|

Abdürrahim Karakoç'u Özlüyoruz

Abdurrahim Karakoç'un vefatının senei devriyesinde bir kez daha anladık ki, onu çok özledik.

Yeni Şafak
00:00 - 7/06/2013 Friday
Güncelleme: 12:58 - 7/06/2013 Friday
Yeni Şafak
Abdürrahim Karakoç'u Özlüyoruz
Abdürrahim Karakoç'u Özlüyoruz

İnancını, umudunu ve sevdasını mısralarına yansıtan usta şairin vefatının üzerinden bir yıl geçti. Edebiyat, şiir ve kültür sanat alanında parlayan nadide ve nazlı bir yıldız gibi süzülürken bir yıl evvel sevenlerine veda eden Abdürrahim Karakoç'u şiir ve edebiyat dostlarına sorduk.

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik

Memleket aşığı, insan sevdalısı, gönül insanı kıymetli üstadı vefatının ilk sene-i devriyesinde rahmet, hasret ve hayırla anıyorum...

Hüseyin Akın / Şair

Abdürrahim Karakoç yaşayan son ozanımızdır. Şiiri mücadele aracı olarak kullanmıştır. Cumhuriyet dönemi değişim, dönüşüm ve statükonun tahakküm ve zorbalığına karşı sözünü sakınmamış. Çağdaş halk şiirimizin en özgün örneklerini veren kişidir. Kavgadan sevdaya doğru çok naif çıkışlar yapabilmesi onu ve şiirini hep yaşatacaktır.

Ebubekir Kurban / Yazar

Gümbür gümbür patlayan, çağıl çağıl çağlayan şiirlerindeki dizeleri okuduktan sonra 'işte şiir' diyorsunuz. Kendisini tanıdıktan sonra da 'işte şair' diyorsunuz. Bir Anadolu bilgesi: Abdürrahim Karakoç. Büyük şair. Büyük hiciv ustası… O kalemini yeri gelmiş, bir doktor neşteri gibi tedavi edici bir şekilde kullanmış, yeri gelmiş bir top güllesi gibi kullanmış. Karakoç, zulüm havarilerini, ikiyüzlüleri, halka tepeden bakanları, kuzu postuna bürünmüş kurtları alaycı bir üslupla yerden yere vurmasını bilmiş her zaman. Ve o bir Türkiye sevdalısı… Bu ülke insanının mutluluğu için söyler, yazar. Anadolu insanı için yaşar. Tüm Müslümanları içinde taşıyacak kadar geniş bir yürek taşır. Normal Türkiye şartlarında böyle bir sanatçının çok daha büyük imkânlarla çalışması ve yaşaması gerekirken, Abdürrahim Karakoç, sadeliği seçmiştir hayatı boyunca. O, içindeki fırtınaları sadece kalemiyle dışa vurmuş, özel yaşantısı ise sadelikle sürüp gitmiş. Ailesi, evi, çevresi ve dostları ile birlikte Abdürrahim Karakoç, şatafattan uzak, dosdoğru bir hayat yaşadı. Cennete doğru gitti inşallah.

Zeki Bulduk / Yazar

Rahmet dileklerimden öte bir düşüncem yok. Olumsuz manada anlaşılmasın.

İlhami Atmaca / Şair

Yaşım 12-13 ya var ya yok... Sezai Karakoç'un Şehrazat'ından sonra, belki soy isimlerinin de benzerliğinden bir başka şairin şiirini çok seviyorum... Çok sevdiğim şiir var ama bu başka... İslamcılığımıza izlek anlamında. Müslümanlığımız diyeceğim de, her insan fıtratı üzre öyle doğar.

"Askerlerin miğferine

Kağnıların tekerine

Buda'nın tunç heykeline

Hak yol İslâm yazacağız. "

Kolayca ezberliyorum.

....

18 yaşında da tanışmak nasip oluyor Ankara'da. O uzaktan hayran olduğumuz esmer, cesur yürekli, sıkı ozanla oturuyor, çay içiyor, sohbet ediyoruz. Hatta, bir kaç kitabının kapaklarının tasarımını yapmaya kadar varıyor bu tanışıklık. Ben ve benim akranlarımın nefesi olmuştur Abdurrahim ağabey... Hakkı vardır üzerimizde... Özlüyoruz... Allah ondan razı olsun ve rahmet etsin...

Yelda Karataş / Şair

Tek kelime ile: o bir Şair...

Mahmut Bıyıklı / Yazar

Abdürrahim Karakoç Türk Edebiyatında özgün duruşa sahip ender isimlerinden biriydi. Bu toprakların değerlerini dert edinen toprak kokulu bir adamdı. Yüzündeki çizgilerde sadece Anadolu'nun değil Orta Asya'nın Ortadoğu'nun ve bütün mazlum milletlerin hüzünleri acıları vardı. Allah rızası için girdim Allah rızası için çıktım dediği siyaset bir dönem Karakoç'u sınırlasa da bugün yazdıklarıyla geride bıraktığı muhteşem şiirlerle bu milletin ortak değeri haline gelmiştir. Sadece Mihriban şiirini yazmış olsaydı bile Edebiyat tarihi onun adını yine altın harflerle yazmak zorunda kalacaktı... Bir dönem sitemle karışık şöyle derdik: Karakoç solcu olsaydı göklere çıkarılırdı. Ama o inandıklarından taviz vermeden yine zirvede yine gönüllerde oldu. Kendisini özlemle ve rahmetle anıyoruz...

Sümeyye Şeker / Şair

İmgesinden birini daha kaybetmiş şiir: Haziran. Bu ay şiirin hüzünle yoğrulmasıdır. Yitiklerimiz sonsuz yurda gülümsemiş olsa bile içimizde ötüşen kuşlar sessizleşir, gagaları kana boyanır. Ve o gidenlerden biri: Abdürrahim Karakoç. Bugün günlerden "lambada titreyen alev üşüyor"

Duran Çetin / Yazar

Gerçekleri duymak istemeyenlerle kalemli mücadelenin simge isimlerinden Abdürrahim Karakoç geleceğe çok şey fısıldıyor. İnsanla şeytanın mücadelesi, iyi-kötü mücadelesidir dünyanın özeti. 30 belki daha fazla dava açılan sözleri zinde güçleri rahatsız etti. Demokrasiden uzaklaşıp demokrasi maskaralığını yaşatmaya zorlayanları ve haksızlıkları hicvetmesi aynı fikirleri benimseyen halkı kendisine bağladı. Bizi anlatan düşünceleri kâğıda dökmüş bu ustayı saygıyla anıyorum.

Yusuf Bal / Şair

Şiirinden daha fazla tanınan şairleri hiç sevmedim. Suni geldiler bana. Siyasi kimliklerinden ve ideolojik tavırlarından dolayı çeşitli kurum, kuruluş, dernek, dergi, kişiler tarafından sürekli ismi empoze edilen şairleri. Abdürrahim Karakoç onlardan değildi. Abdürrahim Karakoç kendi kalbine milletini sığdırabilen, aynı zamanda şiirleri ile milletinin gönlüne taht kurmuş bir şairdi.

Bilal Can / Şair

Abdürrahim Karakoç, şiirin şümul eden sesiydi. Şair nasıl olunur ve şiirde duruş nasıl olur sorularını hayatıyla gösteren nadide kişilerdendir. Yaşadığı topluma fildişi kulesinden bakmayan, içinde yaşayan, tüm damarlarını iyi bildiği toplum üzerine sözler söyleyen bir şairdi. Şiirin sadece söz söyleme san'atı olmadığını göstererek şiirin bir duruş biçimi olduğunun da açıkça göstergesiydi. Şiir onda bir direnişin, bir karşı duruşun adıydı.

Şiirlerini söylerken hüznün, merhametin, sevginin Anadolu'nun çeşmelerinden akan suyun sesini bize söyledi. Onun şiirlerindeki 'bizlik' diğerlerinin 'öteki' olarak nitelendirdiğiydi. Geleneksel kalıplar içinde modern şeyler söylüyordu Karakoç, bu yüzden söyledikleri eskimeyecek, kimi zaman kurduğumuz cümlelerin ortasında bir mısrası, kimi zaman uzaklığa dikeceğimiz yakınlığa bir 'Mihriban' türküsü olarak bizde her daim yer edinecektir.

11 years ago