|
Neşet Ertaş yazılır "Neşe, dert, aşk" okunur

İki yıl önce kaybettiğimiz muhteşem insan Neşet Ertaş''ın hayatı, Devlet Tiyatroları tarafından bu yıl sahneye aktarılacak.

Henüz hangi sahnede oynanacağı açıklanmadı.

Şirin Aktemur tarafından yazıldığını biliyoruz.

Ve heyecanla bekliyoruz.

***

''Neşet Ertaş yazılır, neşe, dert, aşk olarak okunur'' demiş bir güzel insan.

Kim dediyse, helal olsun.

Çok güzel söylemiş.

Oyunun adı da ''Neşe, Dert, Aşk'' olacak.

Devlet Tiyatroları bünyesinde bu kararı vereni, alanı, yazanı, oynayanı, yöneteni, seyredecek olanı şimdiden tebrik etmek isterim.

Değerli bir okurumuz, ''İsmi okundukta, bir yerlerde bırakılan izlere neşeyle, dertle, aşkla geri döndürür.

İsmi anıldıkta, bir başkasının hatırası da onunla gelir, güler, gider...'' diye not düşerek haber verdi, sağ olsun.

***

''Yazımı kışa çevirdin, karlar yağdı başa Leylam

Viran oldu evim yurdum, ne söylesem boşa Leylam

Her an gözümde perdesin, nere baksam sen ordasın

Mevlam ayrılık vermesin, gökte uçan kuşa Leylam''

Bendeniz bu satırları yazarken, rahmetli üstadın bu eserini dinledim.

Size de tavsiye ederim.

Galiba insanları, çalıp söyleyenler ve dinleyenler olarak ikiye ayırmak mümkün.

TABUTUN ÜSTÜNDEKİ

Madem başladık, ayırmaya devam edelim. Bölücülük sayılmasın.

Yaşlı iki kadın oturmuş dertleşiyorlar.

Biri çocuklarının vefasızlığından şikâyetçi.

''Torunlar bile uğramıyor'' derken gözleri doluyor.

Diğeri yıllar önce ölüp gitmiş kocasından dert yanıyor.

***

Ben de otobüs beklerken gazete okur gibi yapıp onları dinliyorum.

Kötü huy işte; ihtiyarların konuşmaları hep ilgimi çekmiştir.

Kötü fakat yakında olunca, kulak misafirliği biraz da mecburiyetten.

Ölmüş kocasından yana dertli olan kadıncağız, ne çektiyse artık, yıllar boyu eşine karşı beslediği nefretini epey genişletmiş, bütün erkekleri kapsama alanına dâhil etmiş.

Bakın ne diyor:

''Eve giderken yolum üstündeki cami etrafından dolaşacağıma avlusundan geçiyorum. Bazen cenaze oluyor. Bakıyorum ki tabutun üstünde tülbent var. Kadıncağız için el açıp bir Fatiha okuyor, yoluma devam ediyorum. Eğer tabut üstündeki tülbent değil havluysa, hiç oralı olmadan yürüyüp gidiyorum.''

Anlaşılan o ki teyzemiz insanları iki millet olarak görüyor; erkek milleti ve kadın milleti şeklinde.

ALAN VE SATAN

Bir başka gün, başka biri yaptığı alışverişten bahsetti.

Bu defa kulak misafiri olmadım.

Doğrudan bana anlattı.

Kayseri''den pastırma almış. Elektronik terazi, üstüne konulan pastırmanın değerini 97 lira göstermiş.

Esnaf gülerek şöyle söylemiş:

''97 tuttu ama düz hesap olsun, sen 100 lira ver.''

Bunu söylerken gülmese, bizim arkadaş, insanları ''alanlar ve satanlar'' olarak ikiye ayırmaktan geri durmaz.

TEHLİKELİ AYRIMLAR

Ayrımların tehlikeli olanları da var, şirin görünenleri de.

IŞİD''in teröristlerine sorarsanız, ''Boğazı kesilecek olanlar ve kesilmeyecek olanlar'' şeklinde...

ABD''ye danışırsanız, ''Koalisyona katılanlar ve katılmayanlar'' şeklinde...

Bir cemaat mensubuna rastlarsanız, ''Bizim cemaatten olanlar ve olmayanlar'' şeklinde sınıflandırma yaparlar.

Ben de bu yazıyı okuyanlar ve okumayanlar diye bir tasnifte bulunabilirim.

Vallahi iyisiniz.

10 yıl önce
Neşet Ertaş yazılır "Neşe, dert, aşk" okunur
Yenilenen Yeni Câmi’nin özellikleri
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!