|
Oryantalizm eleştirisi Batı’nın Doğu algısından mı ibarettir?

Oryantalizm (Şarkiyatçılık) çalışmalarına yönelik eleştirel yaklaşımların sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için yeni bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunun özellikle Edward Said’in Oryantalizm, Filistin Sorunu, Haberlerin Ağında İslam ve Kültür ve Emperyalizm adlı kitaplarının daha iyi anlaşılması açısından zarurî olduğu kanaatindeyim. Bu kitaplarından hareketle Said’e yöneltilen oldukça önemli eleştiriler var. Örneğin 'Oryantalizm' ile 'Kültür ve Emperyalizm' adlı kitaplarını İngiliz ve Fransız edebiyatından seçilmiş örneklerle sınırlı tuttuğu yönünde eleştiriler vardır. Bunun bir sonucu olarak Said’in Alman ve Rus oryantalizmine dikkat etmediği söylenir. Bunun yanında Edward Said’in genel olarak oryantalist çalışmalarda Türkler ve Türk coğrafyasıyla ilgili yaklaşım biçimlerinin de görmezden gelindiği gündeme getirilir.

Bir meselenin tespit edilmesi açısından Said’in eserlerine yönelik eleştirileri ve soruları önemsemek gerekiyor. Fakat bu tespit ve sorular kadar cevaplar üzerinde de durmak gerekiyor. Öncelikle tespit edilen meselenin önemli olduğunu belirtmek isterim. Fakat cevabın yanlış bir yerde aranılmaması gerekir. Kanaatime göre bu meselenin çözümünde elde edeceğimiz bakış açısı daha başka meselelerin aydınlatılmasını da sağlayacaktır.

Türkiye edebiyatında oryantalizm eleştirisi

Edward Said’in eserleri Türkiye’de genel olarak oryantalizm eleştirisi bağlamında değerlendirilir. Bunun en önemli sebebi Avrupa’nın Şark, Osmanlı, Müslüman ve Türk hakkındaki yargılarının Namık Kemal’den itibaren ciddî bir eleştiriye tabi tutulmasıdır. Bu eleştiriler hakkında Zeynep Çelik’in “Avrupa Şark’ı Bilmez” adlı kitabının önemli olduğunu söyleyebilirim.

Türk fikir hayatında iz bırakmış çok önemli isimlerin Batı ile muhakkak hesaplaşmaya giriştiğini tespit etmemiz gerekir. Hatta Edward Said’in “Oryantalizm” adlı kitabı Nezih Uzel tarafından Türkçe'ye çevrildiğinde Cemil Meriç eleştirel bir yazı yazmıştı. Nezih Uzel, Edward Said’in kitabını Fransızca tercümesinden çevirdiği için Meriç tarafından eleştirilmişti. Kitabın Fransızca tercümesini yayımlayan Pınar Yayınları, Meriç’in bu eleştirisinden sonra Oryantalizm’i İngilizce aslından tercüme ettirerek yayımladı. Meriç, Batı’nın Doğu algısının eleştirilmesiyle alakalı olarak bizde ortaya çıkan zengin külliyata atıfta bulunmuş ve “Oryantalizm” kitabının bizim tarafımızdan yazılmamasına hayıflandığını ifade etmişti. Fakat Said’in eserinin farklı bir zeminde tartışılmasını engelleyen de bizim bu zengin birikimimizdi. Said’in eserlerinin yayımlanmasından sonra da mesaimizi Batı’nın Doğu, Müslüman ve Türk algısının eleştirisine harcadığımızı söyleyebilirim.

Oryantalizm konulu tartışmaların çok zengin bir içeriğe sahip olduğunun farkındayım. Kültür tarihimizin bu çok önemli meselelerine odaklanmanın bugünümüzü yakından ilgilendirdiği de çok açıktır. Ele aldığım konunun genel okuyucuyu, farklı disiplinleri ve bilim dallarını ilgilendirdiğini de düşündüğüm için bu köşede tartışmaya çalışıyorum. Ama yine de farklı alanları ilgilendiren bu konunun bir köşe yazısının sınırları içinde ele alınamayacağı da çok açıktır. Bu sebeple etraflıca ele alabilmek için birkaç yazının daha yazılması zorunluluk hâlini alıyor. Özellikle Zeynep Çelik’in kitabından hareketle birkaç yazı kaleme almak istiyorum. Böylelikle konuya yeni boyutlar katmayı umut ediyorum. Kısaca şunları söylemek isterim:

Oryantalizm ve kolonyalizm eleştirilerindeki temel fark

Oryantalizm, edebiyatta ve sanatta çok zengin bir içerikle cazip bir sahadır fakat bizde bu sahaya yönelik eleştirel yaklaşım Batı’nın Doğu algısının eleştirisi ile sınırlandırılmıştır. Bu da Edward Said’in postkolonyal çalışmalara esin kaynağı olmasını izah etmiyor. Çünkü Said, esas olarak Batı’nın Doğu algısına yönelik eleştirel tutum sergilemiyor. Onun eserlerinde temel mesele İngiliz ve Fransız edebiyatında kolonyal ilişkilerdir. Batı’nın Doğu algısının eleştirisi önemli bir mesele olmakla birlikte Said, İngiliz ve Fransız edebiyatında roman ve öykü gibi edebî türlerden hareketle kolonyalizm ve emperyalizm sorunu ile ilgilenir. O, kolonyal ve emperyal hegemonyanın nasıl oluştuğunu göstermeye çalışmıştır. Bizde ise bitmemiş bir kavga vardır.

Fransa ve İngiltere’den farklı olarak Almanya’nın çok uzun bir kolonyal geçmişi yoktur. Rus edebiyatında ise durum çok daha farklıdır. Bağlamı gözden kaçırıp, oryantalizmi Doğu algısı ile sınırlandırdığımızda Edward Said’in Latin Amerika ülkelerindeki etkisini izah etmek kolay değildir.

#Oryantalizm
#Edward Said
#Namık Kemal
2 yıl önce
Oryantalizm eleştirisi Batı’nın Doğu algısından mı ibarettir?
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…