Sonradan bu iş TBMM’nde görüşüldüğünde de benzer argümanlar tekrarlanacaktı. Söylenen şey özetle şuydu:
“Bu İlahiyat Fakültesinin açılmasıyla zannetmeyin ki, İnkılaplarla birlikte tarihe gömülen gericilik tekrar hortlayacaktır. Bilakis bu fakültelerde dinin hurafelerinin, mitolojilerinin gerçeğini halka bilimsel yolla anlatacak din sosyologları, din filozofları yetişecektir. Orada Şeriatın pratiği olarak görülen Fıkıh okutulmayacaktı.”
Bugün zaman zaman gördüğümüz rol karmaşası biraz da bu kısa özetini vermeye çalıştığımız tarihle ilgilidir.