|
Demirel"den gelen ahad haberi nasıl okumalıyız?

İkinci elden duyduğumuza göre Süleyman Demirel, Baykal kaseti için “Bu ABD işi” demiş. “Türktime” bu bilgiyi eski Demirelcilerden İsmail Amasyalı''dan rivayet etmiş.

Bize de Amasyalı''dan neşet eden bu bu ahad haberi cerh ve tadil etmek düştü.

Demirel 2004''te Eisenhower Vakfı tarafından plaket verilmek üzere Amerika''ya gitmiş..

O zamanki ABD Başkanı, Bağdat''ta Iraklı bir gazetecinin kafasına papuç fırlattığı Oğul George Bush''tur.

Kendisi de bir zamanlar Amerikan Başkanı olan Baba George Bush, Demirel''i bir köşeye çekmiş..

“Bak Süleyman” demiş, “şu sizin çılgın Türkler bizim askerler için tezkere vermediler”

Sonra da eklemiş:

“Günü gelir Meclis Başkanı Arınç''tan, CHP''den, MHP''den bunun hesabını sorarız.”

* * *

Baykal kasedi patlayınca Demirel, Baba Bush ile arasında geçen bu diyalogu hatırlamış..

Böylece hepimizin günlerce kafa patlattığı kaset olayının esrarını çözüvermiş.

Yani, Demirel Baba Bush''tan, İsmail Amasyalı Demirel''den, Türktime de Amasyalı''dan rivayet etmiş.

Bu rivayet tam da “ahad hadis”e uyuyor arkadaşlar.

Hadis usülü gazeteciler için de son derece kullanışlı bir akıl yürütme yöntemidir.

Ahad hadis, tek bir ravi tarafından silsile yoluyla Peygamberimiz''e kadar ulaşan hadistir.

Yani, bir kişi(ravi), bir kişiden(ravi), o kişi de bir sahabeden, o sahabe(ravi) de Peygamber''den duymuştur.

Genç gazetecilere duyurulur, Ahad hadislere “haber-i ahad” da denilir.

Çok kişiler silsilesiyle rivayet edilen mütevatir hadislere nazaran tek bir kanaldan gelen ahad hadisler zayıf kabul edilirler.

Bu konu, bu noktada hadis alimlerinin yetki alanına girdiğinden şu bizim haber-i ahad''ın analizine geçelim..

Olay çok açık, kim kimden rivayet etmişse, bellidir.

Rivayetin kesinlik kazanması için önce Demirel''in “ben Baba Bush''tan öyle duydum” demesi gerekiyor.

Sonra da Baba Bush, “ben bu lafları ettim” diyecek..

Yok “ben öyle söylemedim” derse, o zaman da Baba Bush''un şehadetinin ne kadar geçerli sayılacağı tartışılır.

* * *

Şimdi de rivayetin, yani metnin yorumuna geçelim.

Hadis alimlerinin hadis metinleriyle ilgili yaklaşımlarından yararlanabiliriz.

Cerh ve ta''dil, yani sakatlama ve sağlamlaştırma diyoruz buna..

“1 Mart tezkeresi” 2003''te reddedildi.

Aradan yedi yıl geçmiş, Amerikalılar intikam için Obama''nın Başkan olmasını mı beklemişler?

Hiç kuşkusuz AK Partililer “evet” deseydiler bu tezkere geçerdi..

İntikam soğuk yenen bir yemektir tamam ama işe CHP''den değil de halen icra makamında bulunan AK Parti''den başlamaları gerekmez miydi?

Diyelim ki ABD Baykal''dan intikam almak için bu kaset olayını patlattı..

Bu durumda kendilerine daha yakın bir ismin CHP''nin başına geçmesini mi arzu ediyorlar?

O halde merkez medyadaki “Baykal istifa etsin” korosunun da çorbada bir parça tuzu var anlamına gelmez mi bu?

* * *

Amerika bu tür pis işlere girmez mi?

Hem de ne biçim girer ama dikkatleri başka yönlere çevirme niyetlerini de göz ardı etmemek gerek.

Bu kaset olayından hükümetin bir çıkarı olamayacağını herkes kabul ediyor.

Medyadaki kimi dalgalanmalara bakarsak CHP''yi yeniden tanzim etme emareleri sözkonusu.

CHP''yi dışarıdan tanzim etmeye çalışanların amaçlarının AK Parti''yi zayıflatmak olduğu ayan beyan ortada.

Baykal''ın mirasının kime, kimlere kalacağı ve CHP''nin gidişatı bu kaset olayıyla ilgili sır perdesini aralayacaktır.

Demem o ki, “canbaza bak, canbaza bak” diyenlere de bizim dikkat etmemiz lazım geliyor.

Aslında CHP''liler de olayın pekala farkındalar ama topu taça atmak işlerine geliyor.

Gandi Kemal ve Midas''ın kulakları..

Şu bizim “çakma Gandici meslektaşlar” alem adamlar sevgili okurlar..

“Adayım” demediği için “Gandi” unvanını aldılar Kemal Kılıçdaroğlu''nun.

“Gandi” diyenler onlar olduğuna göre, kafaları bozulunca “Dandi” demek de haklarıdır.

Kılıçdaroğlu hemen ortaya atılıp “ben varım arkadaş” demediği için suçludur bu arkadaşlara göre.

Bakın hemen “Midas''ın kulakları eşek kulakları” makamına geçiverdiler..

Cahiliye adamları gibi elleriyle yaptıkları helvadan putları acıkınca yediler.

Böylece ne kadar çabuk vazgeçeceklerini dosta düşmana göstermiş oldular.

Adamı önce kuyuya indirirler, sonra ipin ucunu bırakıverirler, çık çıkabilirsen..

“Paydaş medya”nın ipiyle kuyuya inilemeyeceğini Kılıçdaroğlu anlamıştır herhalde.

Aslında CHP''yi kurtarsın diye ''Gandi Kemal''i getirmek falan değil dertleri..

“Baykal gitsin, Kılıçdaroğlu gelsin, AK Parti''yi geriletelim, sonra icabına bakarız” diye düşünüyorlar.

İşte Kılıçdaroğlu genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.

1970''lerden beri “Baykal hizbi”nde yer alan CHP Genel Sekreteri Önder Sav bile Kılıçdaroğlu''nu destekleyeceğini bildirdi.

Hem de Baykal''a rağmen destekleyeceğini söyledi.

Olağanüstü bir gelişme olmazsa Kılıçdaroğlu Kurultay''da seçilir.

Paydaş medyaya karşı çok daha uyanık olması gereken günler bekliyor Kılıçdaroğlu''nu.

Adamı vezir de ederler, rezil de..

Adaylığını açıkladığına göre tekrar “Gandi Kemal”e avdet edeceklerdir.

Kemal Kılıçdaroğlu''na kolay gelsin diyorum.

Bir kez daha anladım ki..

Politika gözlüğümü çıkardım ve “Deniz Baykal-Nesrin Baytok olayı”na çıplak gözle baktım.

Hepimiz insanız ve tanık olduğumuz her olay aynı zamanda bir insanlık durumudur.

Lakin her insanlık durumunu baş tacı etmek gibi üfürükten tayyare bir hünerimiz de var.

CHP''nin kızlı erkekli gençleri Baykal''ın evinin önünde “her halükarda senden razıyız, eve dön” diye tempo tuttular..

Ama aynı destek grubunu Nesrin Baytok''un evinin önünde göremedik..

Bir kere daha anladım ki Türkiye''de parti tutmak bir mezhebe bağlı olmak gibiymiş..

Bir kere daha anladım ki kişilere bağlılık ahlaki ilkelerden bile önce geliyormuş..

Bir kere daha anladım ki kadın hep altta kalıyor, erkekler hep üste çıkıyormuş.

Bir kere daha anladım ki parti dediğimiz şey meğer bir kültten ibaretmiş

Bir kere daha anladım ki ak''a kara, kara''ya ak demek partizanlığın şiarıymış..

Bir kere daha anladım ki kuzguna yavrusu şahin görünüyormuş..

Bir kere daha anladım ki olan her şey olması gerektiği biçimde oluyormuş..

Bir kere daha anladım ki biz bu kafayla sittin sene adam olamayız.

14 yıl önce
Demirel"den gelen ahad haberi nasıl okumalıyız?
Ekonomik kalkınmada nitelikli işgücünün rolü
Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin kamu personeline yansıması (2)
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…(3)
Devletsizlik ve ulussuzluk
Yasa ve toplumsal meşruiyet: 28 Şubat