|
NATO müdahalesinin kademeli etkileri

Kosova bunalımının son ulaştığı safha bu bunalımın biribiriyle ilişkili dört kademeli bir değerlendirmeye tabii tutulmasını gerektirmektedir.

Sırp saldırganlığı ve Kosova bunalımı

Birinci kademede meselenin odağında Kosova''nın Yugoslavya ve Sırbistan bünyesinde maruz kaldığı etnik kıyım ve bu kıyımın yol açtığı insanlık dramı vardır. Hava saldırılarıyla Sırbistan''ın askeri gücünü kırmaya yönelen NATO''nun son müdahalesi bu kademede şu ana kadar istenilen sonuca maalesef ulaşamamıştır. Aksine, tırmanan Sırp milliyetçiliği kara savunma desteğinden mahrum olan Arnavutlar''ın daha yoğun bir etnik temizlik harekatına maruz kalmasına yol açmıştır.

Bu konuda Bosna ile yapılan kıyas yetersiz ve eksiktir; çünkü Bosna''da Sırplara yönelik NATO hava harekatı başladığında Boşnaklar''ın karada dengeyi yakalamış ve ilerlemeye başlamış ciddi bir silahlı gücü vardı. Sırplar''ın Hırvatistan''dan çıkartıldığı ve Orta Bosna-Bihaç hattının tekrar kurularak Banja Luka üzerindeki Boşnak-Hırvat baskısının arttığı günlerde gerçekleştirilen NATO hava harekatı yerdeki Boşnak-Hırvat kara gücüyle desteklendiği için Sırplar''ın yeni bir etnik temizlik dalgası başlatması mümkün olamamıştı. Bugün Kosova''da ise KKO''nun gücü böylesi bir güvenlik alanı oluşturacak düzeyde değildir. Dolayısıyla NATO hava harekatı ile muhtemel kara harekatı arasındaki zamanlama eşgüdümü (sinkranizasyon) yeterince sağlıklı planlanmadığı için NATO hava müdahalesi beklenenin aksine yerde etnik kıyımın hızlanması sonucunu doğurmuştur.

Kosova''da gelinen son nokta Sırp ve Arnavutlar''ın birlikte ortak bir siyasi hayat alanı oluşturmasını iyice güçleştirmiştir. Ortaya çıkan yoğun güvensizlik ortamı, geçici çözümleri ve garanti altına alınmamış sınırlı özerklik tanımlamalarını gittikçe devre dışına itmekte ve nihai çözüm alternatiflerini azaltmaktadır. Sırplar için de Arnavutlar için de "ya hep ya hiç" formülü önplana çıkmakta; bu durum da fiili güç destekli diplomasinin esneklik alanını daraltmaktadır. Bu noktada da Kosova Bosna''dan farklılaşmaktadır. Dini kimlikle farklılaşmakla birlikte dil konusunda biribirine yaklaşan ve Soğuk Savaş süresince daha yüksek bir entegrasyon düzeyi sağlamış olan Sırplar ve Boşnaklar''ın aksine Sırplar ve Arnavutlar''ın sosyal entegrasyonu en düşük düzeylerde kalmıştır. Sırplar''ın Boşnaklarla birarada yaşamayı dahi içlerine sindiremedikleri bir güvensizlik ortamında Arnavutlarla ortak bir devletin unsurları olmayı benimsemeleri çok güçtür. Kosova''nın geleceği üzerinde planlar yapan müttefik güçler bu konuda artık müdahele öncesinden daha sınırlı opsiyonlara sahiptir.

Bölgesel dengeler ve müdahale

İkinci kademe bunalımın bölge dengeleri üzerindeki muhtemel etkileri ile ilgilidir. Kara gücüyle desteklenmeyen hava harekatı zor iklim şartlarında gerçekleşen büyük bir insan göçünü beraberinde getirmiştir. Bu göçün insani yönü yanında Balkanlar''ın merkezi problemi olan "Arnavut meselesi"ni de harekete geçirmesi ihtimali bölge dengeleri açısından en kritik alanı oluşturmaktadır. Kosova''dan Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan''a ve oradan da Türkiye''ye yönelen göç, bu ülkelerin iç dengelerinde ciddi dalgalanmalar meydana getirebilir. Özellikle kendi içinde son derece hassas bir etnik/dini denge barındıran Makedonya''nın konumu son derece kritiktir.

Makedonya bünyesinde ortaya çıkacak en küçük bir hareketlenme ve değişme, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Türkiye''yi doğrudan içine çekecek sonuçlar doğurabilir. Görünen odur ki, Sırbistan da bu durumu görmekte ve "Arnavut meselesi"ni bir Yugoslavya ve Sırbistan meselesi olmaktan çıkararak genelde bir Balkan, özelde de bir Makedonya meselesi haline dönüştürebilecek bir göç dalgası oluşturmaya çalışmaktadır. Türkiye için de en kritik hat bu çerçevede belirginlik kazanmaktadır. Yunanistan''ın NATO bünyesinde yol açtığı rahatsızlıklar ve bölge dengeleri dikkatli bir şekilde takip edilmeli ve her Yunan hamlesi karşı bir diplomatik atakla dengelenmelidir.

Avrupa-içi dengeler ve müdahale

Üçüncü kademe bunalımın Avrupa-içi dengeler üzerindeki rolü ve NATO''nun bu konuda gittikçe artan belirleme gücü ile ilgilidir. Bu çerçevede ilişkiler ve dengeler gittikçe daha girift bir nitelik kazanmaktadır. Bosna bunalımının uzamasında sorumluluk sahibi olan İngiliz-Fransız girişimi, son yıllarda değişen dengeler sonucunda NATO misyonu konusunda daha aktif bir tavır sergileyen ABD''nin tavrı ile Kosova konusunda yeterince frenleyici bir rol üstlenememiştir. Yine de Fransa''da süren görüşmeler daha önce ve daha az maliyetle sağlanabilecek diplomatik girişimlerin sonuçsuz kalmasında etkili olmuştur.

Bölgede ABD ve NATO''nun artan etkisi Rusya''yı ciddi şekilde tedirgin etmekte ve bu çerçevede Fransa ve Rusya arasında bir yakınlaşma doğmaktadır. Doğrudan bir ABD etkisinden çok NATO''nun çok taraflı etki alanının devreye girmesini tercih eden Almanya ise, gelişmeleri tipik bir Alman soğukkanlılığı ve disiplini ile takip etmektedir. ABD''nin artan etkisinin doğurabileceği Fransız-Rus eksenli Avrupa tepkisinin alacağı seyir Almanya''nın da pozisyonu üzerinde etkili olacaktır. Avrupa-içi dengeler açısından Fransa''ya, uluslararası dengeler açısından ABD''ne yakın duran İngiltere de nihai kertede denge kurucu bir rol ile devreye girebilir. Görünen odur ki, Kosova müdahelesinden sonra Avrupa çok daha renkli ve dinamik bir diplomatik sahne halini alacaktır.

Küresel dengeler ve müdahale

Dördüncü kademede temel unsur uluslararası ilişkilerdeki küresel dengeler ve bu dengeler içinde NATO''nun yeni misyonudur. Soğuk Savaş sonrası dönemde çiftkutuplu yapının dağılması küresel dengelerde Avrupa sahnesinin tekrar merkezi bir konum kazanmasını beraberinde getirmiştir. Çiftkutuplu yapıda Afrika''dan Küba''ya Kore''den Latin Amerika''ya kadar uzanan ideolojik/stratejik mücadele sathı bu bölgelerdeki tırmanmanın küresel ölçekli bir savaşa dönüşebileceği kaygısını artırıyordu. Kore ve Küba bunalımları bunun tipik misalleridir. Soğuk Savaş sonrası dönemde ise, bu dönemin belirleyici gücü olan ABD, Avrupa dışındaki gerilim alanlarının bölgesel ölçekte tutunabileceğinin farkındadır.

Buna mukabil, Avrupa-içi bunalımlar daha önceki iki Dünya Savaşı örneğinde olduğu gibi küresel ölçekli gerilimlere zemin teşkil edebilir. Onun içindir ki, Amerika küresel barışı koruma misyonu biçtiği NATO''ya özellikle Avrupa sathında daha yaygın ve derinlemesine bir görev alanı oluşturmaktadır.

Kosova müdahelesinin, bu çerçevede, NATO''nun yeni misyonunun tekrar ve daha net bir şekilde tanımlanacak olan 25 Nisan''daki 50. kuruluş yıldönümünün hemen arefesinde ve Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti''nin ittifaka katılma süreci ile eşzamanlı olarak gerçekleşmiş olması dikkat çekicidir. 1991 Roma zirvesinde ilan edilen yeni stratejik konseptte "ittifakın Avrupa içindeki stratejik dengeyi muhafaza edeceğinin" vurgulanması ve o günden bugüne bu hedefte yapılan revizyonlar değerlendirilmedikçe bu müdahelenin küresel dengeler üzerindeki etkileri anlaşılamaz.

Bu açıdan bakıldığında, son müdahalenin hedefi sadece Kosova''daki insanlık trajedisini durdurmakla sınırlı değildir. NATO''nun Orta ve Doğu Avrupa''da oluşmakta olan yeni stratejik dengelerin merkezine oturmaya başladığı bu yeni dönemde saldırgan politikalarını sürdüren Miloseviç''in sahip olduğu askeri ve stratejik güç törpülenmek istenmektedir. Yugoslavya''nın Soğuk savaş süresince Avrupa''nın üçüncü büyük askeri gücü olduğu da düşünülürse bu törpülemenin taşıdığı anlam daha da bir netlik kazanmaktadır. Önümüzdeki dönemde stratejik tırmanmanın temelde Avrupa ve Ortadoğu eksenli olacağını düşünen ABD NATO-eksenli olarak Avrupa''da, Amerikan askeri gücü olarak da Ortadoğu''da bir stratejik güvenlik alanı oluşturmaktadır.

Bütün bu göstergeler Kosova bunalımının kendi özel ve bölgesel önemi dışında unsurlar barındırdığını ortaya koymaktadır. Bu unsurlar aynı zamanda yeni uluslararası düzen arayışlarının da mihenk noktasını oluşturmaktadır. Bu düzenin ana unsurlarını da bir başka yazıda ele alalım.

25 yıl önce
NATO müdahalesinin kademeli etkileri
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset