştirmesini/dönüştürmesini virolojinin teolojiyi yerinden etmesi olarak yorumlayan Han, bireyin bu dönemde birçok uygulamaya kendi isteği ile razı oluşunu “başkası tarafından sömürülmenin, yerini bireyin kendini sömürmesine” bırakması olarak tanımlar. “Havaalanında herkes muhtemel bir terörist olarak muamele görür. Hiç karşı koymaksızın alçaltıcı güvenlik önlemlerine maruz kalmaya razı oluruz. Herkesin muhtemel bir virüs taşıyıcısı olmasından şüphelenilir; bu da bizi bir karantina toplumuna götürür, ki sonuç olarak biyopolitik bir gözetleme rejimine yol açacaktır.”

ACI VARSA HİKÂYE VARDIR

Acı, bize hayatı yaşadığımızı hissettiren, onu tekdüze olmaktan çıkarıp mücadeleye olanak sağlayan bir şeydir. Gerçekten bir yerimize bir zarar geldiğinde acı çekeriz yahut gerçekten sevdiğimizde. Acı, bir şeyin gerçek olup olmadığının turnusolüdür ve sonunda bize anlatılabilir bir hikâye bırakır. Acı olmaksızın ne tam olarak sevdiğimizi, ne de yaşadığımızı iddia edebiliriz. “Palyatif toplumda acıyı anlatılır, şarkıya dökülür kılmayı, konuşturmayı, bir anlatıya katmayı, güzel bir görünümle örtmeyi, yani oyuna getirmeyi tümüyle unutmuş durumdayız.”

Transhümanistik bir geleceğe doğru ilerlerken geride bıraktığımız birçok insani yanımız arasından en çok acıyı ve ona dair olanları arayacağımız aşikâr. Zira acı varsa hikâye vardır. Yoksa anlatılabilir olmaktan ölçülebilir veya sayılabilir olmaya geçişimiz çok da zor görünmüyor. O zaman insan kalabilir miyiz, orası meçhul.

HAYAT PAHASINA ÖLÜMSÜZLÜK!

Tarihin tam da bu noktasında Byung-Chul Han, Palyatif Toplum ile üzerine düşeni yapıyor ve okurunu sarsacak tespitlerle kitabına son veriyor. “Acıyı yok etmek isteyen, ölümü de ortadan kaldırmak zorundadır. Ama ölüm ve acısı olmayan hayati insani bir hayat değil ölmemişlik hayatıdır. İnsan hayatta kalmak uğruna kendini ortadan kaldırır. Muhtemelen ölümsüzlüğe de erişecektir ama hayatı pahasına.”

Palyatif Toplum’un içinden geçtiğimiz zamanları anlamak, anlamlandırmak isteyen okura göz kırptığını söyleyebilirim. Ayrıca geride bıraktığımız pandemi günleri hakkında derinlemesine düşünmek için güzel bir fırsat.

#Byung-Chul Han
#Metis Yayınları
#neoliberalizm
#Palyatif Toplum
2 yıl önce