|

İç siyaset değil 86 yıllık özlem: Ayasofya için kim ne dedi?

CHP, İYİ Parti ve arkasına takılan bazı muhafazakârlar, ‘iç siyaset hamlesi’ deyip önemsizleştirmeye çalışsa da, Ayasofya, Türk milletinin 86 yıllık özlemi. Necip Fazıl’dan Sezai Karakoç ve Mehmet Akif İnan’a onlarca isim, bu davaya önderlik etti. Onlar Ayasofya özlemini şöyle dile getirdi:

Ayşe Mine Alioğlu
01:00 - 13/06/2020 Cumartesi
Güncelleme: 22:15 - 12/06/2020 Cuma
Yeni Şafak
Usta kalemler, Ayasofya özlemini işte böyle dile getirmişti...
Usta kalemler, Ayasofya özlemini işte böyle dile getirmişti...

CHP, İYİ Parti ve arkasına takılan bazı muhafazakar çevreler, ‘iç siyaset’ hamlesi deyip önemsizleştirmeye çalışsa da Ayasofya Türk milletinin 86 yıllık özlemi.

Bu özlem bazen meydanlarda dile getirildi, bazen de düşünce ve fikir dünyamıza yön veren usta isimlerin kalemlerinde. Necip Fazıl Kısakürek’ten Mehmet Akif İnan’a, İlhan Berk’ten Sezai Karakoç’a kadar onlarca isim, bu dava için millete önderlik etti. O usta isimler Ayasofya özlemini işte böyle dile getirdi.

TÜRK GENÇLİĞİNİN KALBİ GİBİ AÇILACAK
Necip Fazıl Kısakürek:
Ayasofya açılmalıdır. Türk’ün bahtıyla beraber açılmalıdır. Ayasofya’yı kapalı tutmak, Yunanlıya ‘ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!’ demekten farksızdır. Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem! Fakat Ayasofya açılacak!.. Türk’ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya’nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler. Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!.. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek... Ayasofya açılacak!... Bütün değer ölçülerini, tarih hükümlerini, dünyalar arası mahsup sırlarını, her iş ve herşey hakkındaki gerçek miyarları çerçeveleyici bir kitap gibi açılacak... Allah tarafından mühürlenmiş kalplerin mühürlediği Ayasofya, onların aynı şekilde mühürlemeğe yeltenip de hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaştığı günü dehşetle kolladığı mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbi gibi açılacak... Ayasofya’yı, artık önüne geçilmez bu sel açacak... Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yağsın... Sel yakındır."
BAĞIMSIZLIĞIN İLANI OLACAK

Sezai Karakoç:
Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılması bir sebep değil bir sonuçtur. Tekrar cami olarak açılması da bir sebep değil bir sonuç olacaktır. İslam’ın Batı karşısında yenilgisinin, üstünlüğünü kaybetmesinin sonucu ve sembolik işareti olarak Ayasofya cami olmaktan çıkmıştır. Ancak, Batı karşısında İslam âlemi olarak tam bağımsız olduğumuz gün ya da en azından, bu bağımsızlığın şuuruna vardığımız gün, kendimizi Batı’dan bağımsız hissettiğimiz gün, Ayasofya yeniden cami olacaktır. Yoksa çapı meçhul, müphem güçlerin tesadüfî bir hareketiyle Ayasofya açılamaz. Açılsa da çabuk kapanır. Ayasofya’yı ancak, Ortadoğu’nun gerçek kurtarıcısı aydınlar kadrosunun, tüm İslam toplumunu değiştirmesinden sonra açması düşünülebilir. Daha doğrusu, o gün Ayasofya kendiliğinden açılıp cami olur.

(...) Ayasofya, ruhumuzun trajedisini ifşa eden bir sfenks mi? Zincire vurulmuş Promete mi? Onu ancak Kafkas kartalları mı zincirlerinden kurtarıp özgürlüğüne kavuşturur? Talihimizin dönüşünü haykıracak bir ilan mı olacak minarelerinden yükselecek ezanlar? Bağımsızlığın gerçek sesi ezanlar.

MÜZE KARARI AZDIRMIŞTIR

Peyami Safa:
Din mücadelelerinin sona erdiği bir dünyada yaşadığımıza inanmak gaflettir, Kıbrıs davasında da Ortodoksluğun oynadığı büyük rol göz önündedir. Ayasofya’nın müze haline getirilmesi, Hıristiyanlığın İstanbul üzerindeki emellerini bertaraf etmemiştir. Bilakis cesaretini arttırmış, kışkırtmış ve azdırmıştır.

Nuri Pakdil:
Bir siz mi duyarsınız Ayasofya Camii’nin inlemelerini, karanlık dehlizlerde tek başına gece gündüz yaktığı ağıtlarını? Arada sırada boğuk boğuk sesi de gelir Ayasofya Camii’nin; yığılır kalır bilincinizin üzerinde, sorumluluğunuzun üzerinde...
DOSTU DÜŞMANI AYIRMANIN ÖLÇÜSÜ

Necmettin Erbakan:
Ayasofya Câmii İslam’ın köhnemiş Hıristiyanlığa galebesinin timsalidir. Yani o bir zaferin, onun timsalidir. Hakk’ın batıla galebesinin timsalidir. Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet’in malıdır. Ayasofya bir semboldür. Ayasofya Camii’nin bir an evvel ibadete açılması, hem Vakıflar Kanunu’na göre hem de insanlık görevidir.

Mehmet Akif İnan:
Ayasofya konusu, dostla düşmanı birbirinden ayırmanın, safları belirlemenin bir ölçüsüdür. Ruhundan köleliği silkip atmanın aktüel ölçüsü, bugün Ayasofya’dan yana olmakla beliriyor. Ayasofya bir mimari realite değil, bir idrak mihengidir. Ayasofya, ruhumuza nakşolmuş bir davanın anahtarıdır şimdi. Onun kapısını açınca, fetih görünür ancak.
MİLLETİN ARZUSUNA TERCÜMAN OLUN

Cahit Zarifoğlu:
Ayasofya’yı ibadete açacak olan partinin memlekette fevkalade itibarı yükselir. Hayrettir, bu bile kimseyi kıpırdatmamıştır. Akla aykırı bir şey. Kedinin kedilik yapmaması gibi bir şey. Ters bir şey, insan düşünürken idrak etmekte bocalıyor. Ayasofya’nın yeniden câmi olarak açılması için her ne söylenen olursa milletin arzusuna tercüman olur. Kültür Bakanı seçime bir iki ay kala, gider ayak ‘Ayasofya kısmen ibadete açılabilir’ demiştir. Umarım ruhu müsbet değişikler geçirmektedir. Umarım kendisi vicdanında bir ses duymuştur. Topyekün milletin arzusuna karşılık içinde cevap bulmuşa benziyor.
DAVA HAYSİYET DAVASIDIR
Kemal Fedai Coşkuner:
Ağlayan Ayasofya değil Ayasofya’nın şahsında Türk Milletidir. Dâvâ câmiye olan ihtiyacımızın yeterliği veya yetmezliği değil. Ortada bir millî prestij meselesi var. Papazları, metropolitleri yakalarında Bizans armasını taşır, yedisinden yetmişine kadar her Yunanlı, müstakbel Bizans hülyaları ile yaşar, Megalo İdea peşinde Helenizm imparatorluğunun hortlayacağı günleri düşünür, bu hedefe varacak yolun Ayasofya’dan geçeceğine inanır. Bu durumun muvacehesinde Ayasofya’ya büyük bir milli dâvâ konusu olarak bakmamak mümkün değildir. Ayasofya milletimizin haysiyet ve şerefi davasıdır!
KUBBELER DUASIZ

Memduh Cumhur:
Ayasofya öyle mahzun, ulu kubbeler duâsız, / Seneler süren bu hasretle minâreler ezansız. / Bize zor gelen tecellî daha çok sürer mi Yârab? / Göğe yükselen niyazlar gibi secdeler mekânsız....

Osman Yüksel Serdengeçti:
Ayasofya! Ey muhteşem mabet! Merak etme. Fatih’in torunları yakında bütün putları devirip seni camiye çevirecekler. Gözyaşlarıyla abdest alarak secdelere kapanacaklar... Tehlil ve tekbir sedaları boş kubbelerini yeniden dolduracak. İkinci bir fetih olacak... Ozanlar bunun destanını, ezanlar bunun ilanını yapacaklar... Sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen tekbir sesleri fezaları inletecek... Şerefelerin yine Allah’ın ve onun sevgili Peygamberi Hz. Muhammed’in şerefine ışıl ışıl yanacak... Bütün dünya Fatih dirildi sanacak. Bu olacak Ayasofya bu olacak!.. İkinci bir fetih, yeni bir basübadelmevt... Bu muhakkak... Bu günler yakın, belki yarın, belki yarından da yakındır...


#Ayasofya
#Cami
#Müze
4 yıl önce