|

Pazar sıkıntısı Paris sıkıntısı gibidir

Modern dünyanın dinlenme gününe baş kaldıranlar da var. Şair ve yazar Hüseyin Akın onlardan biri. Akın, “Paris sıkıntısı gibi bir sıkıntıdır pazar sıkıntısı” diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 28/05/2023 Pazar
Güncelleme: 02:48 - 28/05/2023 Pazar
Yeni Şafak
Şair ve yazar Hüseyin Akın.
Şair ve yazar Hüseyin Akın.

Pazar günleri hayatı sorguladığımız günlerden olabilir mi? Neden olmasın! Hüseyin Akın da bu sorgulamaya katılıyor ve “Nedense” diyor, “Herkes pazar günleri kendini sabahleyin yataktan geç kalkmaya mecbur hisseder.” Kendisi öteden beri “modern hayatın dayattığı bu ayine” katılmamak için özen gösterir, tam da bu nedenle pazarları daha da erken kalkmaya çalışırmış. Akın’dan bu cümleleri duymamızın nedeni tabii ki, “Klasik bir pazarınızı tarif eder misiniz?” şeklindeki sorumuz. Cevabının geri kalanına kulak kesilelim: “Bu benim 15 yaşımdan beri pazar gününe karşı aldığım bir önlemdir. Orta okul sıralarından beri pazar günü evimizde fazla uyuyan kardeşlerimi ne yapıp edip türlü hareketler yaparak uyandırıncaya kadar uğraşırdım. Pazar günü, o günün pazar olduğunu umursamadan daha erken bir vakitte uyanır. Kütüphanemdeki geceden kalma dağınıklığı toparlar, üşenip de okumadığım eski dergileri okurum. Diğer günlere nazaran tüm semtte uyku sessizliği hakimdir. Bu sükutu doya doya içime çekerim. Evde ekmek olsun olmasın kendimi sokağa atmak için fırına kadar yürür, koltuğumun altında sıcak taze bir ekmekle ara sokaklardan eve dönerim. Pazar neşesi gibi şeylere pek inanmam. Yeni doğan bir günün güzelliğidir beni çeken. Ailemizin çalışmaya ayarlı bireyleri nasıl yaşarlarsa o günü memnun edeceklerini bilemediklerinden kolu komşu, eş dost ve hısım akrabadan esinlenerek ya futbol maçı izlerler ya kahvehanede vakit geçirmeyi denerler ya da kendilerini piknik yerlerine atarlar. Ben ise bu şeylerin hiçbirinden anlamam. Pazara gösterilen özel muameleden sıkılır inadına ona cuma günü muamelesi yapmaya çalışırım. Mesela en çok nefis muhasebesi yaptığım, en çok Kur’an okuduğum günler pazar günleridir. Bir bakıma senenin bitiminde yılbaşına ne muamele yapıyorsam haftanın bitiminde de pazara öyle davranıyorum. Sonlar ve bitimler benim için kendimi sorgulama ve muhasebe günleridir.”

BUGÜN BİR SEREMONİ İSTİYOR

Akın’a göre pazar gününü standart bir gün olmaktan çıkarmak, elimize tutuşturduğu yaşam paketini hiç açmadan alıp, bir kenara koymak ve bildiğimiz dilden yaşamak bu günün sıkıcılığına karşı çare olabilir. Ona göre, “Paris sıkıntısı gibi bir sıkıntıdır pazar sıkıntısı.” Bu noktada kendisi de bir alıntıyla meseleyi irdeliyor: “‘Ne kadar kıvrılsanız siz Paris olamazsınız’ demişti şair Süleyman Çelik. Başka türlü davranmayı gerektirmesi açısından Parisler de pazarlar da birbirine benzerler. Önlerinde bir seremoni gerçekleştirmenizi isterler. Bu yüzden pazarla pazarlık yapmazsanız sıkıntı da yaşamazsınız.” Şairin bu konuda farklı bir önerisi daha var. Ona göre pazar günlerini sıkıntı olmaktan çıkarmanın bir başka yolu da bu güne bir karavan muamelesi yapmak. Yani, “içinde oturup yatmakla kalmaz aynı zamanda ona binerek pazartesi, salı, çarşamba… gibi haftanın diğer şehirlerini gezmeye gidebilirsiniz. O bazen perşembeye ulaşacağınız bir uçak, kimi zaman cumaya açılacağınız bir gemi ya da cumartesini onunla turlayacağınız bir otomobil olabilir.”

ESKİ PAZARLAR DAHA AKLI BAŞINDAYMIŞ

Peki diyoruz, acaba bugün güzel bir film izlemek istersek, tercihimizi hangi eserden yana yapmalıyız? Akın’ın önerisi Kemal Sunal filmleri oluyor. Mesela Kapıcılar Kralı gibi. “Geçmiş günlerin tadını insan bu filmlerden daha iyi alıyor” diyor ve ekliyor: “Yaşadığımız eski sokaklar, arabalar, eski insanlar, kapı önleri eski günlerin muadili gibi. Bir de bu filmlerden anlıyoruz ki eski pazar günleri daha aklı başında günlermiş.”

KAÇACAK YERLERİ YOK

Kendisine, “Özellikle pazar günleri görmek istediğiniz arkadaşlarınız var mı?” sorusunu yönelttiğimizde ise şu cevabı alıyoruz: “Evet, hafta içinde ihtiyacı olmadığı halde daha fazla kazanmak için gece gündüz çalıştığından bir türlü yakalayamadığım dostlarımı özellikle görmek isterim. Nasıl olsa o gün kaçacak yerleri olmaz diye.”

FAVORİ MEKANIM ÇAY OCAKLARI

Pazar günleri için favori mekânları ise tabureli çay ocakları. Ona göre bu mekânların hem çayları kıvamında hem sohbetleri sıcak hem de ilginç bir şekilde tabureleri rahat oluyor. Konuğumuzun şu cümlesinin de altını çizelim: “Tabureli çay ocaklarında arkaya yaslanılmadığı için dedikodu yapma ihtiyacı da hissetmiyorsunuz ayrıca.”

SEVECEK OLSAM CUMARTESİNİ SEVERİM

Akın’ın geçirdiği en kötü pazar maalesef kısa bir süre önce yaşadığımız deprem felaketiyle alakalı: “Yakın zamanda yeğenimin eşi ve iki çocuğuyla birlikte Antakya’da depremde enkaz altında kaldığı haberini aldığım günün uyku tutmayan pazar gecesi hayatımın en kötü pazar günüdür. En güzel günlerimin içinde pazara rastlayan bir günü ne yazık ki hatırlamıyorum. Zaten özellikle sevmiş olsam cumartesini daha çok severdim. Haftanın son çalışma gününden sonra ödül gibi gelmesi ve kendisinden bir sonraki günün pazartesi olmaması değerli.”

Bol bol şiir

Sıkıcılıklar ve imkânlar arasında gidip gelen bu günde Akın, mümkünse hafta içlerinde başlayıp da yarım bıraktığı kitapları okuyormuş. “Ayrıca bol bol şiir kitabı okurum. Hatıra ve deneme türü kitaplar iyi gider,” diyor. Mesela, Roni Marguiles’in Bugün Pazar, Yahudiler Azar denemeleri gibi.

Kendi inşaatımda çalışırım

Peki ya Akın, pazarları çalışır mı? “Neden olmasın?” diyor ve ardından şunları ifade ediyor: “Pazar bir yana Museviler için sebt günü olmasına rağmen cumartesi günü bile çalışırım. Ne sebt gününü ne de pazar gününü takdis edenlerden değilim. Hafta içi patronumun ya da işverenimin binasında çalışırken pazar günü tabiri caizse kendi binamda, kendi inşaatımda çalışırım.”

HİKMETLİ MİSALLER VERDİĞİNİ SANAN BİR MECZUP

Ve tekrar geldik son soruya: Pazar günü insan olursa nasıl biri olurdu? Akın’ın cevabı şöyle: “Pazar günü insan olsaydı sabahtan akşama sürekli kendisine hizmet edilmesini isteyen, serseri ve bohem olurdu. Evine gelip gidene tembellik hikâyeleri anlatıp, hikmetli misaller verdiğini sanan bir meczup olmaya daha uygundur. Ezcümle pazar günü bir insan olmuş olsaydı, biz ona gitsek bile o bize gelmezdi. Kimsenin rahatını bozmasından hoşlanmaz, çok sıkılırsa en yakın saatteki pazartesi uçağına atlar başka diyarlara açılırdı.”



#Pazarları Hiç Sevmem
#Aktüel
#Şair
#Yazar
1 yıl önce