Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze ve Lübnan'daki İsrail terörüne değindi. "Uluslararası toplum Filistin Devleti'ni tanımalı" diyen Erdoğan, acil ateşkes çağrısı yaptı. "İsrail'in hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı durmak, devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir" vurgusu yapan Erdoğan, Lübnan hükümeti ve halkının da yanında olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi ziyaret eden Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb'u Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde resmi törenle karşıladı.
İkili ve heyetler arası görüşmeye geçen Erdoğan ve Stubb, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
"Bildiğiniz üzere Finlandiya geçtiğimiz sene NATO üyesi olmuştur. Dostluk bağlarımıza NATO müttefikliğinin eklenmesi, ikili iş birliğimizi yeni bir boyuta taşımıştır. Bugün de görüşmelerimiz vesilesiyle kıymetli mevkidaşımla Türkiye-Finlandiya ilişkilerini geliştirme yönünde ortak irademizi teyit ettik. İkili ticaret hacmimiz bir önceki yıla kıyasla geçtiğimiz sene yaklaşık yüzde 6'lık artış göstererek 2,2 milyar dolar seviyesini aşmıştır. Müşterek gayretlerimizle 5 milyar dolarlık hedefimize kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Önümüzdeki sene Finlandiya'da düzenlemeyi planladığımız Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu Toplantısını bu bakımdan önemsiyoruz."
"İş birliğimiz güçlenerek devam edecek"
Erdoğan, görüşmede NATO müttefikleri olarak savunma sanayi alanındaki iş birliğini de ele aldıklarını belirterek, "Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği sürecinde üçlü muhtırayla tesis ettiğimiz daimi ortak mekanizma, terörle mücadele iş birliğimizin güçlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu alanda atılan adımları da memnuniyetle takip ediyoruz. Tabii beklentilerimizi de en üst düzeyde aktarıyoruz." dedi.
Bilim ve teknolojiden, eğitim, kültür ve turizme uzanan geniş bir yelpazede ilişkilerin çeşitlendirilmesini geleceğe yönelik yapacakları yatırımlar olarak saydıklarını vurgulayan Erdoğan, "Finlandiya'da yaşayan vatandaşlarımız ve Tatar toplumu ilişkilerimizin önemli beşeri boyutunu teşkil ediyor. İkili ilişkilerimizin ve NATO bünyesindeki iş birliğimizin sağlam temeller üzerinde güçlenerek devam edeceğine samimiyetle inanıyorum." diye konuştu.
"Finlandiya'nın AB üyelik sürecimize desteğini artırarak sürdürmesini bekliyoruz"
"Finlandiya ile Arabuluculuk Dostlar Grubunun eş başkanlığını yürütmekteyiz. Bu alandaki iş birliğimizi derinleştirmenin, küresel meydan okumalarla mücadele bakımından önemli olduğuna inanıyoruz. Görüşmelerimizde ikili münasebetlerimizin yanı sıra Gazze'de yaşanan soykırım, Lübnan'a sıçrayan Orta Doğu yangını ile Türk-Avrupa Birliği ilişkileri başta olacak şekilde güncel meseleleri değerlendirdik. Finlandiya'nın Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimize yönelik desteğini artırarak sürdürmesine dair beklentimi Sayın Stubb ile paylaştım. İstişarelerimizde Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizin bir kez daha altını çizdik. Ukrayna'daki yıkımın bir an evvel son bulması ile adil ve nihai bir çözüme ulaşılmasının ancak diplomasi yoluyla mümkün olduğuna dair kanaatimi Sayın Cumhurbaşkanına ifade ettim."
"Lübnan'ın yanında olmamız gerekiyor"
"İsrail'in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletler'de hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail'in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir. Buradan bir kez daha Gazze'de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum. Lübnan halkının ve hükümetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti'nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim'den bu yana 9 ülke Filistin Devleti'ni tanımıştır. Hala bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti'ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz."
"Finlandiya'yı zannedildiği gibi bekletmedik"
Finlandiyalı bir gazetecinin, Finlandiya'nın ve İsveç'in NATO'ya üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanma süreciyle ilgili bir sorusu üzerine Erdoğan, "Finlandiya'yı biz öyle zannedildiği gibi bekletmedik." karşılığını verdi.
Finlandiya'nın NATO'ya üyelik yolunu İsveç'ten önce açtıklarını anımsatan Erdoğan, "Tek şeyimiz yeter ki terör noktasında Finlandiya'da hareketlenme olmasın. Bir an önce orada terörün önü alınsın dedik." açıklamasını yaptı.
Eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö'nün bununla ilgili mücadele verdiğini aktaran Erdoğan, terör noktasında adım atılınca Finlandiya'nın NATO'ya girmesinin önünü açtıklarını kaydetti.
Terörle mücadelede Finlandiya gibi davranmayan İsveç'in gecikmeli olarak, terörle mücadelede gereken adımları attıktan sonra, NATO'ya alındığını anımsatan Erdoğan, üyeliğin her iki ülke için de hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, diğer bir gazetecinin, "Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?" şeklindeki sorusu üzerine Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti. İsrail'in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Erdoğan, "Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek, bu netice üzerinden inşallah bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz." değerlendirmesini yaptı.
"Türkiye bugünün dünyasındaki en önemli ülkelerden birisi"
Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, "(Türkiye ile Finlandiya) Her iki ülkenin de karşı karşıya kaldığı coğrafi sınamalar bu benzerliklerden bir tanesi. Şimdi NATO'da da müttefik durumdayız. Her iki ülkenin de çok büyük bir askeri gücü var." dedi.
Stubb, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Stubb, Ukrayna, Filistin, Lübnan ve Sudan dahil olmak üzere dünyanın her yerinde çatışmaların olduğu bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüklerini belirterek, ülkesinin Türkiye'nin bugünün dünyasındaki en önemli ülkelerden biri olduğunu düşünmesinin sebebini anlamak için bu bölgenin etrafındaki çatışmalara bakmanın yeterli olduğunu ifade etti.
Türkiye ve Finlandiya ilişkilerinin her zamankinden daha yakın olduğunu aktaran Stubb, "Bu yıl aslında dostluğumuzun 100. yılını kutluyoruz. Finlandiya'da yaşayan Türk ve Tatarlardan da çok memnunuz, çok mutluyuz. Yıllar içerisinde Barış Dostları çalışmalarında, Birleşmiş Milletler'de (BM), Sayın Cumhurbaşkanı Başbakan iken yaptığımız çalışmalarda birçok konuda bir araya geldik ve çalıştık." dedi.
Stubb, ülkesi ve Türkiye'nin birçok benzerliği olduğuna işaret ederek, "Her iki ülkenin de karşı karşıya kaldığı coğrafi sınamalar bu benzerliklerden bir tanesi. Şimdi NATO'da da müttefik durumdayız. Her iki ülkenin de çok büyük bir askeri gücü var. Her iki ülkede güvenlik tüketicisi olmaktan ziyade güvenlik sağlayıcısı ülkeler. Her iki ülkede barış arabulucuları. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı sizinle ve ekibinizle Dışişleri Bakanları da dahil olmak üzere çok faydalı işbirliği yapacağımıza inanıyorum ve sabırsızlıkla bekliyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Stubb, iki ülkenin ticari ilişkileri konusunda daha fazla çalışılması ve ticaret hacminin artırılması gerektiğine değindi.
"Çok kutuplu bir dünyada Türkiye'nin rolü her zamankinden çok daha önemli"
Görüşme esnasında Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin önemli olduğu konusunda mutabık kalındığını belirten Stubb, "Biz Ukrayna'nın kendini koruma hakkı olduğunu, Rusya'nın saldırıları karşısında korunma hakkı olduğunu düşünüyoruz. Ben Zelenskiy'nin (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy) on noktadan oluşan barış planını da destekliyorum. Barış müzakereleri için iyi bir başlangıç, temel olduğunu düşünüyorum." dedi.
Stubb, Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, bugünün dünyasında nadir birkaç ülkeden bir tanesi olduğunu ifade ederek, bu durumun önemine dikkati çekti.
"İsrail'in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail'in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze'de çok fazla. Şimdi de Lübnan'da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan'da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin'de hem Lübnan'da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim."
Stubb, Finlandiya'nın "her tür terörizmi kınadığını ve lanetlediğini" vurgulayarak, "Bugün ülkenizde tam günlük bir program yaptık. Anıtkabir'e çelenk bıraktık. Bütün gün çeşitli faaliyetlerle geçirdik. Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim. Türkiye gerçekten Batı'yla Doğu arasında bir köprü ve çok kutuplu bir dünyada Türkiye'nin rolü, her zamankinden çok daha önemli diye düşünüyorum." dedi.
"NATO'ya en hızlı üye olan ülke olduk"
Ülkesinin NATO üyeliği sürecine ilişkin Stubb, her defa verdiği mesajın "sabırlı olmaları gerektiği" olduğunu kaydederek, "Zaten her zaman tam NATO üyeliği yolunda ilerliyorduk ama, yeni bir müttefik olarak o zamanki; daha eski müttefiklerin birtakım isteklerini, sorunlarını ve dikkatlerini almak gerekiyordu. Benden önceki Cumhurbaşkanı ve siyasetçiler oturdular, müzakereleri yaptılar ve çok da başarılı oldu tarih yazıldı. NATO'nun tarihinde, NATO'ya en hızlı üye olan ülke olduk." ifadelerini kullandı.
Stubb, Türkiye ile Finlandiya tarafından başlatılan "Barış İçin Arabuluculuk Girişimi" ve "Arabuluculuk Dostları Grubu"na yönelik soruya ve Filistin'deki duruma ilişkin, söz konusu girişimlerin 2010'da başladığını hatırlatarak, o dönem BM'nin burada olmadığını ve arabuluculuk yetkisine sahip olmadığını söyledi.
Günümüzde ise durumun "daha pratik bir hal" aldığını kaydeden Stubb, şu an bir orta yolun bulunma ihtimaline işaret etti.
"İki devletli bir çözüm sağlanmalı"
"Çünkü düşmanlar arasında arabuluculuk yaparsınız, dostlar arasında değil. O yüzden bu arabuluculuktan önce bir ateşkes olması lazım; sonra insani yardımın götürüleceği koridorun açılması gerekiyor. Sonra uluslararası barış güçlerinin gitmesi. Sonra da gerçek anlamda bir siyasi sürecin başlatılması gerekiyor ki sonuçta barış ve nihayetinde de iki devletli çözüm sağlansın."