Almanya’da iflasını açıklayan şirketler Varta ile sınırlı değil. 2023 yılında 17 bin 824 şirket batmış. Hızla yok olan markaların en meşhurları Agfa, Praktiker, Hertie, Karstadt, Kaufhof, KaDeWe, Body Shop, Woolwort gibi köklü isimler. Alman üreticiler 2000’lerde olduğu gibi yeniden yurt dışına kaçmayı varlık nedeni olarak görmekte.
Ekonomik durgunluk, Kovid-19 salgını, Ukrayna savaşı derken, Avrupa’da yaşanan ekonomik öngörüsüzlük köklü şirketleri bir bir piyasadan siliyor.
“Zaman en iyi ilaçtır” sözü, zamana yenilen markalar için “Zaman en acımasız cellattır”a dönüşüyor.
İki Almanya’nın birleşmesi ile Almanya çok büyük mali yük altına girdi. Doğu Almanya’ya yapılan yatırımlar piyasaya bir canlılık getirdi. Bu ekonomik canlılık yerini zamanla bir yüke bıraktı. Kamunun sırtladığı yük, 2000’li yıllarda belediye hizmetlerine kısıtlamalar şeklinde yansıdı.
Yüzme havuzlarının kapandığı, kültür hizmetlerinde tasarruf edildiği birbiri ardına gazete sayfalarına yansıdı. Refah kültürü ile ünlenmiş Almanya için bu bir ilk işaretti. Sosyal devlet Almanya için kısıtlama alışılmamış bir kavramdı.
Firmalar göçü
Ardından Çin mucizesi geldi. Başlangıçta kulağa hoş gelen ‘mucize’ zamanla kabusa dönüştü. Evet, her şeyin ucuzunu temin etmek mümkündü. Avrupalı çocuklar tarihte eşi benzeri olmayan bir oyuncak bolluğu içinde yüzüyordu. Lakin Çin’den yapılan her alışveriş, Avrupa’da işyerlerinin yok olmasını yol açıyordu. Çin ile ticaret Rus ruleti gibiydi.
Çin mucizesi ile birlikte bir firmalar göçü yaşanmaya başladı. Aslında firmalar Almanya’da kalıyor, üretim üniteleri Çin’e gidiyordu. İş yerleri yitiriliyordu.
Ekonomik faaliyet artık Karl Marx’ın öngördüğü üzere “üretim aracı sahipleri” ile “üreten halk yığınları” arasında gerçekleşmiyordu. Üretim ünitelerinin iş gücü pahalılığı ve enerji maliyeti nedeni ile düzenli olarak Almanya dışına kaçması yeni bir mali düzen yarattı.
Kovid-19 milat oldu
Artık, ekonomik hareketlilik şirket defterleri, bilançolar ve vergi daireleri üçgeninde yaşanan dijital bir sürece dönüştü. Üreten, ürettiği ile yaşayan Almanya, daha az kazanan daha fazla tüketen yurttaş konumuna geldi.
Dijital devrim, ödeme sistemleri, gelişen lojistik uygulamalar derken birçok sektör bir bir yok olmaya başladı. Korona süreci bu anlamda bir milat oldu.
Aslında Alman ekonomisi de Alman halkı gibi tutucu bir anlayışa sahipti. İnsanlar yaşam tarzlarını korumak isteseler de, zaman işlevini yitiren şirket ve sektörlere yaşam hakkı vermedi.
Şirketler mezarlığına giden en son Alman markası ise ‘Varta’ oldu. Pil üreticisi olarak 130 yıllık bir maziye sahip olan Varta geçtiğimiz gün iflasını açıkladı.
İflas dalgası
İflasını açıklayan şirketler sadece Varta ile sınırlı değil. Almanya’da 2023 yılında 17 bin 824 şirket batmış. Bu rakam 2022 yılına göre 3 bin 200 fazlalıkla, yüzde 22’lik bir artışa işaret ediyor. Belli başlı şirketlerin yanı sıra özellikle nakliye, depolama alanları ile tamirhaneler ve fırınlar iflas dalgasından nasibini almış
Almanya’da hızla yok olan markaların en meşhurları Agfa, Polaroid, Praktiker, Hertie, Karstadt, Kaufhof, KaDeWe, Body Shop, Woolwort gibi köklü isimler. Bunların önemli bölümü Almanya ile isimleri özdeşleşmiş büyük alışveriş mağaza zincirleri. Bu firmalar iflas etse de değerli gayrı menkullere sahipler. Bina yapısına göre shop-in-shop çözümü ile mağaza içinde mağaza olarak ismini korumaya çalışan şubeleri ile hala zamana direniyorlar.
Bir zamanlar Alman şehir kültürünün bir parçası olan moda ve ayakkabı mağazaları da online satış dalgasının etkisiyle yok oluyor. Gery Weber, Peep&Clapenburg, Esprit ve Reno bu markalar içinde öne çıkıyor. Değişen sadece firma yapılanmaları değil artık Alman şehirlerinin klasik görünümü de değişiyor.
Yok olan bankalar
Dijital devrimin ilk etkileri posta ve bankacılık sisteminde kendini hissettirdi. Öncelikle Almanya Postaları ‘Telekom’ ve ‘Post’ olarak ikiye bölündü ve özelleştirildi. Şehirlerin en değerli yerlerinde bulunan postane binaları bir bir satılarak ya rezidans ya da otel oldu. Bazıları da yıkıldı.
Postaneleri bankalar izledi. Anlı şanlı bankalar ve onlarca yılın geleneğine sahip banka şubeleri yok oldu. Benim yaşadığım çevrede Kovid-19 öncesi 5 banka şubesi vardı, bugün sadece biri kaldı.
Bunların en meşhuru Dresdner Bank. 150 yıl kadar önce Deutsche Orient Bank (Alman Şark Bankası) olarak kuruldu. Almanların dış ticaret bankası işlevini gördü. Öylesine sağlam bir kurumdu ki, İstanbul şubesi bugün halen Sultanhamam’da otel olarak hizmet vermekte.
1872 yılında Dresden’den dünyaya açılan banka iki dünya savaşına direndi. Lakin, dijital devrime direnemeyen banka, 2009 yılında Commerzbank tarafından satın alındı. Satın alma aslında bankanın batışını perdelemek için yapılmıştı. Ardından ‘Dresdner Bank’ markası aşamalı olarak ortadan kaldırıldı. Yani, Dresdner Bank’ın iflasının yaratacağı etkiyi ortadan kaldırmak amacıyla, Commerzbank bünyesinde 140 yıllık banka eritildi.
Yok olan markalar
Yaşanan iflaslardan, 25 yıllık maziye sahip olan ‘Wirecard’ da, bir yolsuzluk skandalı nedeni ile nasibini aldı. Nereye havale edildiği meçhul 1,9 milyar avro tutarındaki bir ödeme nedeni ile iflas etti.
Listeye şöyle bir bakalım. Alman demir çelik piyasasına iddialı giren Hindistan kökenli ‘Alcelor-Mital’, Almanya’da en modern sivil havacılık filosuna sahip olan ‘Air Berlin’ artık yoklar.
Tuvalet kağıdı ile marka olarak özdeşleşmiş ‘Hakle’, kitapevleri zinciri ‘Welt Bild’, spor mağazaları zinciri ‘Sporcheck’ ve ‘Esprit’ de iflas dalgasına yenik düşen Alman markaları arasında.
‘Maredo’ Almanya’nın Arjantin usulü et restoranları zinciriydi. ‘Vapiano’ isminden de anlaşılacağı gibi sistem Akdeniz mutfağını gastronomi yöntemi ile Alman şehirlerine taşımıştı. Ülkenin her hatırı sayılır meydanında veya köşe başında karşınıza çıkarlardı. Ama artık yoklar.
Varta’nın öyküsü
Almanya’da en son iflas eden şirketler zincirine ‘Varta’ da katıldı. Şubat 2024’ten itibaren Varta’nın ödeme güçlüğü çektiği biliniyordu. 130 yıllık maziye sahip, 4 bin 500 kişi çalıştıran, yılda 800 milyon avro cirosu olan şirket nasıl bu hale gelmişti? Lityum pil geliştirme alanında devletten 300 milyon avro teşvik almıştı. Ülkenin hatırı sayılı ailelerinden ‘Quant’ tarafından yönetiliyordu. Quant ailesi BMW’nin de iştirakçisiydi.
Varta, I. Dünya Savaşı’ndan bu yana Alman denizaltılarına enerji sistemleri üreten, devasa aküler geliştiren bir kuruluş. Sadece denizaltılara akü üretimi ile kalmıyor, Volkswagen ile elektrikli oto alanında da çalışıyor. Sektöründe öncü olması nedeni ile son bir yıldır siber saldırıların hedefi olmuş. Aylarca üretim yapamadığı için ödeme krizi içine girmiş.
Almanya’da bir şirket bir dönem, yani 3 ay ödeme yeteneğini yitirirse iflasını açıklamak durumunda. Aksi takdirde yöneticileri ağır cezalar bekliyor. Böylece Varta da dijital teknoloji ile Alman hukuk sisteminin son kurbanı olarak tarihe mal oluyor.
Güvenli liman arayışı
Aynı, Alman Telekom’un ortağı telefon üreticisi Gigaset gibi... Gigaset telefon markası da artık piyasada bulunmuyor.
Bir de iyi haberimiz var. PKK’ya ‘yanlışlıkla’(!) 5 bin adet silah satan savunma sanayii kuruluşu ‘Sig Sauer’ on yılı aşan hukuki süreç sonunda savcılık pençesinden kurtulamayarak iflas etti.
2010’lu yıllarda Alman Başsavcılığı Sig Sauer’in Amerika’ya ihraç ediliyormuş gibi göstererek PKK’ya 5 bin adet tabanca teslim ettiğini tespit etmişti. 2014 yılında başlayan dava süreci sonunda Sig Sauer, silah ihraç yasasını ihlalden kusurlu bulundu ve caza aldı. Ağır cezaların altında kalan şirket bir süre önce iflasını verdi.
İflas süreçlerini doğru okuyan başta Volkswagen olmak üzere Alman üreticiler yeniden yurt dışına kaçmayı varlık nedeni olarak görmekte. Böylece hem anlayışsız Alman maliyesinden, hem Alman hukukunun katı hükümlerinden hem de ağır iş gücü maliyetlerinden güvenli bir limana sığınmış olacaklar. Çin Avrupa için artık cazibesini yitirdi. Bu liman neden Türkiye olmasın?