Cumhuriyet Halk Partisi, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde hezimeti yaşadı. ‘Ben Kemal geliyorum’ iddiasıyla yola çıkan Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıllık Genel Başkanlığına yeni bir yenilgi daha sığdırdı. Oysa başta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Kılıçaroğlu’nu ‘kazanamayacak aday’ ilan etmişti. ABD Ankara Büyükelçisi Flake’nin geçtiğimiz yıl seçimler öncesinde Kemal Kılıçdaroğlu’na ABD Başkanı Biden’in talimatı ile yaptığı ziyarette “Bir Alevi olarak cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olman zor. Adaylık
Cumhuriyet Halk Partisi, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde hezimeti yaşadı. ‘Ben Kemal geliyorum’ iddiasıyla yola çıkan Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıllık Genel Başkanlığına yeni bir yenilgi daha sığdırdı. Oysa başta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Kılıçaroğlu’nu ‘kazanamayacak aday’ ilan etmişti. ABD Ankara Büyükelçisi Flake’nin geçtiğimiz yıl seçimler öncesinde Kemal Kılıçdaroğlu’na ABD Başkanı Biden’in talimatı ile yaptığı ziyarette “Bir Alevi olarak cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olman zor. Adaylık konusunda Ekrem İmamoğlu’nun önünü açmalısın. Eğer adaylık ısrarını sürdürürsen İmamoğlu, İYİ Parti ve HDP desteğiyle zaten aday olacak. Sen CHP’nin başında kalmaya devam etmelisin. Eğer aday olursan CHP Genel Başkanlığı’n tehlikeye girer” şeklinde aba altından sopa gösterdiğini açıklamıştık. 15 Temmuz darbe girişiminde ve Gezi Kalkışması’nın göbeğinde yer alan Türkiye’de hakkında yakalama kararı bulunan firari CIA Ajanı Henri Barkey, ABD Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) yayın organı olan Foreing Affairs’te kaleme aldığı makalesinde Türkiye’yi ve Başkan Erdoğan’ı skandal, küstah ifadeler ve tehditler ile hedef almıştı. Üstelik Barkey bu skandal yazısında ABD’nin Türkiye’de siyaseti dizayn etme çabalarını açık etmekten çekinmeyerek, ABD’nin Millet Koalisyonu’nun cumhurbaşkanı adayı için tercihlerini ortaya koymasına neden oluyordu. Barkey,“Umutsuzca aday olmak isteyen” Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “samimi ve çalışkan” olmasına rağmen, “hem karizma eksikliğinden muzdarip hem de modası geçmiş göründüğünü” söylüyor. Barkey, Kılıçdaroğlu için “en zayıf aday o ve muhtemelen Erdoğan’a karşı kaybedecek.” değerlendirmesini yapıyor. Barkey Erdoğan’a karşı en güçlü aday olarak Ekrem İmamoğlu ismini 6’lı koalisyona dikte ettirerek aday yapılmasına işaret ediyor.
CHP’deki değişim tartışmaları Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan istifa etmesi yönündeki baskılar parti içinde ve dışında tsunami misali artarak devam ediyor. Kılıçdaroğlu’nun istifa etmemekteki ısrarı partiyi bir karpuz gibi ikiye bölmüş durumda. Parti içinde İmamoğlu’cular ve Kılıçdaroğlu’cular ayrımı 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli seçimlerde şimdiden CHP veya devam ettirilirse Millet Koalisyonu’nu seçmen nezdinde negatif olarak etkilemiş görünüyor. Kılıçdaroğlu olağan kongreyi mahalli seçimler sonrasına ertelemiş görünüyor. Bu hesapla Kılıçdaroğlu mahalli seçimlere CHP Genel Başkanı olarak girme stratejisi ile hareket ederek 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde çok az bir farkla önde çıktığı İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde aynı başarıyı göstererek mahalli seçimleri kazanan bir genel başkan olmayı arzu ve hesap ediyor. Ancak Kılıçdaroğlu’nun çok yakınında bulunan isimler bile CHP liderinin istifasını isterlerken İmamoğlu’nu geleceğin lideri olduğu yönde açıklamalar yapıyor.
Örneğin Bülent Tezcan “Heyecan olmadan dönüşüm olmaz. Hele de böyle büyük bir travmanın yaşandığı yerde, 13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil.” ifadelerini kullandı. Ekrem İmamoğlu CHP’nin sadece bugününde değil, geleceğinde de önemli bir figür. Çünkü seçimi kazandı. Çalışma tarzı, başarısı, gençliği, iddiası önemli. Bu, ‘İmamoğlu mu, Kılıçdaroğlu mu’ tartışması değil. İmamoğlu’nun da, ‘Ben mutlaka genel başkan olacağım, İstanbul Belediye Başkanı olmayacağım’ diye bir beyanını duymadım. Yenilenmekten bahsediyor, ‘Oturalım, masada bunu konuşalım. Sadece MYK değişimiyle bu olmaz’ diyor. Şimdi bunu götürüp de onun adaylığı eksenine sıkıştırmak ya meseleyi kavrayamamaktır ya da tartışmayı, çözümü boğup mevcut statüyü devam ettirme niyetidir.
14-28 Mayıs seçimleri hezimeti sonrasında Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık’tan istifa etmemesi üzerine CHP adeta karıştı. Hem parti tabanından ve partinin üst düzey yöneticilerinden hem de seçmenden CHP’yi destekleyen medya ve gazetecilerden aşırı tepki alan Kemal Kılıçdaroğlu, koltuğu yine bırakmadı. ‘Gemi benim kaptan da benim’ diyerek değişim çağrılarına kulaklarını tıkadı. Ancak partisindeki tepkileri bastıramadı. Önce ‘Baba oğul gibiyiz’ dediği İBB Başkanı “Değişim gerekiyor” diyerek genel başkanlık koltuğuna göz kırptı. Ancak Kılıçdaroğlu koltuğu yine bırakmadı. İstanbul eski CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise Ekrem İmamoğlu’nun genel başkan adaylığına karşı ‘Profil’ üzerinden sert mesajlar yolladı. Kılıçdaroğlu-İmamoğlu geriliminin bir savaşa dönüşüp CHP’yi aşırı bir şekilde negatif etkilemesi üzerine Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı değişim krizi ile ilgili sıcak bir gelişme yaşandı. Partide Kılıçdaroğlu’nu istifa ettirmek için CHP’nin eski Genel Sekreteri Önder Sav’ın önderlik ettiği SIR Ofis Ankara’da kuruldu. SIR Ofis Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasını sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunuyor. Değişim tartışmalarını başlatan eski CHP’lilerin, Sav’la görüştükten sonra açıklama yaptıkları ortaya çıkmıştı. İlerleyen günlerde değişim çağrısı yapacak isimler arasında CHP’li Selin Sayek Böke ve Veli Ağbaba da vardı. Veli Ağbaba’nın önümüzdeki günlerde Kemal Kılıçdaroğlu’na görevi bırakması için çağrı yapacağına yönelik güçlü iddialar da söz konusu.
Başkan Erdoğan Türkiye düşmanları ile NATO ve ABD başta olmak mücadele verirken Türkiye Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu arasında yaşanan mandacılık girdabına mı sürüklenmek isteniyor. Kimin kazanacağı ülke güvenliği için fazla önem taşımıyor. Zira milli ve yerli bir muhalefeti oluşturma görevi sanırım Başkan Erdoğan’a düşüyor.
Haydi, hayırlısı İnşallah!