"Kürt" Sorunu ve Sezai Karakoç

00:0016/07/2010, Cuma
G: 3/09/2019, Salı
Özcan Ünlü

Başbakan Erdoğan, siyasi parti liderleriyle anayasa değişikliği paketi ve demokratik açılımı konuşmayı sürdürüyor. Bu görüşmelerin içeriğinin tatmin edici olup olmadığını bilemiyoruz, ancak ''istişare'' emrince, iletişim kanallarının sınırlı da olsa açılması, yeni bir siyasi ahlakı da beraberinde getirecek gibi görünüyor.Gönül elbette yelpazenin farklı burçlarında siyaset yapan, gayreti ve iştahı olan liderlerle bu görüşmelerin sürmesini ister.Son birkaç aydır şunu yine görmeye başladık: Türkiye''de

Başbakan Erdoğan, siyasi parti liderleriyle anayasa değişikliği paketi ve demokratik açılımı konuşmayı sürdürüyor. Bu görüşmelerin içeriğinin tatmin edici olup olmadığını bilemiyoruz, ancak ''istişare'' emrince, iletişim kanallarının sınırlı da olsa açılması, yeni bir siyasi ahlakı da beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Gönül elbette yelpazenin farklı burçlarında siyaset yapan, gayreti ve iştahı olan liderlerle bu görüşmelerin sürmesini ister.

Son birkaç aydır şunu yine görmeye başladık: Türkiye''de siyaset, bir ihya hareketi olarak kurgulanmaktan öte birtakım dengelerin ve çıkar gruplarının at oynattığı bir politik düzlem. Yani önce bir lider bul, onu destekle, her şey yoluna girmiş gibi bir hava meydana getir, boyu biraz uzamaya başladığında terörle, ekonomik sorunlarla, siyasi kısırlıkla ve sivil baskıyla ülkeyi sanal bir savaş arenasına çevir.

Kör atın kösteğine dolanması gibi bir durum…

Ancak durum bu sefer çok farklı. Ezberler bozuluyor, toplumun sinir uçlarıyla oynayanlar akla hayale gelmedik ayak oyunlarına rağmen tahrik gücü yüksek planlarını uygulayamıyor.

***

Bu meseleyi böylece gördükten sonra var olduğuna inanılan ve gerçekten çözüme muhtaç gibi görünen meseleler üzerinde bol keseden atmak yerine, daha akli ve sağlıklı projeler üretmek gerekiyor.

Fehmi Koru önerdi: Başbakan Erdoğan, Yüce Diriliş Partisi lideri Sezai Karakoç''la da anayasa değişikliği paketi ve demokratik açılımı –mutlaka- görüşmeli…

Koru, haklı. Meseleyi coğrafi gerçekliğinden sıyırarak, bir insan ve ihya meselesi olarak gören Üstad''ın, bugüne kadar dile getirdiği fikirler, Başbakan''ın mücadelesini verdiği, sancısını çektiği ve başarmak istediği bölgeye özgü gerçekçi siyasetin sihirli anahtarı olabilecek nitelikte.

***

Sözü uzatmak gereksiz. Üstad Sezai Karakoç''un, her birinin altını çizdiğim altın değerindeki şu düşünceleri muradımı anlatmak için bulunmaz birer hazine:

Memleketimizi bölme, parçalama amaçlı faaliyetlere karşı, asıl çare; gençliğe, ülkemizi İslam dünyasını ve insanlığı kurtaracak idealin verilmesidir.

Toprağı ele geçirmek; suyu, yani nehirleri, gölleri ve denizleri ele geçirmek; petrol ve doğalgaz, tüm enerji kaynaklarını ele geçirmek, tarihi zenginliklerimizi ele geçirmektir.

Ormanları, şehirleri, tabiat verimlerini ve insan emeğiyle oluşmuş her değer ve serveti ele geçirmek için Batılılar iki yüz yıldan beri İslam milleti ve ülkesine sürekli ve topyekûn bir savaş açmıştır. Bu savaş, daha önceki Haçlı Savaşlarının devamı, süreklisi ve çok daha büyük ve donanımlısıdır.

Sorun çeşitli şekillerde ortaya çıkıyor. Ama asıl olay 1923''te kurulan devletin yaşama sorunudur, ömür problemidir. Bizce hastalıktan çok hastalığın nedenleri üzerinde durulmalı. Yapınız hastalığa müsait olursa hasta olursunuz, aksi olursa hastalığa yakalanmazsınız. Türk devletinin bu hastalığa yakalanması kendisiyle sınırlı değil. Onu da aşan bir sorundur bu.

PKK nasıl Kürt sorunu oluyor. Nasıl Kürt sorunu devlet sorunu oluyor. Türk devletinin içine düştüğü problem onu aşan büyük probleminin parçasıdır. O problem de Osmanlı Devleti''nin parçalanması, İslam dünyasının parçalanmasıdır. Çözüm bunun görüldüğü zeminde olur. PKK çıkmış, onunla uğraşılarak bu sorun çözülmez. Osmanlı yıkıldığında yerine kurulan bütün devletler suni devletlerdir, problemin temeli de bu suni devletlerdir. Irak suni bir devletti. Peygamber sülalesinden kral seçtiler yine yaşatamadılar. Nasır hareketi, Baasçılar geldi, problemi düzeltemediler, teşhisleri metotları yanlıştı, yıkıldılar.

Kürt meselesini kendi başına halledemeyiz, mesele ortadan kalkmaz, haklar versek yine olmaz, meselenin başında parçalanmışlık var. Nedir o, bir federasyon kurulmalı, nasıl bir federasyon? Kürtle, Arapla ve İranlılarla... Osmanlı''dan sonra bu sağlam yapıya kavuşmalı. Bir federasyon kurulmalı, Osmanlı''dan sonra, Araplar, Kürtler, İranlılar, bu federasyonda yer almalı, İran da olmalı bunun içinde. Abbasiler zamanında bir arada idiler, Abbasiler zayıf kaldı, Selçuklular aynı metodu uyguladı. Alparslan''ın ordusunda Kürtler ve Araplar vardı...

***

İşte Üstad''ın, derin tarih tefekkürü, coğrafi gerçeklikler ve felsefi bakış açısıyla dile getirdiği birkaç fikir kırıntısı.

Liderlerle yaptığı görüşmelerde bu kapsamda bir öneriyi Başbakan Erdoğan''a hiçbir liderin sunmadığından eminim. O yüzden Erdoğan, Karakoç''la mutlaka görüşmeli ve yol haritasının sınırlarını çizerken bu uçsuz bucaksız deryadan -idealize ettiği her ne ise- payına düşeni almalı…