|

Kurtarıcının anatomisi

Türkiye'de işler kötüye gittiğinde, Doğu toplumlarına özgü bir mitosun peşinden hep bir 'kurtarıcı' aranır. Son zamanların 'kurtarıcı' ismi herkesin bildiği gibi Kemal Derviş.

Yeni Şafak
00:00 - 20/08/2001 Pazartesi
Güncelleme: 18:50 - 18/04/2016 Pazartesi
Yeni Şafak

İsmi ortaya atıldığı günden bu yana yaptıkları, yapamadıkları, yapacakları detayları ve tüm olasılıklarıyla hep "sıcak gündem" olarak sunuldu kamuoyuna. Derviş'e yönelen bu ilgi, özel çalışmalara da konu oldu tabii. Daha önce Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer üzerine özel bir çalışma yapan Yeni Şafak Gazetesi muhabiri Abdullah Muradoğlu, Kemal Derviş hakkında merak edilenleri "Reformun Dervişleri" adıyla kitaplaştırdı. Aslında kitap Kemal Derviş'le başlamıyor ve sadece onu anlatmıyor. Bakış Yayınları arasından çıkan ve "Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e; Bir Ailenin Biyografisi" alt başlığıyla sunulan kitabı ve içindekileri Muradoğlu'na sorduk.



Kemal Derviş, ekonomiyi yoluna koymak amacıyla geldiği günden bu yana sürekli olarak ülke gündeminde. Siz de bir Derviş kitabı hazırladınız. Ne anlatıyorsunuz kitapta?



Kitap, Kemal Derviş gibi olağanüstü yetkilerle Sadrazamlığa getirilen, daha sonra da darbe ile uzaklaştırılarak idam edilen Halil Hamit Paşa'nın öyküsüyle başlıyor. Türkiye aynı sıkıntıları o dönemde yaşadı. Köklü bir değişim talebine devlet içindeki muhafazakar, statükocu güçler tarafından büyük bir direniş gösterildi. Burada yapmaya çalıştığım bugün ile dün arasında devam eden olaylar zincirini ortaya koymaktı. Olaylar, domino taşı gibi birbirini etkileyerek devam ediyor. Yazar olarak, bugün yaşanılan sıkıntıların bir ucunun 1700'lü yıllara kadar uzandığını hatırlatmaktı. Halil Hamit Paşa'nın öyküsünü okurken sanki bugünü yaşıyorsunuz; her şey o kadar birbirine benziyor. Sahne aynı, senaryo aynı, dekor ve aktörler değişik. Ayrıca kitapta bir yönetici sınıf ailesinin profili çiziliyor, aile üyeleri arasındaki önemli kişiliklerin biyografileri yer alıyor. Kemal Derviş'in nasıl bir aile ortamı içinde yetiştiğini, nasıl bir aile birikimine sahip olduğunu, hangi eğitim sürecinden geçtiğini anlamaya çalıştım. Kemal Derviş'in kişiliğini, yakın çevresini, alışkanlıklarını, politik kişiliği, düşünceleri ve deneyimlerine de yer verdim. Öte yandan kitabın, üç yüz yıllık bir ailenin nasıl ayakta kaldığı konusunda da son derece öğretici olacağını düşünüyorum. Sanırım kitabı okuyanlar, üçyüz yıl sonrasına bir şeyler miras bırakmanın bir bilinç işi olduğunu da kavrayacaklardır.



Aylardır üzerinde çalıştığınız bir isim Derviş. Onu birkaç cümleyle anlatmanızı istesem...



Kemal Derviş, ailesinden devraldığı tarihi ve kültürel mirasın bilincinde olan bir adam. İktisat ve politika arasındaki korelasyonu iyi anlamış birisi. Onun aniden Türkiye'ye gelmesi ve Türk siyasetinde rol alması kimseyi şaşırtmamalı. Derviş, 1970'lerden itibaren siyaset yapmak isteyen biri. Alman ekolünden CHP'li, İnönücü, otoriter bir babanın disiplininden geçiyor. Küçük yaştan itibaren hep Türkiye dışında yaşamış. Türkiye kültüründen ziyade Batı kültürünü hazmetmiş bir kişilik. Solcu, ama liberal, dindar değil ama dine saygılı, Türk ama daha çok Batılı reflekslere sahip. İnatçı, disiplinli ve sonuç almak isteyen biri. Amerikan siyaset tarzına yatkın, Türk siyasi kültürüne ise yabancı. Türkçeden çok Almanca, Fransızca ve İngilizce konuşmuş. Derviş'in erken yaşlardan itibaren kendisine siyasi bir misyon yüklediği kanaatindeyim.



Çalışmalar ne kadar zamanınızı aldı, hangi kaynaklardan yararlandınız araştırmanızda?



Kemal Derviş'in çok özel bir konum için Türkiye'ye çağırılması ilgimi çekti. Gazeteci merakıyla Derviş'in Türk siyasal yaşamında bir rol oynayacağını düşündüm. Kendisi kamuoyu tarafından bilinen bir isim değildi. Kuşku, işin karanlık yanıyla uğraşır. Gazetecilikte de kuşku her zaman önemlidir. Derviş'in ekonominin başına geçmesinden itibaren araştırmalarıma başladım. Osmanlı arşivlerindeki sicil-i ahval defterlerinde Derviş ailesiyle ilgili kayıtlara ulaşmaya çalıştım. Tarihçi Yılmaz Öztuna'nın Osmanlı yönetici aileleriyle ilgili bir kitabı araştırmamda çok faydalı oldu. Ailenin pek çok üyesi yer alıyordu burada. Ama detay bilgiler yoktu. Osmanlı biyografi yazarlarının kitaplarına başvurdum. Aile üyelerinin yaşadığı dönemlere ilişkin tarihi kaynaklarla başka pek çok kaynağı taradım.



Kemal Derviş'le ilgili neler yaptınız?



Derviş'in 1970'lerde yazdığı Özgür İnsan dergisini taradım, onun düşünceleri ve kişiliğiyle ilgili ipuçları aradım. Amerika'da doktora yapan arkadaşlarımdan bilgi aldım. Dünya Bankası'nda çalışan Türkler'den yararlandım. Derviş'in arkadaşlarının anlattıkları ipuçlarından yola çıkarak pek çok bilgiye ulaştım. Sonunda Kemal Derviş'in kendisi değil, mensubu olduğu ailenin üçyüz yıllık bir öyküsü ortaya çıktı. Ailenin kurucusu Halil Hamit Paşa ile Kemal Derviş'in öyküsü benzer temalara sahip olduğu için farklı bir çerçeve kurdum. Tarihle güncel olanı bir arada vermek, dün ile bugün arasında geçişlerin olması doğrusu bana çok ilginç geldi. Çalışmalarımı sürdürürken bir yandan da Derviş'in kalıcı olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Çalışma 4 ay kadar sürdü diyebilirim.



Çalışmalar esnasında ulaştığınız bilgiler arasında sizi en fazla şaşırtan şey ne oldu?



Otoriter bir babanın Alman disiplini ile yetiştirilmiş oğlu olarak liberal bir kişiliğe sahip Kemal Derviş. Aristokrat ve son derece varlıklı bir ailenin çocuğu olarak sol eğilimli olması beni şaşırttı. Öte yandan geçmiş iki üç yıllık gazeteleri taradığımda, Kemal Derviş hakkında iki yıldır bir lobi yapıldığını farketmem bana ilginç geldi. Bunun dışında hemen her gün önünden geçtiğim parktaki sade bir anıtın Kemal Derviş'in amcası Yüzbaşı Kemal'in çok yakın arkadaşları olan şehit pilotların anısına dikildiğini öğrenmem oldu. Bir de Osmanlı Milli Güvenlik Kurulu sayılabilecek nitelikteki Divan toplantılarında geçen tartışmaların bugünkü MGK'da yaşanan tartışmalara çok benzemesi beni şaşırttı. Halil Hamit Paşa, 1785'deki darbeden sonra en yakın iki arkadaşıyla birlikte Bozcaada'ya sürülüyor, bir fermanla öldürülüyor. 1960'da Adnan Menderes ve iki arkadaşı Yassıada'ya gönderiliyor, sonra İmralı'da idam ediliyorlar. Aradan 175 yıl sonra aynı şeyler yaşanıyor bu ülkede. Güncel olaylara, tartışmalara, krizlere bakarsak sanki hiçbirşey değişmemiş.



#Kemal Derviş
#MGK
#Ahmet Necdet Sezer
23 yıl önce