|

Kültürel zenginliği mimleyen bir çalışma

Arşiv belgelerinden yazmalara, tarihi yapılardan mezar taşlarına kadar çeşitli kaynaklardan mim harfinin kültürümüzdeki yansımalarını ortaya koyan Prof. Dr. İlhami Yurdakul, Mim harfi etrafında sahip olduğumuz kültür ve medeniyetin zenginliğine dikkat çekiyor.

Halil Solak
01:00 - 27/02/2022 Pazar
Güncelleme: 02:18 - 26/02/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Prof. Dr. İlhami Yurdakul
Prof. Dr. İlhami Yurdakul

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İlhami Yurdakul Arap Alfabesindeki mim harfinden yola çıkarak Bir Harf Bir Medeniyet: Mim Kitabı adlı bir çalışma ile okurun karşısına çıktı.

Mim harfi etrafında sahip olduğumuz kültür ve medeniyetin zenginliğine dikkat çeken Yurdakul ile konuştuk.

- Bir harfin, “mim” harfinin tarihini yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
  • Çocukken evrak sahteciliğine dair dinlediğim bir davanın etkisiyle belgelerin diplomatik özellikleri hep ilgimi çeker. İstanbul›da Başbakanlık Osmanlı Arşivi›nde doktora çalışmam sırasında ilmiye konusunun yanı sıra, Osmanlı bürokrasisine dair temel düzenlemelere ışık tutacak her türlü belgeyi de bir iki kelimeyle not ederdim. Bunlara dair el yazısı bilgi fişlerimin bir kısmının kenarına da önem derecesine bağlı olarak bir veya daha fazla yıldız koyup “İlginç! Makale veya sempozyum konusu” diye not düşerdim. Bu çalışmalarım sırasında karşıma çıkan belgelerden biri de II. Abdülhamid’in sadrazamın arzlarında imza yerine mühür ve mim rumuzunu kullanmasını yasaklaması ve unvan ve ismini açık şekilde yazmasına dair 1879 tarihli emri idi. Bu tarihten yaklaşık 16 yıl sonra uygulamada bazı aksaklıklar olmuş ve ikaz niyetiyle emir yenilenmişti. Sadrazam, bu emirden ciddi olarak rencide olmuştu. Siyasî bir krize dönüşen bu problemi anlamak için mim harfinin peşine düştüm.

HER YERDE MİM VAR!

- Malzeme bulabildiniz mi peki?

Tabii. Ummadığım kadar hem de… İş sadece arşiv belgeleriyle sınırlı değildi üstelik. Yazma ve basma eserler, tarihi yapılar, mezar taşları ve hâsılı maddi kültür varlıklarının hemen hepsinde mim rumuzu bulmak mümkündü. Bir süre sonra algıda seçiciliğin bir neticesi olarak “her yer mim! her yerde mim var!” demeye başladım. Sanattan edebiyata, siyasetten tasavvufa, sözlü kültürden bürokrasiye, mistisizmden rüya tabirlerine, medreseden mektebe, ebced hesabından musıkiye ve gizli teşkilatlara kadar hemen her alanda yazılmış eserleri taradım ve kullanılan “mim” harflerini topladım. Mim harfinin kültür ve medeniyet bağlamında izahı da tarih ve diğer tüm alt disiplinler incelenerek yazılabilirdi. Bir harfin izini 20 yıl sürdüm ve bir harf, bir kitaba dönüştü. Mim harfinin bir monografi olarak tarihinin yazılması, bir harfin bile araştırma konusu olabileceğini, zengin bir malzemenin bulunabileceğini ve alana özgün katkı sunabileceğini gösterdi.

HARFLER BİZİM İÇİN ARTIK MUAMMA

- Osmanlı dünyasında harflerin sembolik yeri nedir?
  • Harf ve sayılar her toplum ve medeniyette olduğu gibi bizde de birer sembolik değer olarak vardı. Tanzimat devrinde Osmanlı milleti gibi bir Osmanlı lisanı meydana getirme teşebbüsü dil, yazı ve harf tartışmalarını beraberinde getirdi. Cumhuriyet devrinde yapılan devrimlerin en köktencisi harf devrimi idi. Bu esasen yaklaşık yüz yıllık bir tartışmanın sonucuydu. Bu tartışmalardaki müspet ve menfi gerekçeleri bir yana bırakırsak Arap-İslam menşeli Türk elifbasından Latin menşeli Türk Alfabesine geçiş bir medeniyet tercihi idi. İşte yaklaşık bin yıl kullandığımız Arap menşeli Türk elifbası siyasetten sanata, tasavvuftan gizli ilimlere, divan edebiyatından halk ve tekke edebiyatına, bürokrasiden siyasete hemen hemen her alanda farklı bir anlamda bir sembol olarak kullanıldı. Dolayısıyla devrinde gündelik yaşamın basit birer parçası iken şimdi bu harflerin anlamlarını bilmek bizim için birer muamma oldu. Mim monografisi ise bunları yeniden anlamanın ve sahip olduğumuz kültür ve medeniyetin zenginliğinin bir işareti sayılabilir.

MİMLENMENİN TARİHİ

- “Mim koymak”, “mimlemek” gibi tabirleri bugün hâlâ kullanıyoruz. Bu deyimlerin kökeni nereye dayanıyor?

Osmanlı ordusu savaşa giderken ve dönerken yoklamalar yapılırdı. Yoklama defterlerinde askerin yoklamada bulunmadığını ifade için mim rumuzu kullanılırdı. Bazen de yoklamada bulunmayan askerin isminin üstüne “nâmevcûd (yok)” yazıldıktan sonra kenarına da mim harfi konulurdu. İşte bu yoklama sırasında bulunmayanların isminin üstüne mim konulanlar «mimlenmiş» olurdu. Böylece mimlenenler ve isminin üstüne «mim konanlar» askerlik hizmetini yapmadıkları anlamına gelirdi. Mimlenenler askerlik hizmeti karşılığında elde edecekleri terakki ve imkânlardan mahrum kalırdı.

Ömür çizgisini gösteren harf

- “Mim”in gizli ilimlerde de bir yeri var. Mesela kıyafet ilmi…
  • Evet, halk kültüründe “el falı ve yüz falı” manalarını kazanan kıyafetnâme türü eserlerde, beden uzuvları insanların karakter tahlili için kullanıldı. Hz. Muhammed’in hilyelerde anlatılan fiziki özelliklerine atıf yapılmaksızın benzer şekilde beden uzuvlarının ölçülü olması idealize edildi. Eldeki ömür çizgisi de mim rumuzu ile gösterildi. Dolayısıyla eldeki mim harfi çizgisi de ömrün uzunluğu veya kısalığına işaret olarak yorumlandı.

Mim’i gören muradına erer

Rüya tabirleri için hazırlanan tabirnâmeler var. Arap elifbasındaki harfler üzerinden rüyaların 29 farklı yorumu tespit edilmiştir. Yorum, rüyada görülen nesnenin Arapça isminin ilk harfi esas alınarak yorumlanırmış. Buna göre rüyasında su gören kişinin rüyasının tabiri; su kelimesinin Arapça karşılığı olan “mâ” kelimesinin ilk harfi olan mim’dir. Dolayısıyla rüyasında su gören kişinin rüyası muradına ereceği şeklinde yorumlanırdı.

İttihat terakki’nin şifresiydi

- İttihat ve Terakki’de “mim” rumuzunu ne anlamda kullanılıyor?
  • Sultan II. Abdülhamid’in mutlak idaresindeki resmi ve gayriresmi hafiyeleri, her gün gerçek veya gerçek dışı jurnaller yazardı. Özellikle muhaliflerin ve üst düzey devlet ricalinin her türlü basit ziyaretleri bile takibe takılırdı. Böyle bir ortamda İttihad ve Terakki Cemiyeti üyeleri, takibata takılmamak için aralarında mensubiyet ifadesi olarak şifreli “muin” kelimesini kullandı. Bu şifre, yardımlaşma anlamına gelen Arapça muin kelimesinin ilk harfleriyle karşılıklı konuşmak şeklindeydi. Mesela bu şifreye göre bir cemiyet üyesi mim harfiyle başlayan bir cümle kurduğunda, muhatabı ayın harfiyle başlayan bir cevap verirdi. Birinci kişi ikinci kez ya harfiyle başlayan bir cümle kurarken muhatabı nun harfiyle başlayan bir cevap verirdi. Böylece dört cümlenin ilk harfleri mim, ayın, ya, nun harflerinden oluşan muin kelimesi olurdu. Muin kelimesi de mim rumuzuyla sembolize edilebilirdi. Dolayısıyla mim de cemiyet üyeliğinin rumuzuydu.

#İlhami Yurdakul
#mim
#Bilecik
#Şeyh Edebali Üniversitesi
#İttihat terakki
#Osmanlı
2 yıl önce
default-profile-img