|

Dijital ümmetiz

Milenyum çağında doğan Müslüman nesiller artık kapı arkasında saklanmıyor. Kendi modasını, markasını, müziğini, sanatını yapıyor ve sosyal medyadan paylaşıyor. İngiliz yazar Sheline Janmohamed, M kuşağı olarak isimlendirdiği bu neslin küresel bir güç olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Dünyanın nasıl değiştiği konusuyla ilgileniyorsak, genç Müslümanların başından geçenleri de anlamamız gerekiyor. Türkiye’de de bu durum özellikle önemli, çünkü M Kuşağı’nın büyük çıkışını gözlerimizin hemen önünde sokaklarda görebiliyoruz."

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/03/2018 Pazar
Güncelleme: 00:30 - 4/03/2018 Pazar
Yeni Şafak
İngiliz yazar Shelina Janmohamed , M kuşağı olarak adlandırdığı yeni Müslüman gençliğin dünyayı değişterecek güce sahip olduğunu söylüyor.
İngiliz yazar Shelina Janmohamed , M kuşağı olarak adlandırdığı yeni Müslüman gençliğin dünyayı değişterecek güce sahip olduğunu söylüyor.

İngiltere’de doğup büyüyen yazar, köşe yazarı ve sosyal aktivist Shelina Zahra Janmohamed, Güney Asya kökenli bir Müslüman. Halihâzırda, The National, The Telegraph, The Times , The Guardian ve Muslim News gibi ünlü gazetelere yazılar kaleme alıyor. Oxford mezunu olan yazar, dünya çapında en etkili 500 Müslüman ve İngiltere’nin en güçlü 100 kadını arasına girmeyi başardı. Shelina Janmohamed, tüm bunların dışında aynı zamanda İslami pazarlama alanında tanınmış bir uzman. Bu alanda üst düzey yöneticilik yapıyor. Birbirinden farklı işlerde adından söz ettiren Janmohamed, gündemden düşmeyen yeni nesil genç Müslümanlar meselesine de kayıtsız kalamadı. Yazar, bu konudaki gözlemlerini “M Nesli Yeni Müslüman Gençlik” adıyla kitaplaştırdı. Yen nesil Müslüman gençler, kültür-sanattan, spora, siyasetten ekonomiye ve modaya kadar birçok alanda kendilerini ifade ediyor. En büyük avantajları ise sosyal medyayı çok etkin bir biçimde kullanmaları. Müslüman olduğunu tüm dünyaya haykıran bir nesil var. Janmohamed, M Kuşağı’nın, İslam'dan aldıkları ilhamla dünyayı daha iyi bir yer yapacaklarına inandıklarını belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “ Ne işleri sorgusuz sualsiz kabul ediyorlar ne de işlerin kolayca kabul edilebileceğine ikna oluyorlar. Gelenekçilerden farklı olarak işleri daha iyi yapacaklarına inanıyorlar, liderleri sorumlu tutuyorlar ve eğer ürünler ya da hizmetler bir Müslüman olarak ihtiyaçlarını karşılamıyorsa dışarı çıkıp yenisini yapıyor.”


* M nesli yeni Müslüman gençlik adından söz ettiriyor. Küresel arenada boy gösteren, bu kendinden emin genç Müslüman nesli ortaya çıkaran sebepleri nasıl sıralarsınız?

Bugün ve aslında her gün yaptığımız küresel konuşmaların en önemlilerinden biri Müslümanlar hakkında. Özellikle genç Müslümanların tutumları, davranışları ve kavrayışlarını gerçekten anlamamız her zamankinden daha önemli. Böylece onlarla ve dünyayı nasıl gördükleriyle yakından ilgilenebiliriz. Zira Müslümanlar dünya nüfusunun 1.6 milyarını oluşturuyor. Müslümanların üçte biri 15 yaşın altında ve üçte ikisi 30 yaşın altında. M nesli geniş Müslüman nüfusun geleceğini şekillendirip yönlendirecek ve dolayısıyla küresel olaylarda önemli etkileri olacak. Öyleyse dünyanın nasıl değiştiği konusuyla ilgileniyorsak, genç Müslümanların başından geçenleri de anlamamız gerekiyor. Türkiye’de de bu durum özellikle önemli.

* Bu kuşağın, Müslümanlar hakkındaki stereotipleri kırmasına, tüketici trendlerine liderlik etmesine, dinamik ve girişimci eylemleri gerçeğe dönüştürmesine odaklanmasından bahsediyorsunuz. Peki bu genç Müslümanlar, dediklerinizi Batı’da nasıl yapıyor?

Bu yeni nesil Müslümanların getirdiği değişim, hemen şu anda dünyanın dört bir yanında yaşanıyor. Bu ise küresel karakteristiği olan küresel bir kimlik. Bu yüzden büyüleyici ve çok önemli. Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerdeki meydan okumalar, daha geniş topluluklara bağlanmakla ilgili gerçekleşiyor. Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde ise, küresel bağlamda yerini bulma, bir yandan da Müslüman kimliğini çoğulcu ve aynı zamanda gerilimli toplumsal yapı içinde müzakere etme anlayışı var.

* Peki, Batı dünyası, yeni Müslüman gençliği hakkında ne düşünüyor?

Sözünü ettiğim nesil son 30 yılda dünyaya gelenlerden oluşuyor. Bu gençler, caddelerde ve insanların gözlerinin önünde yürüyor. Ben kitabım da, insanların genç Müslümanların parçası olduğu daha geniş küresel fenomeni anlamalarına, bu gençlerin gazetelerden okudukları ve siyasetçilerden duydukları hikayelerden ne kadar farklı olduklarını idrak etmelerine yardımcı olmak adına yazıldı. Bu genç Müslümanlar, insanların stereotiplerini paramparça etmeleri ve dünyanın etrafında şu anda neler yaşandığını görmeleri için gereken büyük bir değişimi taşıyorlar.

* Tüketim eğilimleri, evlilikleri ve çocukları farklı. Peki “Müslüman olmanın anlamı nedir” sorusuna nasıl cevap veriyorlar?

‘M Kuşağı’ terimini bulan biri olarak yaptığım nitelendirme; inanç ve modernitenin bir arada olabileceğine, bu ikisi arasında hakikatte bir fark olmadığına inanan ve bunları birbirinin tamamlayıcısı olarak gören bir nesli tanımlıyor. İnançları onların her şeyini etkiliyor ve bunu gizleme gereğini duymuyorlar. Hatta tüm dünyanın bunu bilmesi için hep göz önünde olmayı seçiyorlar. Kimliklerini, hem inançlarını hem de moderniteyi kapsadığına inanan çok güçlü ve genç bir gruptan söz ediyoruz. M Kuşağı’na ve Müslüman olmanın anlamı hakkında ne düşündüklerine gelince, bu konuyu her gün güçlü bir biçimde tartışıyorlar!

İNANCINA BAĞLI VE KENDİNDEN EMİN
* Yen nesil Müslüman gençler , kültür-sanattan, spora, siyasetten ekonomiye kadar birçok alanda kendilerini ifade ediyor ve her geçen gün değişimin etkin güçlerinden biri haline geliyorlar. Peki bu yükseliş nasıl bir ivme kazanır?

Bu kuşak, kendilerini pek çok şekilde ifade ediyor. Kültür, sanat, spor, siyaset ve girişimcilik gibi buldukları en heyecanlı şekilde dünya ile yakın ilişki kuruyorlar. Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için sahip oldukları ilhamları destekleyen yenilikçi projeler ve işler üretiyorlar.


Dijital ümmet var
* Dijital dünya bu kuşağın sesini duyurması için fırsat sundu. Küresel kimliklerini inşa etmek ve büyütmek için de imkan sağladı. Sizce M Kuşağı, dijital dünyayı nasıl kullanıyor?

“Ümmet”, bir zamanlar Müslümanların, en çok da kalben en tutkulu olduğu şeydi fakat dijital dünyada M Kuşağı, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ulaşma, onlarla iletişim kurma, bilgi, eğlence ve acıları paylaşma yolunu buldu. Bilgiyi bulmak, tabu haline gelen konuları tartışma, Müslüman hayat tarzını tam anlamıyla yaşamayı arzu edenlerin isteklerine göre tasarlanmış yeni ürünler ve hizmetleri geliştirme ve tüketme adına bağlantı halindeler. Bu bize, sanal camilerden Müslüman evlilik uygulamalarına, online tesettür modasına kadar her şeyi sağlıyor. Dijital dünyaya bağlanmak aynı zamanda dünyaya bakış açısı ve kimlikle uyumu sağladı.


Müslüman kadınlar meydan okuyor
* Müslüman kadınlar hakkında yazılan çoğu kitapta, köle gibi yaşayan, zorla evlendirilen ve cahil bir kadın portresi çiziliyor. Etkin bir yazar olarak, Müslüman kadınların hayat hikayelerini olumsuz yorumlayan bu anlayışa nasıl bir yorum getirirsiniz ve bu yöndeki olumsuz imajların çürütülmesiyle ilgili nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz ?

Tartışmalarımıza egemen olan birçok hikaye, Müslüman kadınların baskı altında yaşadığı, ne düşüncelerinin ve ne de seslerinin olduğu fikri etrafında dönüp duruyor. Kendi yazımda insani ve zaman zaman da nükteli olan farklı bir hikaye anlatmaya çalışıyorum. Araştırmamı aynı zamanda, hayal bile edemeyeceğimiz yollarla dünyayı değiştiren Müslüman kadınların diğer pek çok hikayelerinin gücünü artırmak için de kullanıyorum. Günümüz Müslüman kadınlarının ne kadar dinamik ve çeşitli olduklarını ve hakim stereotiplere meydan okudularını ancak bu hikaye çeşitliliği ile anlayabiliriz.


Düşmanlık sürüyor
* İngiltere’nin en etkili 100 kadınından biri olarak gösterildiniz. Başarıya ulaşmış Müslüman bir kadın olarak, İngiliz kültürü ve yaşam biçimine uyum konusunda zorluklar yaşadınız mı?

İngiltere’de doğdum ve büyüdüm. İngilizim ve Müslümanım. Müslüman ve İngiliz olma konusunda çatışma görmüyorum. Bu ikisi, mükemmel bir uyum içinde.

* Geçtiğimiz haftalarda Fransa’da bir ses yarışmasına katılan Suriye asıllı şarkıcı İslamofobik söylemler nedeniyle yarışmadan çekildi. Bunu gibi olaylar çok sık yaşanıyor. Batı’daki bu tutum umut kırıcı değil mi?

Fransa’daki yarışmaya katılan genç kadın, M Kuşağı için mükemmel bir örnek: İnancına bağlı ve aynı zamanda kendinden emin, toplumsal alanda yer alıyor. Bu katılım, stereotiplere tam anlamıyla meydan okumanın yaşandığı bir yer. Yetenekliydi, hem jürinin hem de dinleyicilerin bam telini titretti. Ancak ona karşı gerçekleşen düşmanlık, tam olarak M Kuşağı’nın değiştirmekte zorlandığı bir stereotip çeşidi ve maalesef ki ona yapılan, mücadele verdikleri şeyin bir örneği.


* Genç nesil gelenekselliğe meydan okuyor. Ancak bazı çevreler onların İslam’ı yalnış yorumladıklarını düşünüyor. Siz ne diyorsunuz bu konuda?

Ben inançlı ama modernliğe inanan özel bir kesimden bahsediyorum. Bunların karşılarında yer alan gelenekselciler sosyal olarak muhafazkardırlar, uyumu sürdürmeye inanırlar ve otoriteye daha fazla itaat ederler. Ama ben sahneyi M nesli kahramanlarımıza bıraktım. M Kuşağı, inançlarından aldıkları ilhamla dünyayı daha iyi bir yer yapacaklarına inanıyor. Ne işleri sorgusuz sualsiz kabul ediyorlar ne de işlerin kolayca kabul edilebileceğine ikna oluyorlar. Gelenekçilerden farklı olarak işleri daha iyi yapacaklarına inanıyorlar, liderleri sorumlu tutuyorlar ve eğer ürünler ya da hizmetler bir Müslüman olarak ihtiyaçlarını karşılamıyorsa dışarı çıkıp yenisini yapıyorlar.

#M Kuşağı
#Müslüman Gençlik
#Dijital Gençlik
6 yıl önce