Hüsnihat harf metafiziğinin gülşenidir

04:006/03/2025, Perşembe
G: 6/03/2025, Perşembe
Ömer Lekesiz

Önceki yazımızı, “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir” mealindeki ayete (6 En’am: 38) istinaden, İbn Arabî ’nin (r.h.) “Bilinmelidir ki harfler de bir ümmettir, onlar da yükümlü ve muhataptır” sözüyle başlayan uzunca bir tefsire baş vurduğunu söyleyerek bitirmiştik. İbn Arabî, harflerin kendi türlerinden elçileri yani

Önceki yazımızı, “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir” mealindeki ayete (6 En’am: 38) istinaden,
İbn Arabî
’nin (r.h.) “Bilinmelidir ki harfler de bir ümmettir, onlar da yükümlü ve muhataptır” sözüyle başlayan uzunca bir tefsire baş vurduğunu söyleyerek bitirmiştik.

İbn Arabî, harflerin kendi türlerinden elçileri yani peygamberleri bulunduğunu, kendileri bakımından birtakım isimlerinin olduğunu da söyledikten sonra, “bunu sadece bizim yolumuzdan olan keşif ehli bilebilir” demiştir. (Fütuhât-ı Mekkiyye, c.: 1, trc.: Ekrem Demirli, Litera, İstanbul 2006)  

Buna göre o,
harf metafiziğine
işaret etmekle kalmamış, onlara dair bilginin ehlini de sınırlamıştır. Ancak bu sınırlama keşif ehli olmayanların hüsnihattın psikolojisini bilme çabasını ortadan kaldırmaz bilakis,
bilgide kesinlik
esasında zikrettiğimiz “bilgiyi Allah’tan ve Peygamber Aleyhisselam’dan alma” şartını genişletir ve dolayısıyla Allah’ın velileri ve Peygamber Aleyhisselam’ın varisleri olan keşif ehlinin ilgili keşfini de gözeterek söz konusu bilginin yani
kendi inancımıza
mahsus
metafiziğin
içinde durmamızı sağlar.
Bunu belirtmişken şu farka da işaret edelim: Biz kendi inanç, kültür ve medeniyetimizin hasılası olan sanatlarla ilgili psikolojiyi zahir ile batının ortaklığında ararız. Çünkü bize göre zâhir bâtının
sûreti
, bâtın da zâhirin
özüdür
. Böylece birini bilmenin yolu diğerinden geçer.

Bu zikrimizle, hüsnihattın sadece somut harflerden ibaret olmadığına, onların o şekilde kelime-i tayyibe esasında bir istife yani soyutlamaya konu olmalarındaki ruhsallığa da işaret ettiğimize göre, şimdi harfler hakkında keşif ehlinden gelen bilgilerden bazılarını nakledebiliriz.

İlk menzilimiz
Abdülcebbâr en-Nifferî’nin
(r.h.)
Mevâkıf’ıdır
. Hazretin, 67. Mevakıf: “Huzur Yeri (Mazhar) ve Harf Durağı”ndan şu vakfelerini seçtik:
1.
Harf
bir perdedir ve perde bir
harftir
.
9.
Harfi
kevnin önünde, aklı
harfin
önünde,
ma’rifeti
aklın önünde ve ihlâsı da
ma’rifetin
önünde vakfettirdim.
10.
Harf
bilmez Ben’i;
harften
olan da bilmez,
harfte
olan da bilemez Ben’i.
11.
Harfe
sadece
harfin
lisanıyla hitap ederim; fakat lisan Bana şahit olmaz,
harf
de bilmez Ben’i.
16. Karar bulan ilim, karar bulan
cehldir
.
20. İndimde olanlar onlara hitap eden
harfi
anlamazlar ve
harfte
onların makamlarını anlamazlar, onların ilmi olduğunda ise onu anlamazlar; onları
harfte
olan Kıyamıma şahit kıldım ve onlar da Ben’i kıyam ederken gördüler, ona bir cihet olarak şahit oldular; Ben’i işittiler ve onu alet olarak bildiler.
22.
Harf
, kendisiyle onların görünür olduğu mekanlardır ve
harf
kendisiyle onların görünür olduğu ilimleridir ve
harf
kendisiyle onların görünür olduğu vakfeleridir.
23. Arife gelince, onun sınırı
harften
huruç eder ve her ne kadar
harfler
onun setresi olsa da o sınırındadır.

24. Arifin sınırı, onun karar kıldığı yerdir; onun karar kıldığı yer, ancak onun kendisinde sükûn bulduğu yerdir.

25. Ne
harf
cehle iltica edebilir ne de cehl ona.
26.
Harf
ilmin delilidir ve
ilim
de
harfin
madenidir.
27.
Harfin
yoldaşları keşften perdelenmişlerdir ve manalarıyla safları arasında kaimdir.
28.
Harf
, İblis’in ecelidir.
29.
İlim
bâkîyse tehlike bâkîdir; kalp bâkî ise tehlike bâkîdir; akıl bâkî ise tehlike bâkîdir ve dikkat baki ise tehlike bâkîdir.

30. Senin mânân, semâ ve arzdan daha kavidir.

31. Senin mânân, bakmaksızın görür ve dinlemeksizin işitir.

45. İsim, eğilmiş bir eliftir.

46.
İlim
,
harflerin
ötesindedir.
48. Hazret
harfi
yakıp kül eder ve
harfte
cehl ile
ilim
vardır;
ilimde
dünya ve ahiret vardır; cehlde dünya ve ahirete muttali oluş (matla’) vardır; matlada her zâhir ve bâtının sınırı vardır; sınır, huzurun görünmelerinden bir görünmede mahvdır (Kulun fillerinin Hakk’ın fiillerinde fena bulmasıdır).
49.
Harf
, huzûra iltica etmez; huzûr ehli ne
harfi
aşar ne de onda vakfe eder.
51. Huzûr ehli, kendisinde havâtırı nefyeden şeyle birlikte
harfi
nefyeder.

57. Huzûr ehli, İndimde olanlardır.

58.
Harften
huruç edenler ise huzûr ehlidirler.
59. Kendilerinden hurûc edenler
harften
hurûc edenlerdir.

76. Kur’ân binâ eder ve ezkâr ise fidan diker.

77.
Harf
, Cennet’in “c”si ve Cehennem’in “c”sine dönük ilerler (Cennet’in “c”sini talep eder, Cehennem’in “c”sinden sakınır).

82. Hâlis kavil amel üzerine mevkuftur, amel ecel üzerine mevkuftur, ecel itminan üzerine mevkuftur ve itminan da devam üzerine mevkuftur. (Trc.: Nurullah Koltaş, Büyüyenay, İstanbul 2017)

#Aktüel
#Hayat
#Ömer Lekesiz