|

Ölümüne kiralık

Deprem nedeniyle çürük dairelerine kiracı bulamayan bazı ev sahipleri ilginç sahtekarlığa başvuruyor. Mağdurlardan biri, tıp fakültesi öğrencisi Meryem Akçay, 2000’den sonra inşa edilmiş diye güvenle taşındığı evle ilgili gerçeği, AFAD ekibi incelemeye gelince öğrendi: Bina 1987 yılında inşa edilmiş, deprem sigorta tarihi de doğru yazılmamıştı.

Aybike Eroğlu
00:00 - 20/11/2020 الجمعة
Güncelleme: 09:50 - 20/11/2020 الجمعة
Yeni Şafak
İnsanların deprem korkusunu fırsat bilen ev sahipleri kirli bir oyuna başvurdu.
İnsanların deprem korkusunu fırsat bilen ev sahipleri kirli bir oyuna başvurdu.
Büyük İstanbul depremi korkusu, kiracıları daha dikkatli olmaya sevk ederken, ev sahipleri de kirli bir oyuna başvurdu. Evlerini daha genç gösterip “güvenli konut algısı” oluşturmak isteyen ev sahiplerinin deprem sigortası yaptırırken de aynı oyunu sürdürdüğü ortaya çıktı. Bu durumun son mağduru ise Maltepe Altayçeşme Adalı Sokak’ta bulunan bir evi kiralayan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Meryem Akça oldu. Kardeşi ve okul arkadaşıyla birlikte 15 ay önce ev kiralayan Akça’nın yaşadığı olay bu kadarına da pes dedirtti. İnternette yer alan ev ilanlarını tarayan Akça, 2000 senesinden önce yapılan tüm binaları eleyerek yaşadığı evi kiraladı.
Genç ve deprem sigortalı bir evde yaşadığı için kendini oldukça güvende hisseden genç kızın tüm dünyası, kapıcının “Ekipler gelecek binaya sağlamlık kontrolü yapacaklar” demesiyle alt üst oldu. AFAD ekiplerinin yaptığı inceleme sonucu, binanın 2000 yılında değil, 1987 yılında yapıldığı, deprem sigortasının tarihinin ise doğru yazılmadığı ortaya çıktı. İnternete verilen kiralık daire ilanında binanın 2000 yılından sonra inşa edildiği bilgisi yer alırken, doğru olmayan bilgilerin yer aldığı DASK raporu ise Akça’ya emlakçı tarafından gösterildi.

İSKELETTE NE ARARSAN VAR!

Yaşanan skandal bununla da sınırlı kalmadı. AFAD ekiplerince yapılan incelemelerde daire sakinlerinin izni istenerek bina iskeletinden çeşitli numuneler alındı. Perde denilen bu bölümden alınan parçalarda deniz kabuklarıyla karşılaşan Akça,
“O andan itibaren beynimizde şimşekler çaktıran gerçeklerle yüzleşmeye başladık. Ekibin çıkardığı numune deniz kumundan yapılan bir beton parçasıydı. İçinde deniz kabukları da dahil ne ararsanız var. İşin kötü yanı bunlar binayı taşıyan ana bölümde yer alıyor”
dedi.


GERÇEĞİ KOMŞUSU ANLATTI

  • Altınçeşme Sokak’ta bulunan evi 2000-2006 arasında yapıldığına dair deprem sigortası güvencesiyle tuttuklarını anlatan Akça,
    “Apartman sakinlerinin organize etmesiyle kentsel dönüşüm ekibi binayı muayene etti. Komşular yıllardır yaşadıkları evin ne durumda olduğunu biliyorlardı tabii ama biz o zaman bile tedbir amaçlı yapıldığını zannettik. AFAD ekipleri bina iskeleti ve farklı bölümlerden numune aldılar, alınan her parça adeta elimizde ufalandı. Bu sırada üst kat komşumuza, bu bina 2000-2006 arası yapılmış, böyle bir şeyin nasıl olur diye sordum. Gerçeği o zaman öğrendim. Komşumuz, “Yok yahu bu binanın planı belediyeden mührünü 1987’de aldı” diyerek bana planı gösterdi. Belgeye göre inşaata 1984’te başlanmış ancak imar belgesi 1987’de alınmış. Duyduklarımıza inanamadık. En son yaşanan depremde salon kirişimizde çatlak olmuştu, binanın yaşını ve sigortayı düşünerek önemsememiştik. Bina genç diye düşünmüştük, işin aslının böyle olacağını hiç düşünemezdik”
    diye konuştu.

6 ŞİDDETİNE DAYANAMAZ

Akça sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz daha bina yaşının şokunu atlatamamışken, komşumuz bodrumdaki derin çatlakları gösterdi.
Kolonlardan bazılarının beton kısmı dökülmüş, içindeki demir açıktan görünüyor ve demiri elinizle dokunarak ufalayabiliyorsunuz. Ekipten biri binadaki işlerini tamamlayınca çıkmadan son kez bizim dairedeki numune aldıkları yerin fotoğrafını çekti.
O esnada ekiplere, 6 şiddetinde bir depremde ayakta kalır mıydı diye sordum, cevap hayırdı. Ekipler binanın yüzde 95 çürük çıkacağı tahmininde bulunarak apartmandan ayrıldı.”


MEMLEKETİME DÖNDÜM

  • Evin çürük olduğunu öğrendikten sonra bir gece dahi evde kalamayacağını aktaran Akça,
    “Okulumuz pandemi nedeniyle online eğitim veriyordu. Bu olaydan sonra İstanbul’da kalamazdım, elime ne geçtiyse toparlayıp memleketim Isparta’ya döndüm”
    diye konuştu.

SAHTEKARLIK YAPILMIŞ OLABİLİR

Bina inşaatlarında böyle oyunlar dönerse daha çok can yitirileceğini hatırlatan Akça şöyle devam etti:
“Acısı taze olan İzmir depreminde enkaz altında kalanlardan en çok ev sahiplerinin evlerinin çürük olduğunu bilerek bunu kendilerinden sakladıkları kiracılara üzülmüştüm. İstanbullu kiracılar, belki sizin de sağlam diye evini tuttuğunuz ev sahibiniz binasını genç ve sağlam göstererek sahtekarlık yapmış olabilir.”

Kişilerin beyanı esas alınır

  • Ödül Sigorta Aracılık Hizmetleri’nden Recep Yüce:
    “Deprem sigortası yaptırırken, pafta, parsel numarası sistemde kayıtlı olduğu için otomatik olarak ortaya çıkar. Ancak binanın adres kodları, yapılış tarihi gibi bilgiler düzenlenirken sigorta yaptıracak kişilerin beyanı dikkate alınır”
    dedi. Yüce,
    “Bazen yapılış tarihini bilmedikleri için bazen de daha düşük sigorta primi ödemek için bina yaşını az söyleyebilirler. Sigortacılar binalarda kişilerin bey
    anlarını esas alarak poliçe düzenler” şeklinde konuştu.




Tüm bilgiler veritabanında

Kentsel Dönüşüm Uzmanı Levent Deveci: “DASK, kamu alanındaki bir veriyi değiştirme kudretini kişilerin beyanına bırakmış bir sistem değil.
DASK’ta sigorta yaptırmak istediğinizde ada, parsel numarası verirsiniz, tüm bilgiler veritabanında zaten mevcuttur. DASK, belediye verileriyle çalışır. Belediye verisi doğru geldiyse, DASK’ın verisi doğrudur. Buradaki olay çok spesifik bir durum.
Yanlış veri girişi yapılmış olabilir. Burada bir muğlaklık var ancak bunu proje bazlı incelemek gerekir. Genele yaymak doğru olmayabilir.”
#Kira
#Ev sahibi
#DASK
٪d سنوات قبل