Ülkemizde Bilim Tarihi Kürsüsü'nü akademik olarak kuran ve dünyadaki ilk bilim tarihi doktorasını yapan Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı'nın anısına çıkan “Ortaçağ İslam Dünyası'nda Bilim ve Teknik” Müslüman bilim adamlarının 8. ve 12 yüzyıllar arasındaki başarılarını anlatan makalelerden oluşuyor
Yavuz Unat'ın editörlüğünde Lotus Yayınevi'nden çıkan “Ortaçağ İslam Dünyası'nda Bilim ve Teknik” isimli kitap; 8. ve 12. yüzyıllar arasındaki dönemin yalnızca Hristiyan Ortaçağ dünyası göz önünde bulundurularak, Karanlık Çağ adıyla geçiştirilmesine karşı Ortaçağ Müslüman bilim adamlarının başarılarını ve bilime katkılarını ele alan makalelerden oluşuyor.
Ortaçağ İslam Dünyası' na ilişkin genel değerlendirmeler, matematik, astronomi, fizik, kimya,biyoloji ve tıp, teknoloji olmak üzere yedi bölümden oluşan kitap, popüler nitelikteki çalışmalardan oluşan bir makale seçkisi olma özelliği taşıyor.
Kitabın editörlüğünü yapan ve seçkide beş makalesi bulunan Yavuz Unat' ın yazdığı önsözde; Ortaçağı aydınlatmaya yönelik bilim tarihi çalışmalarının iki temel soruya, “Neden bilim alanında sekizinci ve on ikinci yüzyıllar arasında ilerledik” ve “On ikinci yüzyıldan sonra bilim alanında neden geriledik” sorularına, cevap bulunabilmesi açısından önemli görüldüğü belirtiliyor. Bu kitapta yer alan makaleler de bu açıdan ayrı bir öneme ve değere sahip.
Ülkemizde Bilim Tarihi Kürsüsü'nü akademik olarak kuran ve dünyadaki ilk bilim tarihi doktorasını yapan Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı'nın anısına çıkan kitapta, Sayılı'nın da 'Ortaçağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri' ve 'İbn Sina'da Işık, Görme ve Gökkuşağı' isimli iki makalesi bulunuyor.
'Ortaçağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri'nde Batı Avrupa' nın bilgisizlik karanlığından kurtulmasının İslam dünyasından aldığı feyizle mümkün olduğunu savunan Sayılı, İslam dünyasındaki bilimsel gelişmelere katkısı dolayısıyla Türklerin ayrı bir yere sahip olduğunu ifade ediyor. Örneğin; makalede 'hastahanenin İslam dünyasında gerçek anlamıyla doğmasında ve bir hayır kurumu olma vasfı yanında bilimsel tıbbın tutarlı biçimde uygulandığı devamlı ve uzmanlaşmış bir tedavi yerine dönüşerek müesseleşmesinde Türklerin büyük bir paya sahip olduğu' vurgulanıyor. İlk altı hastahane içinde en az ikisinin Türkler tarafından kurulduğu bilgisi veriliyor. Yine İslam Dünyası'nda kurulan ilk Türk devlet rasathanesi olan Melikşah Rasathanesi'nden bahsediliyor ve İslam dünyasındaki dokuz devlet rasathanesinden üçünün Türkler tarafından kurulduğuna dikkat çekiliyor.
Avrupa bilimine Türklerin yaptığı etkiye 'İbn Sina'da Işık, Görme ve Gökkuşağı' adlı makalesinde de değinen Sayılı, İbn Sina'nın kendinden ışıklı cismin ışığı ile kendinden ışıklı olmayan fakat aydınlatılmış olan cismin ışığı arasında yaptığı ayrımın tercümeler yoluyla Avrupa'yı etkilediğini ve İbn Sina' nın kullandığı terimlerin karşılığı olan sözcüklerin Avrupa'da yaygın biçimde kullanıldığını belirtiyor.






