|

Camilerde 28 Şubat’ı hatırlıyoruz

Geçtiğimiz hafta bir kadının Fatih Camii’ndeki gördüğü muamele “Kadınlar caminin neresinde? sorusunu yeniden gündeme getirdi. “Kadınlar Camilerde” projesiyle kadınların camide yaşadığı sorunları ele alan bir grup kadına biz de İstanbul’daki camileri değerlendirmelerini istedik. Kadınlar en çok Beşiktaş’taki Sinan Paşa Camii’nden memnunken Süleymaniye Camii’nden şikayetçiler. Süleymaniye Camii’nde yaşadığı bir olayın kendisine 28 Şubat’ı hatırlattığını ifade eden Rümeysa Çamdereli “Üniversitede okuduğum dönemlerde başörtüsü yasağı vardı. Camide gördüğüm tepki bana o günleri hatırlattı” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 25/03/2018 Pazar
Güncelleme: 22:25 - 24/03/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
“Kadınlar caminin neresinde? sorusu gündemde.
“Kadınlar caminin neresinde? sorusu gündemde.

İbadetlerini aksatmadan işine ya da okuluna gitmek isteyen çoğu kadın uzun bir süredir camilerdeki yerini sorguluyor. “Kadınlar caminin neresinde?” sorusunun yanıtı hala cevabını bulamazken geçtiğimiz hafta Fatih Camii’nde yaşanan bir olay, tüm kadınların ortak sorununu yeniden gündeme getirdi. Kadın mahfilinde namaz kıldıktan sonra camiyi seyretmek için bekleyen Arife Gümüş, imamın ilginç bir tepkisiyle karşılaştı. Bu durumu protesto eden çoğu kadın ise aynı yerde toplu namaz kılarak tepkilerini ortaya koydu. “Kadınlar Camilerde” projesiyle geçtiğimiz Ekim ayından beri bu konuyu dert edinen çoğu kadın da Cuma akşamları Mihrimah Sultan Camii’nde toplanıp camide yaşadıkları sorunları tartışıyor ve hep birlikte bu sorunlara çözüm üretmeye çalışıyor. Camilerde kadınlara ayrılan kısımların caminin genel atmosferinden kopuk, bakımsız ve kullanışsız olmasından yakınan bu kadınlardan camileri değerlendirmelerini istedik.

Bu camiler içinden en yüksek puanı Beşiktaş’ta bulunan Sinan Paşa Camii alırken Süleymaniye Cami de en düşük puanı aldı. Kadınlar, Sinan Paşa Camii’nin abdesthanesinin kullanışlı, kadınlara ayrılan alanın tam olarak eşit bulmasalar da yeterli olduğunu belirterek Cuma namazları için kendilerine yer ayrılmasından memnuniyet duyuyorlar.Süleymaniye Camii abdesthanesinin de her vakitte açık olmamasından şikayet ediyorlar. Mimar Mehmet Osmanlıoğu ise asıl sorunun camilerin sosyal hayattan kopuk olmasına bağlarken çözümü külliye modelinde buluyor. İstanbul Müftüsü Prof.Dr. Hasan Kamil Yılmaz, kadınların camiyle ilgili duyarlılıklarının oldukça geliştiğini belirterek, 3 bine yakın caminin kadınların erişimine açık olduğunu söylüyor.

HER KADININ ORTAK DERDİ

29 yaşındaki Bilgisayar Mühendisi Rümeysa Çamdereli, “Kadınlar Camilerde” projesiyle konuyla ilgili sıkıntısı olanlara sosyal medya hesaplarından çağrıda bulunduklarını söylüyor. Çamdereli, “Camilerde sıkıntı yaşayan bir grup kadındık ve farklı yerlerdeki camilere dair birçok şeyi konuşuyorduk. Geçtiğimiz hafta Fatih Cami’nde yaşanan olay gerçekten çok kötü bir şeydi ama aynı olayın benzerini diğer kadınlar da günlük hayatın içinde deneyimliyor. Şu an bir Whatsapp grubumuz var. Burada herkesin yaşadığı hikayeleri bizimle paylaşmalarını istiyoruz. Ayrıca bir de web sitemiz var” diyor. Oğluyla birlikte Süleymaniye Camii’nde yaşadığı bir olayın kendisine 28 Şubat’ı hatırlattığını ifade eden Çamdereli şunları söylüyor: “Caminin ön tarafını ayıran tahta engeller ibadet edenlerin rahatsız edilmemesi için kurgulanmış bir kısım. Oğlumla birlikte o tahtanın ön tarafına geçtiğimde güvenlik görevlileri arkamdan bağırdı. Boğaziçi Üniversitesi’nde okuduğum dönemlerde başörtüsü yasağı vardı ve gördüğüm o muamele bana hiç yabancı gelmedi. Oldukça travmatik olan bu olaydan sonra bir daha o camiye gitmedim.”



BAKIŞ AÇILARI DEĞİŞTİRMELİYİZ

İşe ilk olarak “Kadınlar Cuma’da” etkinliğiyle başladıklarını ifade eden Çamdereli, “Kadınlar gündelik yaşantısında okulda ya da iş yerlerinde Cuma namazı için izin almakta ve zamanlarını organize etmede sıkıntı yaşadılar. Biz de o etkinliğe ara vermek zorunda kaldık. Fatih Camii’nde yaşanan olaydan sonta yaptığımız namaz etkinliği ilk değildi” diyerek devam ediyor: “Camileri sadece namaz kılınan yerler değil de yaşanılan yerler haline getirme gibi bir derdimiz var. Bu yüzden toplantılarımızı camilere taşımanın da çok önemli bir fark yaratacağını düşünüyoruz. Camilerin sadece kadınlar için değil çocuklar, engelliler ve farklı gruptaki insanlar için de erişilebilir ve yaşanabilir yerler olduğunu düşündüğümüz için mücadele ediyoruz. Sadece alt yapıyı değil bakış açılarını da değiştirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Yalnızca abdesthane kurup da kadınlar kısmının temiz bir hale getirilmesiyle bitmiyor iş. Birlikte dönüşmemiz gerekiyor. O konuda Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte çalışacağımız alanlar oluşturmak istiyoruz.”


Hırka-ı Şerif Camii sınıfta kaldı

Süleymaniye Camii

Abdesthanesi büyük ve kullanışlı ancak her vakitte açık olmuyor. Kadınların caminin ön tarafına geçilmesine izin verilmiyor. Kadınlara ayrılan yer caminin içerisinde oldukça küçük.

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii

Abdesthanesi ve cami içerisinde kadınların namaz kılması için ayrılan kısım çok küçük, üst kata çıkan merdivenler yaşlılar ve çocuklu kadınlar için çok tehlikeli. Ancak cuma namazları ve bayram namazları da dahil olmak üzere, havaların yeterli sıcaklıkta olduğu zamanlarda kullanılabilen dışarıdaki kısım kadınlar için Üsküdar’da rahat bir mekan sağlıyor.

Fatih Camii

Yenilenen abdesthanesi yaşlı, çocuklu ve engelli kadınlar da dahil olmak üzere her türlü kadın için uygun. Kadınlara ayrılan kısımlar görece büyük. Cuma namazlarında kadınlara alan ayrılıyor.

Beşiktaş Sinan Paşa Camii

Abdesthanesi kullanışlı, kadınlara ayrılan alan tam olarak eşit olmasa da yeterli. Cuma namazlarında kadınlar için yer ayrılıyor.

Hırka-ı Şerif Camii

Caminin kadınlar kısmı oldukça küçük. Camide kadınlar sadece bir yan odada ibadet edebiliyor.

Bulgurlu Camii

Camide kadınların abdest alması için ayrılan bölümü kilitli.


Sorunlarımızın belgeselini çektim

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Sena Arslan, camiye girdiğinde suç işliyormuş gibi hissettiğini belirterek “Camilerde sıkıntı yaşamamız için illa kovulmanız ya da hakarete uğramanız gerekmiyor. Örneğin ben camiye erkeklerle aynı yerden girmek zorunda olduğum zaman inanılmaz derecede gerildiğimi fark ettim. Mihrabı ve mimberi görmeden camiye ait unsurlardan uzak kalmam beni çok üzüyordu” şeklinde konuşuyor. İstanbul Şehir Üniversitesi Sinema Televizyon bölümünden mezun olan Selma Şirin ise kadınların camideki yeriyle ilgili bir belgesel çekmiş. Şirin, “Mihrimah Sultan Camii’ne namaz dışında da vakit geçirmek için gittim. Ama orası çok kalabalıktı ve namazı hemen kılıp çıkmam gerekiyordu. Geçtiğimiz günlerde de Bulgurlu Camii’nin de abdesthanesi kilitli olduğu için benzer sıkıntılar yaşadım. Bir keresinde de Sultanahmet Camii’nde arkadaşlarımla namaz kılmaya gittiğimizde güvenlik görevlisi orada kadınların namazını bozdurdu. “Hanımlar olmuyor, hadi bozun, bozun” dedi. Tüm bunları baz alarak yeni bir belgesel çekmek istiyorum” diyor.


Mescid-i Nebevi'yi örnek almalıyız

Türkiye’deki camilerde kadınlara ayrılan bölümlerin daha çok bodrum katları olduğunu belirten mimar Mehmet Osmanlıoğlu, “Eskiden kadınlar Ramazan aylarında Teravih namazı kılmak için camiyi tercih ediyorlardı. Daha çok evde namaz kılmaları teşvik ediliyordu. Dolayısıyla böyle bir statik yapı oluşmuştu. Fakat 21.yüzyılda kadınların sosyal hayatta daha fazla yer aldığını görüyoruz. Ortadoğu’da da yaygın olan bu gelenek, Türkiye’de de 'Camilerde hanımlara daha büyük mekanlar ayrılmalı mı?' sorusunu gündeme getirdi” diyor. Günümüzde selatin camilerin arka bölümlerinin kadınlara ayrıldığını söyleyen Osmanlıoğlu, “Buralarda kadınlar namazlarını kılıp giderler. Bu camilerde yaygın olarak gördüğümüz şey kadınlara ayrı katların oluşturulması. Bunların en güzeli de “Hanımlar mahfili” dediğimiz üst katlardaki bölümler” ifadelerini kullanıyor.


ÇÖZÜM KÜLLİYE MODELİ

Talepler ve ihtiyaçların doğru tespit edilmesi halinde mimari çözümlerin de yapılabileceğini belirten Osmanlıoğlu, “ Mimaride çözümlemeler sonsuzdur. Namazın kabul şeklini olumsuz yönde etkilememek kaydıyla bu yerler daha da genişletilebilir, hatta bu konuda yeni projeler ortaya konabilir. Yurt dışındaki camilerde bu var. Örneğin Mescid-i Nebevi’de kadınlara ayrılan bölüm neredeyse erkeklerin bölümüne yakın büyüklükte” şeklinde konuşuyor. Günümüzdeki camilerde kadınlara ayrılan bölümlerin ibadet ağırlık olmaktan çok sosyal mekanlar olarak karşımıza çıktığını belirten Osmanlıoğlu, “Kadınların çocuklarına bakım yapabilecekleri, oturup Kur’an okuyabilecekleri mekanları biz de kendi projelerimizde hazırlıyoruz. Ayrıca camiler önceden hayatın merkezindeydi. İbadet ve sosyal hayat iç içeydi. Şimdilerde camiler günün çok az bir bölümünde gidilen ve hayatın bir kenarına itilmiş mekanlar haline geldi. Camileri kütüphane, şifahane ve konferans salonlarıyla birlikte planlayıp külliye modeli oluşturabilirsek bu türden sorunları da aşabiliriz. Merkezi ve yerel yönetimlerin camilere bakışlarını değiştirmesi lazım” diyor.


3 bin cami kadınların erişiminde

Kadınların camideki yerinin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2007 yılından beri gündeminde olduğunu belirten İstanbul Müftüsü Prof.Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Özellikle 2013 yılından itibaren kadınların camiyle buluşmasını sağlayan çalışmalar yapıldı. Altyapı hazırlıkları da gerçekleştirildi. Kadınlarımızın camiyle ilgili duyarlılıkları epey gelişti. İyi niyetleriyle camilerde yer almak isteyen kardeşlerimizin taleplerini alıyoruz. Bu talepleri oldukça önemsiyoruz” diyor. Kadınların zaman zaman uç taleplerde de bulunduğunu ifade eden Yılmaz, “Caminin orta mekanında mihraba yakın yerde namaz kılmak isteyenler oluyor. Bu ne yazık ki fiilen uygulanması mümkün olmayan bir istek, özellikle de cemaat kalabalıksa. Diyanet İşleri Başkanlığı selatin camiler ve önceden yapılmış camilerdeki kadın mekanlarının gözden geçirilmesi hususunda birçok yenilik yaptı. Şu an kadınların erişimine ulaşan 3 bin civarında cami var. Bundan sonra yapılacak camilerde de kadınların, gençlerin ve engellilerin ulaşımına uygun mekanların yapılması Diyanet İşleri Başkanlığı Stratejik Planı’ndaki yerini aldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birtakım protokoller de imzalandı” diye konuşuyor.


#Camii
#Kadın
6 yıl önce