|

Anadolu irfanını ayağa kaldıralım

Alevi kanaat önderleriyle buluşan Başbakan Davutoğlu, terör uyarısı yaptı ve birlik mesajı verdi. Davutoğlu, “Teröre, şiddete, baskıya, zulme karşı Anadolu irfanını ayağa kaldırmanın zamanı. Hepimize düşen görev kim saldırıyorsa onun karşısında olmaktır. El ele vermek zorundayız” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/08/2015 Pazar
Güncelleme: 23:35 - 22/08/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Alevi kanaat önderleriyle Çankaya Köşkü'nde kahvaltıda biraraya geldi, terör uyarısı yaparak birlik mesajı verdi. Davutoğlu, özetle şunları söyledi:


Bugün şerlerin kaynağı insan onuruna yönelik yapılan saldırılardır. 'El ele, el Hakk'a' demek bugün her insanoğlunun bütün tehditler karşısında, çevre problemleri karşısında, insanlığın geleceğini tehdit eden problem karşısında el ele vermesi, sonra da 'el Hakk'a' diyerek hep beraber çalışması anlamına gelir.



TEREDDÜT ETMEYİZ


İnsan onurunu tehdit eden her şey karşısında bugün el ele vermezsek, yarın el verecek başka bir muhatap bulamaz hale geliriz. İslam'a en büyük darbeyi vuran DAEŞ terörü aslında defedilmesi gereken bir şerdir. Muhabbet dinini, aşk dinini bir zulüm tasviri içine yerleştirmeye çalışanların piyonudur DAEŞ. Bu şerri defetmenin sadece sözle olamayacağını gördüğümüzde, DAEŞ'e karşı operasyon başlattık ve onların şerlerini defedebilmek için tereddüt etmeyeceğimizi ortaya koyduk.



EL ELE VERME ZAMANI


Terör örgütü PKK da defedilmesi gereken bir şerdir. Aynı şekilde Ceylanpınar'da polisimizi uyurken şehit edenlere karşı da onların şerlerini defetmek için de aynı kararlılıkla harekete geçtik. Sünni, Alevi, Türk, Kürt bütün kardeşlerime, dostlarımıza, canlarımıza hitaben diyorum ki; eğer bir şer bize doğru yaklaştığında, insan onurunu yok etmeye çalıştığında gelin el ele verelim, el Hakk'a yürüyelim, sonra da hep beraber o şerri def etmek için ne yapmak gerekiyorsa yapalım.



BİR KARDEŞLİK ÇAĞRISI


Daha önce taahhüt etmiş olduğumuz adımları inşallah tek tek atma irademizin yanında bugünlerde biraraya gelmemizin daha önce planlanmamış özel bir anlamı var ki o da teröre, şiddete, baskıya, zulme karşı Anadolu irfanını hayata geçirmenin, ayağa kaldırmanın ihtiyacını hissettiğimiz bugünlerde bir kardeşlik çağrısı için biraradayız.



HACI BEKTAŞ-I VELİ HESAP SORAR


Eğer Alevi Bektaşi geleneği içinde davrandığını iddia edip de, 'Ali'siz bir Alevilik' diye bir şeyden bahsediyorsak, herkes istediği gibi düşünebilir, ama benim bildiğim bu ocakların ve sizlerin yeşerttiği muhabbet tohumu Hazreti Ali'den ayrılamaz. Hak Muhammed Ali derken hissedilenler, Hazreti Ali'den ayrı düşünülerek bir yere varamaz. Hele hele Hazreti Ali'den kopuk bir Alevilik düşünürsek Hacı Bektaş-ı Veli bizden hesap sorar.



CEMEVLERİ YENİDEN YORUMLANMALI


Bizim dergahımıza girecek olanlar, Horasan dergahından feyz alacak olanlar, Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi bilgi ve edeple girerler. Şimdi bu anlamda cemevlerinin, bu anlamda semahın hep beraber yeniden yorumlanması ve kadim geleneği bize yansıtan barış dergahları olarak görülmesi lazım.



ONLAR BİZİ TEMSİL EDEMEZ


Şimdilerde, Alevi Bektaşi geleneğinin yeniden bir şekilde, su yüzüne çıkmasını, keşfedilmesini, tekrar tekrar anlamlandırılmasını ve sizin üzerinizden bunların yapılmasını çok saygın, çok doğru bir adım olarak görüyorum. PKK, DAEŞ, DHKP-C Müslümanları, Sünnileri, Alevileri, Kürtleri, Türkleri temsil edemez. Müslümanları, Alevileri, Sünnileri, Türkleri, Kürtleri temsil eden Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makalatı'dır, Hazreti Mevlana'nın Mesnevisi'dir, Ahmed-i Hani'nin Mem u Zini'dir ve daha niceleridir.



Devlet kimlik sormaz


Konuşmasında terör saldrılarına karşı sık sık omuz omuza el ele verme çağrısı yapan Davutoğlu, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olduğunun altını çizerek, “Hiçbir vatandaş arasında ayrım gözetilmesini mazur göremeyiz. Devlet vatandaşlarına kimlik sormaz. Kimlik, vatandaşların kendileriyle tanımlanır ve devlet o kimliklere saygı gösterir. Onlara hak ve özgürlükleri konusunda eşit davranır” ifadesini kullandı. Devletin vatandaşlık kimliği etrafında bütün vatandaşları kucaklayıcı bir anlayışı yerleştirmesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, “Biz, 'Çözüm Süreci' derken tam da bunu kastediyorduk” dedi. Davutoğlu, bir anne-babanın hapishaneye gittiğinde oğluyla anadiliyle konuşamadığı bir ülkenin, insanlık onuruna ve vatandaşlık bilincine sahip olmadığını düşündükleri için bunu değiştirdiklerini belirtti.




#pkk
#Alevi Bektaşi
#aleviler
#sunniler
#daeş
#Çözüm Süreci
9 yıl önce