İhtiyar sarışın, sübyancı hergele!

04:0015/11/2025, Cumartesi
G: 15/11/2025, Cumartesi
Yeni Şafak
Zohran Mamdani
Zohran Mamdani

MORAVİ RÜSTEM EFENDİ

Canımdan aziz kârilerim, merhaba!

Kış bir yeniçeri piyadesi gibi ağır ağır geliyor bu yıl; ağır ve heybetli! Dünyanın dört bucağında küffârın perişan ettiği, hânümânsız bıraktığı yüz binlerce mazlum var; hele de eyyâm-ı şitâda onların da felahı ve refahı için duayı zinhar unutmayın!

Mazlum demişken, bakın ne geldi aklıma. Geçen teşrin-i evvelin sonlarıydı. Gece, yine okuyup yazmaya uğraşıyor, dumanlanan odada (itiraf edin, aklınıza sigara içtiğim geldi; haşa huzurdan, taze pişmiş çayın dumanıydı tabii!) zihnimi ve fikrimi toparlayıp yine ümmeti nasıl irşat edeyim diye arîz ve amîk düşünüyorken vehleten telefonum çaldı. Uzun bir numara, başında da +1 kodu var. Bildim tabii, Amarika’dan arıyor biri. Memleketin bin türlü sapığı yetmiyormuş gibi, şimdi de gavurlar dadandı sandım. Açmayacaktım, fakat nedendir bilemiyorum, birden rikkate geldim; açtım!

Ben, dedi Zohran, Zohran Mamdani. Takip ediyorsunuzdur üstat; birkaç güne Nevyork’ta belediye seçimleri var; demokrat partinin namzedi benim. Hani yazın yapılan ön intihaplarda Cuomo’yu yenmiş idim, şimdi esas intihaplar geldi. Cumhuriyetçi koca kâfir Trump ve şürekâsı nâmımı lekedâr etmek istiyorlar, almışsınızdır haberini. Yok efendim Müslümanmışım, komünistmişim, falanmış feşmekanmış. Malumunuz üstadım; Siyonist baronlara karşı duracağım, fukaranın yanında olacağım, azdan az, çoktan çok vergi alacağım filan diye kampanyalar yürüttü idim. Ahali pek meclup ve memnun oldu. Hani şu Elon denen soytarının alıp sirke çevirdiği twitterda filan türlü reklamlar paylaştım, kapı kapı gezdim, acezenin hatrını sordum, eline vardım vs. Hani, tahdis-i nimet için söylüyorum, yakışıklı oğlanım, şenim, mütebessim ve mültefitim, kendime göre bir “vayb”ım var (ulan züppe neler de biliyor) filan. Hâsılı ben, dedi, bu millet için hizmet etmek istiyorum; İslam’ın şanına yaraşır iş görüp, “bakın, herif İslam’mış amma hizmet eriymiş, nasıl da hüsn-i idâre ediyor umûr-ı belediyeyi” falan desinler arzuluyorum, sadedinde uzun uzun konuştu. Dinledim.

Peki, yavrum, dedim; benden dileğin nicedir, diye sordum o nefes arası verince. Bâhusus, intihabın yaklaştığı bu demde aleyhimde pek fena ve şerir bir kampanya yürütülüyor sosyal medyada; korkarım bana bu mansıbı yâr etmeyecekler, safâ buldurmayacaklar diye ağlayacak oldu.

Hafif öksürdüm, boğazımı temizledim; meşhur-ı âlem olan talakatimle İngiliz lisanı üzere kısa bir nutuk iradına başladım. “Bak a çocuğum, dedim, sana musallat olan o ihtiyar sarışın, sübyancı hergelenin biri; yediği herzeleri bir Allah biliyor. Seni neyle itham ediyorlarsa bil ki bir itiraftır o madde. Sana, şöyle etmişsin dedikleri her şeyi bizzat yapmış ve yaptırmışlardır, hatta hâlâ yapmakta ve yaptırmaktadırlar. Arzın gördüğü en şeytanî varlık bunlar; yüzlerindeki maskeyi yırtmaya kâdir olan ancak Allah’tı azze ve celle, nitekim yırttı!

“İmdi ey oğul, korkma! Epstein denen o geberik tellâlın elindeki bütün mahrem kasetleri ben de almıştım. Vaktiyle aktâr-ı cihânın her köşesinde dil bilür, iş görür âdemlerim vardı. Onlar bir vesileyle temin etmişlerdi bütün bunları. Yani demem o ki kimseden havf etmeye mahal yok; her şirretlerine aşinayız bu kartalozların, cümle namussuzluklarından haberdarız. Müsterih ol. Sabaha kalmaz Rubio denen şarlatanı arar, haddini bildiririm. Elin oğlu bizi ne sanur?! Böyle böyle yıkacağız müesses küfrü evelallah”, filan diye yükselmişim. Sonra kemâl-i tazarru ile dua ettim Mamdani’ye, o da iştahla âmin diye inledi.

Baktım saat hayli ilerlemiş, gereken yerlere icap eden mesajı verdim. Alındığına kâni idim, nitekim öyle olmuş. Mamdani 5 Kasım’da balkondaydı, bilirsiniz yahu, zafer konuşması için!

#ABD
#Zohran Mamdani
#Donald Trump