Bu günlerde iki rastlantıyı bir arada yaşıyorum. Birinci rastlantı borsada milletin malına nasıl el konulduğu, nasıl sömürüldüğü konularını rastlantılar eşliğinde açıklamaya çalışıyorum. Mesela bir haber açıklanıyor insanlar soyulabiliyor, paralar toplanıyor gibi tesadüflere rastlıyoruz.

İkinci rastlantı ise yine bu günlerde çok farklı kesimlerden gelen bir soru: Senin boyun kaç? Merak ettim sahi benim boyum kaç ki! Acaba boyun kadar mı yaz demek istiyorlar?

Bu sorular ile muhatap olmam aslında benim suçum değil. Kamu kesimi MASAK adı ile mali suçları araştırma birimini kurmuş mesela. Veya SPK adı ile küçük yatırımcıların haklarının korunmasını amaçlamış. Ama bu kuruluşlara rağmen neden benim boyum hâlâ önemli ki!

Bir örnek vererek konunun önemini birlikte düşünelim. Borsa tarihinde kamuoyuna yansıyan iki silahlı olay yaşandı. Birincisi Yener Kayan cinayetiydi. Ve yıllarca aydınlatılmasına çalışıldı. İkinci olay ise yakın tarihimizde daha birkaç ay önce yaşandı.

Ben SPK''nın derhal olaya girerek “neden?” sorularını sorması ve olayı araştırması gerektiğini belirten bir yazı yazmıştım. Borsaya silahla girenler, başlığında bir sorgulama yapılması gerekmekteydi. Ama maalesef aradan aylar geçti olayın taraflarını araştırdığımda bir girişim haberi alamadım. Adeta herkes koltuğuna sarılmış sus pus olmuş oturuyor.

Sadece son olay araştırılsa arkasından ne kadar kirli ilişkiler çıkacağını bir düşünün. Belki kirli ilişkiler kurumsal ilişkileri de açıklatacak noktaya gelmiş olabilir.

Sahi o olaydaki kişiler geçmişte kurumla mı görüştüler ki!

Neden olaylar araştırılmaz? Nedir bu sessizlik? SPK açık sorumuzu cevaplasın: Borsa tarihinin ikinci silahlı olayına müdahil olup, olayı aydınlatıcı soruşturmalara başladınız mı?

Ben yine de boyumun ölçüsünü soranlara cevabımı vereyim. Yükseklik yönünden ortalama bir rakam var ama genişlik yönünden epey büyük bir çevre oluşmuş.