|
Çanakkale"den Irak"a: “unutmamak için”

Bugün 17 Mart. Amerika''nın başta İngiltere olmak üzere peşine “kendinden olmayı tercih eden” birkaç ülkeyi daha takarak Irak''ı işgale kalkışmasının 4. yıldönümü.

Yarın 18 Mart. İngiliz ve Fransızların kendi sömürgelerinden de topladıkları askerlere birlikte Çanakkale''yi geçerek Türkiye''yi işgal etme girişimlerinin 92. yıldönümü.

Bu iki tarihin arka arkaya gelmesi çok ilginç bir tesadüftür. Demek ki bundan sonra her iki tarihi birleştirerek zikretmemiz gerekecek.

daha 4. yılında neredeyse kanıksanmaya yüz tutmuş Irak işgalini unutmamaya ve unutturmamaya davet ediyor. Doğrusu Irak''ı Çanakkale''ye iliştirebilirsek zor unuturuz. Çanakkale her zaman bize Irak''ı da hatırlatacaktır.

Küreselleşmenin dünyaya sunduğu ilk hediye milyonlarca insanın ölümüne yol açmış olan bir Dünya Savaşı olmuştur. Çağımızın küreselleşmesinin tarihini yazarken bir çıkış noktası olarak bu Savaş''ı zikretmek her zaman çok isabetli bir seçimdir. Küresel güçlerin Çanakkale saldırısı, karşılarında bulduğu şanlı direniş karşısında dokuz buçuk ay gibi bir süre içinde geri çekilmek zorunda kaldı. Her iki taraf yüzbinlerce kayıp verdi.

Ne yazık ki, tarihin kaydetmiş olduğu en vahşi, en haksız ve en cani saldırılardan biri daha şimdiden neredeyse tamamen kanıksanmış durumdadır. Bu savaşın içerdiği zulüm, haksızlık ve insanlık değerlerini hiçe sayan hukuk tanımazlık daha şimdiden hayatımızın rutinleri arasına girmiş bulunuyor. Her gün Irak''ta ortalama yüz kişinin ölümü sıradan duyumlarımız arasında bizde en ufak bir duyguyu bile harekete geçirmiyor artık.

“Unutmak veya kanıksamak” insanın en büyük açmazlarından biri, zalim iktidarların da en büyük avantajlarından biridir. Bir haksızlığı çok fazla dillendirdiğiniz zaman bir süre sonra bizzat haksızlığa maruz kalanlar nezdinde bile “çok olmaya” başlamanız, “fazla ileri gidiyor” olarak görünmeniz işten bile değildir. İnsanlar bir süre sonra kendi zalimlerine alışıyor, zulümlerinin gölgesinde bir hayat düzeni kurmayı başarıyorlar. Sonra bu düzenin istikrarını önemsemeye başlıyorlar, bu istikrarı bozacak her şeye karşı bir muhafazakârlık beslemeye başlayabiliyorlar.

Çanakkale Savaşı''nın büyüklüğü Türkiye''de insanların zulmü, işgali, saldırıyı kanıksamayı reddetmesi, buna alışmamak uğruna ölümü göze almalarındadır. Türkiye''nin her tarafından yüzbinlerce öğrenci, esnaf, çitçi, köylü işgal altında yaşamaktansa gönüllü olarak cepheye koşmuş sadece işgalcilere karşı değil, insanı ve insanlığı tahrif eden her tür unutkanlığa, kayıtsızlığa, iradesizliğe karşı savaşmıştır.

Bugün Çanakkale''de maruz kaldığımız saldırıyı unutmuyor olmamızı, her sene daha büyük bir duygusallıkla anıyor olmamızı neye borçluyuz sizce? Başka cephelerde de yine binlerce şehit verdiğimiz çok anlı şanlı savaşlarımız oldu bizim. Ama Çanakkale''nin yeri bir başka oldu hep.

Bunda savaşa yürekleriyle koşan bu insanların büyüklüğü kadar Mehmet Akif Ersoy''un şiirinin çok önemli olduğunu düşünmüşümdür hep. Akif''in Çanakkale Şehitleri''ne adanmış şiiri bu ülkede Çanakkale destanının bir gaflete kurban gitmesini engellemiştir. Savaşta kaç şehit olursa olsun, ne büyük dramlar yaşanmış olursa olsun, bu şiirde ifadesini bulmamış olsa bugün Çanakkale savaşını bu yoğunlukta hissedemezdik.

Şiir, sözün mucizesini bir ayet gibi açmıştır. Gerçeği öyle bir tasvir etmiştir ki, siz gerçeği içinde olsanız da belki o kadar canlı ve hissederek yaşayamazsınız. Çanakkale şiirinin her kıtası ayrı bir söz mucizesidir. Her kıtasında cepheyi yeniden kurar, şehidi tekrar çıkarır yattığı yerden yeniden şehid kılar.

“Sen ki, a''sâra gömülsen taşacaksın … Heyhât” derken şehitleri kast ediyor kuşkusuz. Ama o şehitler yine kuşkusuz a''sardan taşmak için en iyi yolu Akif''in şiirinde bulmuşlardır.

Bu yol gerçekten tam da Akif''in resmettiği gibi mucizevî bir yoldur. Çünkü Akif, savaş esnasında hiç Çanakkale''de bulunmamıştır bile. Buna rağmen Çanakkale şehitleri Akif''in şiirinde kendilerini ifade etmişlerdir.

Buradaki keramet kime ait bilinmez ama bilinen o ki, böylesi bir hadiseyi resmedebilmek, bir işgale karşı çıkabilmek, onun karşısında en güçlü şekliyle saf tutabilmek için hadisenin bize çok yakın olması gerekmiyor.

Irak''ın işgalini ve orada yaşanan acıları, direnişi ifade edecek, onu bir ibret olarak sürekli hatırlatacak, unutturmayacak yolları arayıp bulmak gerek, o yol her nereden geçiyorsa…

Şuradan başlayabilirsiniz: Bugün Özgür-Der Saraçhane Parkı (İtfaiye Önü, saat 14:00''da); Barış ve Adalet Koalisyonu da, Kadıköy İskele Meydanı''nda (saat 13:00''te) savaşa karşı küresel eylem mitingi düzenliyorlar.

٪d سنوات قبل
Çanakkale"den Irak"a: “unutmamak için”
Çağın Rabia’sı: Esma Biltaci
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir