|

Kendi meselemize Batı’dan bakmak

Savaş Ş. Barkçin, yıllar içinde yazdığı makaleleri ve kendisiyle yapılan röportajları “Kalbin Aklı” adlı eserde bir araya getirdi. Barkçin, Müslüman toplumların medeniyet söylemlerini Batı ağzından duymadan harekete geçilmediğini tartışırken değişen kültür dünyamızı da takip şansı sunuyor.

Yeni Şafak
04:00 - 24/02/2017 Cuma
Güncelleme: 23:25 - 23/02/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Kendi meselemize Batı’dan bakmak.
Kendi meselemize Batı’dan bakmak.
GÖKHAN ERGÜR


İslâm dünyası, büyük açmazların ve aşılmaz gibi görülen sıkıntıların ortasında varlığını koruma mücadelesi veriyor artık. Sokaklarında Allah adı zikredilen beldelerimizde; kan, acı ve gözyaşı hiç eksik olmuyor. Batılı devletlerin zihinlerinde bitirmediği ve asla da bitirmeyeceği Haçlı Seferleri, tüm gücüyle taarruzunu sürdürmekte ve dünyadaki tüm Müslümanları toprağın altına gömmek için her türlü kirli harekat planını uygulamaktadır. Peki tüm bu vahşetin ortasında biz Müslümanlar ne yapıyoruz? Bu hainliklere karşı geliştirdiğimiz fikirler, ürünler ve söylemler nelerdir? Tasavvur, telakki ve tavırlarımızdaki değişim hangi yöndedir? Bir zamanların o görkemli Doğu medeniyetinin neresindeyiz şimdi?



Savaş Ş. Barkçin'in İnsan Yayınları'ndan çıkan Kalbin Aklı isimli kitabı tüm bu soruları medeniyet ve kendilik kavramları çatısı altında derinlemesine tahlil edip ikna edici bir biçimde cevaplıyor. Şimdilerde çok kullanılan, gerçekte ne olduğunu bilenin ve anlatanın çok az olduğu medeniyet kavramı çeşitli yönlerden ele alınarak açıklığa kavuşturuluyor. Yine kitabın özünü oluşturan ve Barkçin'e göre güçsüzlükten ziyade İslâm aleminin asıl meselesi olan Müslümanların kendisi olamamasıdır. Hangi düşünceye, hangi inanca mensup olursa olsun, kendi olanlarımızın, kendi sözünü söyleyenlerimizin az olduğunu, kullandığımız bilimsel izahlara kadar hep başkalarının referansıyla hareket ettiğimizi; siyasetten sanata kadar her alandaki medeniyet değerlerimiz ancak Batılılar tarafından tasdik edilirse onları seslendirme cesareti bulduğumuzu söylüyor.



Makaleler ve Mülâkatlar isimli iki bölümden oluşan kitap Savaş S. Barkçin'in yıllar içinde muhtelif dergilerde yayınlanan yazılarının bir toplamı olmakla beraber, düşünce dünyamızdaki değişim ve gelişimleri gösteren önemli bir kaynak durumundadır.



KURULAN HER TOPLUM İSLÂM'DAN UZAK


Savaş Barkçin medeniyet inşâı konusunda İslâm dünyasındaki fikir hareketlerinin iki ana hat üzerinde toplandığını söylüyor: Modernleşmeci ve bedevî akımlar. İlki, ''medenî'' olmak iddiasında olan ama bahsettiği medeniyet bize ait olmayan modernleşmeci hareket, bu hareket Batı Medeniyeti'ne eklemlenme ve onun üstünlüğünü tasdik ile uğraşıyor. İkincisi ise, Vehhabilik gibi Batı Medeniyeti'ni şiddetle reddediyor ama medeniyetle ve medeniyet düşüncesiyle ilgisi yok, bu yüzden ''bedevi'' olarak adlandırılıyor.



Barkçin'e göre modernleşmeci akımlar Batı'nın geliştirdiği modern bilim ve teknoloji söylemini dindeki ''akıl'', ''tefekkür'', ''çaba'' gibi kavramlarla eşdeğer tutup, medeniyet birikimimizin artık geçerli olmadığını iddia ediyor. Yapılması gereken, dini modern Batılı anlayışa uygun hâle getirmektir. Niyetleri budur, kullanılan terane ise ''günümüz gerçeklerini dinle uyuşturmak''tır. Barkçin, bu hareket savunucularının, Batı Medeniyeti'nin akıl ve bilim üzerinde yükseldiğini söyleyerek, tasavvuf, maneviyat ve devlet geleneklerini toptan reddetme eğiliminde olduklarını ve beslendikleri kaynakların İslâm geleneğinden değil, Batı geleneğinden doğan fikirler olduğunu söylüyor.



Bu noktada bedevi akımların, ''yalnızca Kur'ân'a yapışmak'' gerektiğini ileri sürerek, bugüne dek Müslümanların kurdukları medeniyetleri ve devletleri hatta Sünnet'i bile devreden çıkarmak istediklerini söylüyor. Anlayışları; zahirî, tefekkür ve tasavvuf onlara göre şirk. Müslümanların Hazreti Peygamber'den bu yana sürekli bir gerileme içinde olduğunu iddia ediyorlar. Kur'ân ve Sünnet üzerine yapılan her yorum, kurulan her toplum, geliştirilen her devlet İslâm'dan uzaktır.



Bu iki akıma tutulup giden, Batı'dan çokça söz açan, Batılı klişeleri kendi dertlerini tartışırken referans olarak kullanan ve geleneğe bağlanmadan, geleneğinin ana kaynaklarını bilmeden geçmişimizi içi boş düşüncelerle savunan fikir adamlarımızın zihniyet temellerini son derece net ve anlaşılır bir dille tahlil Savaş Barkçin, medeniyet konusundaki fikirleriyle okurlarına yeni düşünme alanları açarak fikriyatımıza büyük bir katkı sağlıyor.







GÜCÜN AHLÂKINA TESLİM OLMAK


Kitap içi boş Batı eleştirilerinden ziyade ağırlıklı olarak Müslümanların kendileriyle ve dünyayla verdikleri savaşta takındıkları tutumları cesur bir şekilde eleştiriyor. Bu eleştirileri aykırı ses olmaktan ziyade üzerinde düşünülmesi, tartışılması gereken problem olarak algılarsak şüphesiz ki memleketimiz için esaslı bir adım atmış olacağız. Barkçin, Müslümanların artık başarılı oldukça iftihar duyduğu şeyin kapitalistleşmedeki eriştikleri düzey olduğunu söylüyor. Bir zamanlar birçok Müslüman akideye, ahlâka ve gayrete sahip olduklarını, bir tek maddi güçlerinin eksik olduğunu söyleyip hayıflanırdı. Bugün o eksik kısmen giderildi, Barkçin dindarların da artık güçlü bir sermayeye sahip olduklarını belirtiyor. Ama gelin görün ki bu kez hâlis niyetin, hasbî gayretin ve ulvî gayenin eksikliği hissediliyor. Hatta dindar kapitalistler, Batılı sermayedarlar kadar yüzeysel ve asgarî bir iş ahlakına bile sahip değiller artık. Barkçin, Batı'nın dünyevî ve gayri-ilahî sistemin ürettiği, acımasız bir güç ve tahakküme dayanan bu başarıların sadece Müslümanların daha da güçsüzleşmesine yol açtığını da söylüyor.



Yazar, Müslümanların ne yazık ki ''ahlâkın gücü''nden kopup, ''gücün ahlâkı''na teslim olduğunu söylüyor. Bu da bize değil, Batı'ya has bir durumdur. Nitekim Resûlullah Efendimiz Allah'ın dinini tebliğe başladığında maddî gücü yoktu. Hem yetim, hem öksüzdü. Zengin değildi. O'nun en büyük gücü ahlâkıydı. Bunun için kâfirler O'nun risâletini inkâr ederken bile O'nun şahsiyetine ahlâkına hiçbir şey söyleyemediler. Madem Peygamber Efendimiz bizim için her hususta en büyük örnektir, o halde Müslümanların güç ve ahlâk hususunda O'nu örnek alması gerekir.



Gücün ahlâkına değil, ahlâkın gücüne sahip olmamızı ısrarla vurgulayan Savaş Ş. Barkçin'in bu kitabı üzerine uzun uzun düşünülmesi ve tartışılması gereken bir eser. 'Bir yerden başlayıp bir şeyleri değiştirmeliyim, ama nasıl?' sorusuna cevap arayanlar için Kalbin Aklı esaslı bir rehber olacaktır.



#Batı
#Savaş Ş. Barkçin
#Kalbin Aklı
7 yıl önce