|
Türkiye’nin kader seçimi: Ya Türkiye ekseni ya da güdümlü Türkiye!

Bugün seçimler var ülkemizde. 

Hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimleri.

Tarihimizin en kritik seçimlerinden biri. 

Türkiye’nin kader seçimi.

YENİDEN TÜRKİYE EKSENİ’NE DOĞRU…
Türkiye, Tanzimat’la
yönünü
, Meşrûtiyet ve Cumhuriyet’le
yörüngesini
yitirdi. Son yarım asırdan bu yana da
ruhunu
yitirme tehlikesiyle karşı karşıya…

Madalyonun bir yüzü böyle…

Madalyonun diğer yüzünde ise
direnen ve dirilen Türkiye resmi var
: Toparlanan, ayağa kalkan ve küllerinden doğarak yeniden gelen, eksen oluşturmaya çalışan yeni bir Türkiye. 
Bunun için,
devletin, aslında küresel sisteme çalışan
“devşirme”lerden arındırılarak
silbaştan inşa edilmesi, oligarşik bürokrasinin yeniden şekillendirilmesi, Türkiye’nin iç ve dış önceliklerinin yeniden tanımlanması ve en önemlisi de ülkenin her alanda önünü açacak
köklü bir entelijansiyanın
, yani hem İslâm’ı, bizim medeniyet birikimimizi ve ruhumuzu özümseyen hem de çağı, dünyayı iyi tanıyan
güçlü, özgüveni yüksek bir öncü kuşağın
yetiştirilmesi gerekiyor. 
Başka bir ifadeyle, hem devletin emperyalistlerin ve onların uzantısı devşirme kadroların tasallutundan kurtarılması hem de ülkenin kaderine bin yıldır hükmeden (dünya tarihini yapmamızı mümkün kılan) tarih-yapıcı ruhla donanarak
geleceğimizi aynı ruhla inşa edecek çaplı, iddialı  öncü kuşakların hazırlanması şart. 
İşte o zaman Türkiye, iki asırdır yitirdiği yönünü bulabilir, yörüngesine kavuşabilir, 2053 ve 2071 hedefleriyle medeniyet iddialarını kuşanarak önce orta vadede (25-30 yılda) bölgemizde, sonra da uzun vadede (50-60 yılda) küre ölçeğinde
eksen
olmaya başlayabilir.
TÜRKİYE’NİN DURDURULMASI STRATEJİSİNİ PÜSKÜRTMELİYİZ!
Batılılar, asırlık stratejilerini, Türkiye’nin gelişini, İslâmî bir yörünge oluşturma yürüyüşünü durdurmak, mümkünse Türkiye’ye diz çöktürmek amacıyla geliştirdiler. Meselâ,
İngilizlerin Şark Meselesi, İslâm›ın tarihten uzaklaştırılmasını, bunun için de Osmanlı›nın parçalanmasını ve Türkiye’nin bir daha İslâmî bir yörüngeye oturmamasını
sağlamayı hedefleyen ve büyük ölçüde de başarılı olan bir stratejidir. 

Fransızların, Almanların, Amerika’ya hükmeden ve İsrail’e çeki düzen veren Yahudilerin de Türkiye’nin yeniden bir medeniyet atılımı gerçekleştirecek tarihî bir yürüyüş gerçekleştirmeye kalkışmasını önlemeyi amaçlayan büyük ve tehlikeli stratejilere sahip olduklarını iyi bilelim derim.

Bu tür projelere, stratejilere şiddetle ihtiyaçları var emperyalistlerin. 

Biz gelince, onlar defolup gidecekler çünkü.

Biz gelince, sömürgeci, şer-şirret düzenleri, iğrenç hesapları yerle bir olacak çünkü.

Batılıların temel stratejisi, İran’ın durdurulması, bölgenin petrol yataklarının kontrol altına alınması filan değil.
Batılıların asıl stratejisi, medeniyet yürüyüşüne kaldığı yerden başlamaya karar verebilecek, o yüzden küllerinden doğacak, şimdilik maddî / stratejik açıdan büyüyen ve bölgeyi toparlamaya soyunan Türkiye’nin durdurulmasıdır.
TÜRKİYE’NİN PARÇALANMASI TEHLİKESİNE GÖZ YUMAMAYIZ!
Türkiye’nin tarihî yürüyüşünü durdurmaya dönük tehdit, dış kaynaklı olsa da, içerden harekete geçirilen, aslâ ihmal edemeyeceğimiz ve göz yumamayacağımız  bir tehdit:
Türkiye, hem bölünme hem de bin yıl dünya tarihine yön vermemizi sağlayan medeniyet iddialarını ve kimliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya.
Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi, ölüm-kalım mücadelesi olacak bir seçim bu. Kader seçimi.
Türkiye, emperyalistlerin dışarıdan müdahalelerle içerideki bazı zavallı aktörleri
iktidar sözü
ile ayartarak
teröristlerin rahatça at koşturacakları
, toplumun huzur ve barış ortamını mumla arayacağı,
ilk defa bölünme, parçalanma tehlikesi ile karşı karşıya kalınan
ürpertici bir seçeneğe doğru zorla sürükleniyor: Hem de ayartıcı bir şekilde! 
İktidar sözü verilerek, kaset operasyonlarıyla, sosyal medya operasyonlarıyla ülkenin kaderiyle oynayacak şebekelere bu millet aslâ itibar etmeyecektir!
Türk toplumu, basiretiyle ve ferasetiyle hareket edecek, ülkenin bölünmenin, kaosun eşiğine sürüklenmesine yol açacak bir felâkete aslâ izin vermeyecektir!

Sözün özü: Bu seçim, Türkiye’nin kader seçimi olacak. Sadece ülkemizin değil, bölgemizin hatta dünyanın geleceği açısından da.

Vesselâm.

#Toplum
#Kültür
#Tarih
#Yusuf Kaplan
1 yıl önce
Türkiye’nin kader seçimi: Ya Türkiye ekseni ya da güdümlü Türkiye!
Kara dinlilerle milletin savaşı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?