|
Beşiktaşlılık duruşu!

Küçükken herkes aynı soruyla muhattap olmuştur. "Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" Gerek psikolojik baskı, gerekse etraftakilerin bakışları, asıl cevabı söylettirmez sana. "İkisini de" der, geçersin... Doğru ikisini de seversin ancak biri her zaman daha fazla sevilir. "Anne"

Kaç yaşına gelirsen gel, binlerce kişiyi, milyonlarca lirayı yönetir ol, bir adam annesi için her zaman çocuktur. Anne ise bir evlat için koruma kalkanıdır. Yokluğunu Allah kimseye yaşatmasın...

Dün anne acısını henüz taptaze yaşayan bir futbolcu vardı sahada. "Tolga Zengin" Tolga tahminimce "Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" sorusuna "Annemi" diyebilen bir çocuktu. Maç sonu açıklamalarında başkaları gibi klişe ifadeler yerine düşündüğünü sakınmadan söyleyebilen biri için bu tahmini yaparken zorlanmıyorum.

İşte o Tolga, dün tüm acılarına rağmen formasını giydi, kadrodaki yerini aldı. İçindekileri hiç mi hiç belli etmedi. Çıktı adam gibi topunu oynadı. Annesinin değimiyle Tolga dün yine panterden de panterdi. Beşiktaş, Tolga"nın kritik kurtarışları olmasa yenik duruma düşmek için 71. dakikayı bile beklemeyecekti.

Gelelim maça... Beşiktaş"ın istikrarlı çizgisine hayranım. Yine muhteşem bir ilk yarı futbolu, daha maçın başında atılan gol ve ardından kaçan sayısız fırsat. Yani kısacası bu sezon klasikleşen Beşiktaşlılık duruşu...

İlk yarı bittiğinde eminim ki hemen hemen her Beşiktaşlı, ikinci yarıda kaçanların yana yakıla aranacağında hemfikirdi. Hele ilk yarı sona ererken kaçan bir pozisyon var ki; Beşiktaş orada bir kişi fazla olmasa ikinci gol gelecekti. Olcay, Oğuzhan"a; Oğuzhan da Olcay"a bıraktı topu; Orhan Şam"a kaldı. Kaçan veya atılamayan gollere bir yakıştırma yapmak mümkün değil. Beceriksizlik desek; becerip de hızlı paslarla atağı bulanlar da aynı oyuncular. Şanssızlık hiç değil, belki biraz laubalilik... İkinci yarıdaki Beşiktaş"ın oyundan düşüşlerine ne demeli? "Sabır..."

Çark döndüğü zaman her yönüyle dönüyor; çalışmadığı zaman da bütünüyle çalışmıyor. Bu ikinci yarılardaki değişikliği, tek veya birkaç oyuncu üzerine yüklememek lazım. Dün taraftarın biri bunu Fernandes"e mal etmeye çalıştı; sahanın içine girdi. Fernandes ile alıp veremediği neyse artık. Sonuç; Motta ve Almeida kırmızı kart gördü, biri en az iki maç yok. Fernandes sahada kalmak için zor ikna edildi; zaten güç bela oynuyor muhtemelen de küsecek.

"Tolga"dan utanın, adam gibi oynayın" taraftarlardan yükselen seslerdi dün; skor Kasımpaşa lehineyken... Bu kabul edilebilir ancak bir futbolcuyu hedef alarak sahaya girmek ne demek! Donk"un pozisyonu içinse kural ihlali olduğunu düşünmüyorum; bir ihlal varsa Beşiktaş, ikinci yarılardaki futbolunda arasın...

10 yıl önce
Beşiktaşlılık duruşu!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti