|
Yukarı bakma ve Kahraman filmleri ışığında Farhadi ve Netflix’in ortak derdi!

Sinemanın ifade etme aracı olmasının dışında söz söyleme biçimini çoklu argümanlar sayesinde güncel ve hedefe uygun şekilde kurgulayabilme yetisi malum. Birbirinin benzeri hikayelerin birbirinden çok farklı olması da özgünlük sınırının sonsuz havuzu da böyle oluşur. Benzer şeyleri anlatan filmlerin çok farklı sonuçlar ortaya koymasının sebebi de bu özgünlük ve özgürlük alanıdır.

BİR YANDA NETFLİX,
BİR YANDA İRAN

Son dönemde adından çok söz ettiren iki filmi tam da bu zaviyeden ele almak gerekir. Bu karşılıklı okuma ya da vurgu ile sinemanın küresel ve bireysel etkisinin mümkünatı da kendini gösterecektir. Yukarı Bakma (Don’t Look Up) ve Kahraman filmleri farklı coğrafyalarda, farklı türlerde, farklı yöntemlerle ortaya çıkan, bambaşka janrların ürünü olan fekat anlam dünyası birbirine yakın olan iki film. Kahraman’ın yönetmeni İran’ın son dönem en popüler ismi olan Asghar Farhadi. Bağımsız sinema ürünü filmleri Cannes başta olmak üzere dünyanın en önemli festivallerinin gözdesi. Ayrıca iki filmi de Oscar aldı. Yukarı Bakma ise ticari bir yapım olarak yönetmeni değil oyuncuları ve mecrası ile tanınıyor. Adam McKay’in yönettiği filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep gibi isimler yer alıyor. Filmin yapımcısı ise Netflix.


Her iki film de kendi kulvarlarında çok ses getirdi. Yukarı Bakma, Netflix’in en çok izlenen filmi olma yolunda ilerliyor. Şu ana kadar 300 milyon saate yakın izlendi. Sadece birkaç haftada... Kahraman ise Cannes Film Festivali’nde ödül aldı ve İran’ın Oscar adayı. Yabancı dil kategorisinde en güçlü adaylardan biri.

ÜST HİKAYE FARKLI, VURGU BENZER

Konular bambaşka gibi görünse de vurgu yapılan alanları çok benzer ve esasında derdi de aynı...

Önce hikayelere göz atalım...

Yukarı Bakma, dünyaya yaklaşmakta olan bir kuyruklu yıldızın fark edilmesi ve bundan sonra gelişen olayları ele alıyor. Kuyruklu yıldızı keşfeden bilim adamları, bunun büyük bir tehlike olduğunu kimseye anlatamaz. ABD Başkanı da dahil olmak üzere önemseyen çıkmaz. Gerçek olduğu kabul edilse bile yaklaşan seçim, ekonomik kayıplar ve paniğin yol açacağı sonuçlar sebebiyle önlem alınmaz. Bilimadamları sosyal medyada bu gerçeği açıklar. Kıyametin kopması beklenir. Ancak karşı atak ve tezvirat ile bu ‘gerçek bilgi’ etkisi hale getirilir. Sonrasında gerçek kabul edilir, çözüm yolu bulunur ancak o da son anda başka bir meseleye evrilir. Sonrası çok mühim değil.

Kahraman’da ise alacak-verecek meselesi sonrası hapse düşen ve kurtulmak için çare arayan bir adamın, bulduğu altınları kendisi için kullanmayıp sahibine teslim etmesi ve bunun kahramanlık hikayesine dönüşmesi anlatılır. Bu kahramanlık hikayesinin yaşandığım mecra sosyal medyadır. Televizyonun ve sosyal medyanın etkisi ile kahraman olan adam, yine sosyal medyanın etkisi ile bir anda sahtekar sıfatına ulaşıyor. Bunu çözmenin yolu da vardır ama kahramanımız vicdanını dinliyor ve en baştaki hedefine ulaşamıyor. Bunun ne olduğu, nasıl sonuçlandığı çok da mühim değil.


SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ VE...

Büyük bütçeli ticari bir yapım olan Yukarı Bakma, 75 milyon dolar harcama, dünya çapında nam salmış oyuncu kullanımı, dünyanın yok olma tehlikesi ile bilim-kurgu türünü kullanarak bir yöntem ortaya koyup, ele aldığı meseleyi sonuçlandırıyor. Kahraman ise bağımsız sinema yöntemlerini kullanarak çok tanınmayan yerel oyuncu, minimal prodüksiyon, insan hikayesi tercihi ile başka bir alanda hedefini farklılaştırıyor. Oysa her iki film de günümüzde sosyal medyanın adaleti sağlama, kahraman oluşturma, gerçeklik olgusunu belirleme etkisi üzerinde duruyor. Mesaj gayet net; bir sabah kalktığınızda kahraman olabilirsiniz. Aynı şekilde sizi ansızın kahraman yapan mecrada bir anda rezil olabilirsiniz. Bu sosyal medyanın gücünü gösterdiği kadar, sosyal medyada kullanıcı olarak yer alan kişilerin sorumluluk alanına da işaret etmektir. Herhangi bir etikete yorum yapmak, delil olarak ortaya sunulan görsel-işitsel malzemeleri sorgulamadan kabul etmek ciddi bir mesuliyet. Yukarı Bakma’da buna kişi haklarını ihlal denebilirken, Kahraman’da ise kul hakkı vurgusu ön plana çıkıyor.

YÖNTEM FARKLI, HİZMET AYNI

Benzer vurguları olmasına rağmen birbirinden bambaşka türde, yöntemde, hedef kitlede karşılık bulan iki film, sinemanın gücünün de işareti. Kabul edilsin ya da edilmesin, ticari ve bağımsız olarak nitelendirdiğimiz iki çeşit film yapma yöntemi var. Bu tercihlerin hedef kitleleri de farklı. Fekat neticede insana ve insanlığa hizmet ediyor.

#Netflix
#Adam McKay
#Leonardo DiCaprio
#Jennifer Lawrence
#Cannes Film Festivali
#İran
2 yıl önce
Yukarı bakma ve Kahraman filmleri ışığında Farhadi ve Netflix’in ortak derdi!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset