Yüzyıllardır, buğday ve kurubaklagillerin bir araya gelmesiyle oluşan bir lezzet, dünyanın dört bir yanında, dua ve umutla pişiriliyor. İnsanlığın en çok üzerine düştüğü, tatlıdan tuzluya bir çok şekilde sofraya getirdiği buğdayın kazanlarda kaynatılmasıyla yapılan en eski tarife gittiğimizde görürüz ki bunun da aşureye benzer yanları var. Dikkat ederseniz aşure adı verilen yiyeceğin hem tatlı, hem de tuzlu tarifleri vardır. Kimi yörelerde aşure bir çorba, kimi yörelerde bir tatlıdır. Avrupalılar aşureyi Türk Mutfağından bir tatlı olarak biliyor ve kimi yerlerde ona “Nuh’un Pudingi”deniyor. Daha önce de, Yeni Şafak Pazar’da bahsettiğim gibi aşure günü bir çok önemli olayın gerçekleştiği tarih kabul edilerek, Hz Nuh’tan, Hz Hüseyin’e uzanan büyük ve kutsal bir hikayeyi tek bir kazanda harmanlıyor. Elbette bu kutsiyet, Anadolu’dan Mısır’a, Kafkasya’ya kadar yaygındır. Aşure de bütün bu coğrafyada pişirilir. İlginç olan ise, sevincin ve kederin yemeğe dönüşmesiyle kendini gösteren büyük mutfak tarihi… Aslında insanlar, bin yıllardır duygularını şarkı ve şiir gibi yemeklerle de ifade ediyorlar. Aşure biraz da, insanın mutfak sanatçılığının göstergesi gibi. Ben de bugün, Hz Adem’den Hz Nuh’a, Hz Süleyman’a mucizeler ve yeni başlangıçlar olarak, Hz Hüseyin ve Rasulullah’ın (s.a.v) değeri kelimelere sığmayacak ailesinin büyük hüznü ile acının ve verilen kıymetin bir ifadesi olarak günümüze gelen aşurenin, Mısır ve Kafkasya’daki şeklini yazmak istiyorum.
Aşurenin, bu uzun ve köklü hikayesi asla bitmeyecek… Sağlıklı mutlu pazarlar dilerim. Aşure gününüz mübarek olsun.
Nuh’un Pudingi (Mısır)
1 bardak bütün buğday
5 bardak su
5 bardak süt
Yarım fincan şeker
1 yemek kaşığı mısır nişastası
1 çubuk tarçın
Hindistan cevizi tozu
Kuru üzüm, fındık vb
Kuru meyveler
Tarçın
Çerkes Aşuresi
2 su bardağı mısır
Yarım bardak kuru fasulye
Yarım bardak nohut
Yarım bardak buğday
2 su bardağı su
3 su bardağı süt
1 tatlı kaşığı tuz
1 kahve fincanı sıvı yağ
1 tutam şıkepl (havaciva otu kökü tozu)