Avrupalılar, Avrupalı olmayı, Alman, Fransız, ve İspanyol olmaktan daha güçlü ve daha kapsayıcı bir ''kimlik'' haline getirmeye çalışıyorlar. ''Eurovision Şarkı Yarışması''na katılan bütün ülkeler kendilerini Avrupalı olarak görüyorlar. Soğuk Savaş sonrası Avrupa''da bir ''Erasmus Kuşağı'' doğdu. Yeni üniversite gençliği, Stockholm''den Selanik''e, Barcelona''dan Bükreş''e vizesiz dolaşıyor ve en azından üç dil konuşuyor.

*

Amerika ve Çin karşısında rekabet gücünü koruyabilmek için AB, Balkan ve Kafkas ülkeriyle birlikte, Türkiye''yi de kapsayacak sınırlara kadar genişleyecektir. Ancak, Amerika gibi güçlü, bir birlik oluşturmak için, AB''nin alması gereken çok uzun ve ince yol var. Çünkü üye ülkelerin denetimsiz ve aşırı borçlanmaları AB''nin ortak para birimi Euro''nun geleceğini tehdit ediyor. AB''nin güney ülkeleri, ayaklarını yorganlarına göre uzatmıyorlar.

*

Avruplalılar Amerika''nın borç odaklı paradan para kazanmaya dayanan tüketim ekonomisini eleştirirlerken, Yunanistan başta olmak üzere, İspanya ve İtalya üretmeden tüketmenin doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle karşılaştılar. ''Avrupa Birleşik Devletleri''nin ''Amerika Birleşik Devletleri''nden daha gevşek bir federatif yapı ve yönetime sahip olması, Yunanistan gibi İspanya''nın da borç krizini aşmasını güçleştiriyor.

*

AB''nin geleceği, üye ülkelerin yalnızca siyasal yapının işlerliğini gösteren ''Kopenhag Kriterleri''ne değil, aynı zamanda ekonomik dokunun da sağlamlığını yansıtan *Maastricht kriterleri''ne de uymalarına bağlıdır. Dünyada hiçbir ülke ne kadar büyük olursa olsun, borçla borç ödeyemez. Yunanistan gibi, üretmeden tüketen ülkelerin büyüttükleri borç balonu, bir gün mutlaka patlar. Aşırı borçlanma bütün finansal krizlerin anasıdır.

*

Gelirlerine göre borçlanmayan işletmeler gibi, denk bütçe uygulamaya özen göstermeyen devletler de iflas ederler. Ancak işletmeler iflas ettiklerinde, borçları, ortaklar öderler, devletler iflas ettiklerinde, açıkları bütün bir toplum, hızlı fiyat artışları ve işsizlikle öder. Enflasyonla kendini gösteren fiyat artışları, her ülkede herkesin ödediği gizli bir vergidir. Dünyanın hiçbir yerinde, yalnızca kâr eden, hiç zarar etmeyen kurum ve kuruluş yoktur.

*

Ekonominin doğal yasalarının başında gelirlerin giderleri karşılaması gelir. Gelirleri giderlerini karşılamayan ülkeler büyük krizlerle karşılaşırlar ve uzun dönemde varlıklarını koruyamazlar. Devletler ''komşu ülkeler tüketirken'' görsünler diyerek üretmeden tüketemezler.

*

Bütün işletmeler gibi, devletler de, giderlerine göre değil, gelirlerine göre borçlanmalıdırlar. Borç hem işletmelerin hem de devletlerin kamçısıdır. Ancak hem işletmeler hem de devletler borçlarını gelirlerinden öderler.

*

Üretilmeden tüketilmez, verilmeden alınmaz.

*

Ekonomide ödülsüz ceza, cezasız ödül olmaz.

*

Kar zararın, zarar karın kardeşidir.