
Necip Fazıl''ın Büyük Doğu Marşı''nda dikkatimizi çekmesi gereken bir mısra yer alıyor: "Doğsun Büyük Doğu benden doğarak!.. (1938)
Atatürk''ün vefatından bir süre önce, nereden çıktı ve kimin fikri ise, İstiklâl Marşı''nın değiştirilmesi amacıyla yeni bir yarışma açılmış. Tabiî ki Akif''in kaleme aldığı marş, millî ve İslâmî muhtevâsıyla devrimci/Batıcı çevreleri son derece rahatsız ediyor olmalıydı. İşte "Büyük Doğu Marşı" da Falih Rıfkı''nın ısrarları üzerine yazılmak durumunda kalmıştı.
İnsanın iç hazineleri o kadar zengindir ki, sünûhat kabilinden dilimize takılıveren bir kavram, vara vara bizim hayatımızın büyük bir özetine dönüşür. İyi düşünecek olursak "Büyük Doğu" kavramı da, Necip Fazıl için ve dolayısıyla hepimiz adına, üzerinde hiç hesap/hendese kurmadan esrarlı yumağını örmeye hazırlanıyordu. Nitekim Üstad beş yıl sonra (17 Eylül 1943) çıkarmaya başlayacağı dergisine de bu adı vermek durumunda kalmayacak mıydı?
Büyük Doğu!.. "Doğsun Büyük Doğu benden doğarak!"
Henüz daha kendisini yeterince sistematize etmemiş bir ruh, böyle bir kavrama acaba nasıl ulaştı? Düşünmeye değmez mi? Mevcut hayattan kendisini farklılaştırma ihtiyacını duyan bu ruh; yüksek bir tarih bilinciyle hem kendisini yüksek Batı''ya karşı bir alternatif, hem de millî ve İslâmî uzun bir tarih şuuru ve sorumluluğu ile, ezelî şarkın büyük hülyalarına doğru kanatlanmak ihtiyacıyla âdeta yanıp tutuşuyordu. Yani yeni bir kavram doğuyordu. Uyuşmuş bir şuuru harekete geçirmek, kendini ve bütün bir âlemi ifade etmek üzere sihirli bir kavram. Şuuru harekete geçirmek; unutulmuş, kaybolmuş, üzerinden silindir gibi devrimlerin geçtiği, bırakın tefekkürünü hayalinden bile insanların ürker hale geldiği bir gizli âlemin kapılarını aralamak üzere, işte şifreli bir söz/kavram doğuyordu âlemimize.
Hiç kuşkusuz bu kavram, sünûhat kabilinden doğmuş olmalıdır Necip Fazıl''ın kalbine. Fakat ona âit, mübdiinin o olduğunu unutmamak kaydiyle.
Bu tür sözler ve kavramlar, ileride heybetli ağaçlara dönüşme istidadı taşıyan bir tohum mesâbesindedir. Cüz''de, küll''ün bütün unsurları ve ihtişamı yatar. Büyük adamlar da öyledir. Firdevsi''nin, Şehnâme''siyle, İran milletini ihyâ ettiği gibi; Necip Fazıl ve Yahya Kemal gibi büyük ruhlarda, herşeyin bittiğini sandığımız bir dönemde uyuşmuş vicdanları harekete geçirmeyi başarırlar. Biri Mütareke döneminde, diğeri de ruhlara karanlık bir ıztırabın yükünün ağır geldiği bir geçiş anında.
Bu tipler, bulunduğu şartlarla ister uyumlu gözüksünler, ister kendi "ben"i dışında her şeyden tecerrüt etinler; hatta ne nisbette bireysel/şahsî kalırsa kalsınlar zamanı, tarihi bir bütün halinde idrak ederler. Necip Fazıl''ın dediği gibi, "Ben, bugünküne mazi, yarınkine istikbal"!.. Yani geçmiş, gelecek ve mevcut bütün zamanları kucaklayan bir şuur.
İsterse adından hiç söz etmesinler. Bu tipler yüksek bir "medeniyetin şuuru" ile konuşur ve yazarlar. Ağızlarından çıkan hiçbir söz; bireysel, mevzî, tükenmiş ruhların ıztırapı, sefaletlerine dönüşmez. Şahsî ıztıraplarından söz eder göründükleri bir anda dahi, ya uzun bir tarihin hicranına tercüman olurlar, ya da millî veya evrensel toplumun vicdanı seviyesine yükselirler.
Yani bireyselliğini aşmamış, kendisini yüksek bir aşkın yolunda fâni kılmamış primitif tutumlar, dikkat edin ne tarihe karşı bir sorumluluk duyarlar, ne de evrensel bir insanlık ıztırabına âşinâdırlar. Ebedi bir vahdet ihtiyacı, yani insanın iliklerine kadar sinmiş ezeli hasretlerin ıztırabı; hepimiz adına onların omuzlarına yığılmış gibi, öylesine yüksek bir sorumluluğun altında hissederler kendilerini.
Onlar ümitsizlik, bezginlik, moralsizlik nedir bilmezler. Yüzyüze kaldığımız mevzi tıkanmalar onların iradelerinde en ufak bir tesir de bırakmaz.
Şimdi bakıyorum da, en ufak bir sarsıntı karşısında dizlerinin bağı çözülenlerden geçilmiyor. Bir sürü vâveylâcı damı-çardağı tutmuş, eski kültürlerin "yuğ törenleri"nde olduğu gibi, koro halinde feryad ediyorlar. Kendi zayıf morallerini, arabesk ağıtlara dönüştürerek durmaksızın topluma teşmîl ediyorlar.
Bu ateşi bağrında söndüremeyenlere vâesefâ!..
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.